KUL HAKKI YİYENLERİN NAFİLELERİ

 

Din görevlilerimizin sıklıkla anlattıkları davranışlardan birisi kul hakkıdır. Belirtildiğine göre Yaratan kul hakkını bağışlamıyor, birisinin hakkını yiyen herkes öbür dünyada cezasını ödeyecekler. Size Konya'da, isim vermeksizin iki işverenin çalışanlarına karşı yaptıklarını anlatacağım.

Birinci işveren:

Büyük bir fabrikası var. Epeyce işçi çalıştırır. Çalışanlarını bazen sigorta yaptırır, bazen sigortasız çalıştırır. İşçilerini az parayla çalıştırır. İşçilerinin sendikalı olmalarına istemez. Sendikaya kaydolan işçilerini çağırır, “sendikadan çık, daha fazla ücret vereyim” gibi vaatlerle sendikadan çıkarır, sonra sözünde durmaz, sendikaya kayıt olan işçilerin çıkışını verir. 

İkinci işveren:

Bir sanayi mamulünün montaj, bakım, tamir temsilcisidir. Çalışanlarını ilk işe alırken, “seni deneyeceğim” der, birkaç ay sigortasız çalıştırır. Devletten vergi kaçırabilmek için çalışanlarının haberi olmadan, senede bir iki kere, 15 gün, bir ay çıkışlarını verir. 

Çalışanlarından birisi zorunlu bir nedenle bazen ayda bir iki saat gecikirse toplar ayda bir günlük ücretini keser. Başlanan bir iş bitmese, o iş bitinceye kadar (akşam geç vakitlere kadar) işçilerini çalıştırır.

Elemanlarına ayda bir kere nöbet tutturur. Pazar günleri tutturduğu bu nöbette, elemanlarını çalıştırır, ücretini vermez. Elemanları araçlarını kullanırken araca yaptıkları zorunlu harcamaları ödemez, işçileri öder. Doyurucu bir öğle yemeği dahi vermez, vs.

Bu iki işverenin ortak özellikleri:

İkisi de Ramazan'da sevap olsun diye çalışanlarına tahinli pide, meşrubat gibi ucuz yiyecek-içecekler alır. Çalışanlarına dini öğütler verir, şu gazetelerin dışında gazete okumayın diye yönlendirmeler yapar. Sömestri tatilinde 10-15 yaşlarındaki çocuklarını umreye gönderirler, gelip gidenlere dini/ahlaki öğütler verirler, vs.

***

Bu adamların çalıştırdıkları kişilere reva gördükleri haksızlık ve zulümlerle yaptıkları nafile ibadetlere, yedikleri işçi/kul haklarına ne dersiniz?

Sözde dindarlık yerine özde dindarlık, şeytanlık yerine dürüstlük bize; işveren, işçi, âmir, memur herkese gerekmez mi? Zulüm ve hilelerin yerini insani muamele ve dürüstlükler almadıkça daha çok sıkıntıları yaşayacak gibiyiz.

Ramazan ayının bizleri daha samimi Müslümanlar yapması dileğiyle hoşça kalınız.