3Şubat 2002'de aramızdan ayrılan Konya'mızın müstesna şahsiyeti, büyük şair Ali Ulvi Kurucu2nun hatıralarının 4. Cildi çıktı.
Etliekmek, bıçakarası veya tirit ikilemi arasında kalan ağabeyler birinci cildi2007'de çıkan HATIRALAR'ın dördüncü bölümü, şimdi kitapçılarda sizi bekliyor.
Davutoğlu'nun Genel Başkan ve Başbakan olmasıyla, muhtemel bir erken seçimde iyi roller almak isteyen ağabeyler ve ablalar. 1992'de Medine'de 75 saatlik teyp kaydının çözümünden süzülen dördüncü cilt şimdi kitapçılarda sizleri bekliyor.
Artık büyük, çok büyük ve dahi klimalı salonlarda verilen pilavların sabah ve akşam bölümlerinin çıkışında mukayeseli bamya sohbetleri yapan ağabeylerim, ne olur bir sefer de Ali Ulvi Kurucu'nun hatıralarından bahsedin.
Ali Ulvi Kurucu yani Medine'de geçen 50 yıl.
Ali Ulvi Kurucu, 3Şubat 1922'de Konya'da başlayan ve 1939 Eylülünde hicretle şereflenen bir ailenin mensubudur.
Konya'yı ziyaretçi olarak görebilmesi 16 yıl sonra 1955'de mümkün olacaktır.
Muhacirlik ve muhacirler arasında geçen uzun yıllar, Kahire'de ünlü Ezher'de talebelik, oradaki muhacirler.
Medine'de Mescid-i Nebevi'nin karşısında Arif Hikmet Kütüphanesi müdürlüğü!
Mehmet Akif'i andıran bir uslup ile yazılan ve Türkiye'deki dergilere gönderilen şiirler.
Kıymetli okuyucular, bu çile dolu hayatın şerefli hatıratını kim yazacak diye yıllardır cevap arardım.
Mehmet Ertuğrul Düzdağ'ın bu hizmete talip olduğunu duyunca büyük bir memnuniyet hissettim.
Çünkü, Mehmet Ertuğrul Düzdağ çok titiz bir araştırmacıydı, Mehmet Akif uzmanıydı ve en önemlisi MÜSTAKİL kelimesinin içini tam dolduruyordu.
Zaten 1992'de başlayan 75 saatlik kayıtların 2007'de üç cilt olarak hazırlanabilmesi titizliğin ve müstakilliğin sonucudur.
2014'te yani üç ciltten sonra gelen bahsetmeye çalıştığımız dördüncü cilt için yine aynı ifadeyi kullanacağız: Titizlik ve müstakillik
Bu vesileyle belirtelim, beşinci ve son cilt inşallah İKİ YIL sonra elimizde olacak. Yavaş pişen, aşçısı beraber pişen yemek lezzetli olur.
15 TL gibi cüzi bir parayla alacağınız 408 sahifelik eserde Dr. Ali Kemal Belviranlı ağabeyimizden Dr. Baybal'a, Hafız Bestekâr Saadettin Kaynak'tan ünlü Kurra Hafız Abdurrahman Gürses ve Üsküdarlı Ali Efendiye kadar nice şahsiyet ile olan hatıralarla karşılaşacak ve tefekküre dalacaksınız.
Bu vesileyle iddia ediyoruz, bu kitap tefekkür garantili bir kitaptır.
Bir nükteyi özetleyerek bitirelim: S400
Rizeli sekiz hacı bir müşkülleri için gelmişlerdi ama ne geliş, sekizi bir konuşuyor, nice zahmetten sonra birini vekil seçip konuyu anlayabildik, açıklamamızı anlatabildik. 'Hepsi sevindiler. Sonra dediler ki; Hocam bak sen sakin sakin konuştun. Niye sen sakinsinde, biz heyecanlıyız da!..'
Onlar böyle sorunca, dedim ki:
Ben Konyalıyım. Konyalılar buğday ekmeği yerler. Siz mısır ekmeği yersiniz. Bir teneke buğdayı ateşin üzerine saca koyun. Ne olur? Pıs, pıs, pıs. Kavur, kavur ses yok.
Ama gel bir avuç mısır tanesini saca koy. Çt, pat! Tavanı deler!
Benden bu cevabı alınca, hepsi bir ağızdan, Buna derler Hoca dediler.
Kıymetli okuyucular, Hatıralar 4 kitabına vakit ayırınız.