SÖZDE DİNİ NİKÂHLA KADIN TİCARETİ

Yapılarının gereği olarak erkekler ev işlerinde kadınlara göre deneyimsiz ve beceriksizler. Bu yüzden eşi ölen erkekler yalnız kalınca evlenmeye kalkıyorlar. Bu normal görülebilir. Normal olmayan bazı davranış ve uygulamalar var. Konumuz bu.

Türkiye'de muhtaç ve eşsiz kadınlara bazı hükümetler bazı hesaplarla para, gıda ve yakıt veriyor. Bunu gören dul kadınlar, “bundan sonra niye erkek kahrı çekeyim” diyor, evlenmiyorlar. Yerli kadınlar evlenmeyince gözler yabancı kadınlara dönüyor. Art niyetli erkek ve kadınlar harekete geçiyor; Azerbaycan, Özbekistan, Bulgaristan, Suriye gibi ülkelerden kadın getirtip erkeklerle evlendiriyorlar, para kazanıyorlar. Bu durum bir tür kadın pazarlamaktır. 

Halkımız Müslüman'dır, İslam'da nikâhsız yaşamak haramdır. Nikâh engelini aşmak için “dini nikâh”a başvuruluyor. Bir “halk hocası”, -belki- emekli bir din görevlisi, kimsenin görmediği bir yerde nikâhı kıyıyor, engel aşılmış (?) oluyor. 

Kısa bir süre sonra hanım: “Benim çocuklarım vardı. Borcum vardı. Oturum alacağım” gibi gerekçelerle eşinden yeterince para alıyor, bir süreliğine memleketine gidiyor. Sonra ya hiç geri dönmüyor yahut döndükten kısa bir süre sonra başka gerekçelerle tekrar memleketine gidiyor. Bir daha da dönmüyor. İlk adımda aracıya ve kadına bir hayli para kaptıran erkek bu gidiş-gelişlerle de para kaptırıyor. Artık yapacağı iş köşesine çekilmek, “vah, tüh” etmektir.

Bir Karakolda Duyduklarım

Olay benim şahsımı ilgilendirmese de toplumumu ilgilendiriyor. Bu usulle acı ve çirkin gelişmeler yaşanıyor. “Dini nikâh” adıyla da İslam dini şehvete alet ediliyor. Bu düşüncelerle bağlı bulunduğum karakola gittim, bildiklerimi karakol amirine anlattım. 'Şikâyetçiyim, kolluk kuvvetleri ve devlet olarak gereken yapılsın' dedim. Amir bana dedi ki:

“İki taraftan birisi şikâyetçi olması gerekiyor. Bizim yapacağımız bir şey yok. Taraflardan biri isen, senin şikâyetini değerlendiririz. Kanunlar böyle!”

Olayın ekonomik, ahlaki ve sosyal yönlerini anlatmaya çalıştım ama boşuna. Sonuç değişmedi, karakoldan çıkıp gittim.

İslam'da Nikâh ve Diyanet

İslam'daki nikâh, neslin, sosyal ve bireysel ahlâkın korunmasını öngörür. İslâm'daki nikâhta ilan ve resmiyet vardır. İslam'daki nikâh tarafların hukukunu korur. Sözünü ettiğim nikâh/nikâhlar İslam'ın koyduğu şartları taşımıyor. Dolayısıyla hocaların kıydıkları bu nikâhlar İslam dışıdır. Bu türden nikâh kıyanlar dinen ve kanunen suç işliyorlar, ahlaksızlık ve kötüye kullanmaya yol açıyorlar. “Hoca nikâhı” denen bu işlemi Diyanet'in bilmemesi imkânsızdır ama nedense Diyanet sessiz.  

Kanunlar Fuhuştan Yana mı?

Karakoldaki emniyet müdürünün, “iki taraftan birisi şikâyetçi olması lazım, kanunen yapacak bir şey yok” demesi düşündürücüdür. Demek ahlaki ve sosyal olaylarda algı değişimi var; ahlaki ve sosyal değerlerimiz sahipsiz. 

AKP hükümetleri döneminde çıkarılan yasalarla zinanın önünün açıldığı söyleniyordu da, inandırıcı gelmiyordu. Bahsettiğim olayı yaşayınca anladım ki, “dindar nesil” yetiştirmekle övünüp ahlak bekçiliğine soyunan bir zihniyetin öncüleri AB hatırına ahlaksızlık ve kadın satışının önünü açmışlar.

Anlattıklarımdan çıkan sonuçlar

 

Bazı hükümetlerin izledikleri siyasal ve ekonomik politikalar birçok çürümeler yaratıyor, aile kurumu ile ilgili yapı taşlarımızı söküyor.

Orta ve ileri yaş düzeyindeki erkek yurttaşlarımız “yurt dışından getirilecek kadınlarla evlendirme” gerekçesiyle madden ve manen zarara uğratılıyorlar.

Bu zararlarda “hoca nikâhı” denen kaçak nikâhın payı vardır. Hoca adındaki görevsiz ve sorumsuz kişiler, İslam'a ters bir nikâh akdi ile birçok sıkıntının kapısını açıyor. Diyanet de susuyor. Bunun önüne geçmek için Diyanet harekete geçmelidir.

Konya'da, “kadın bulma ve evlendirme müdürü” gibi görev yapan kadın ve erkekler var. Bu kişilerin aynı kadını aralıklarla farklı kişilerle evlendirdikleri bile söyleniyor. Bu ahlaksızlığı önlemek için herkes elinden geleni yapmalıdır.

Evlilik, zina ve kayıtsız hayatla ilgili yasalarda yanlışlıklar varsa gözden geçirilmeli, yeni düzenlemelere gidilmelidir. Aileyi korumak, sosyal patlamaları kontrol etmek devletin görevidir. Devletimiz, karakolları aracılığı ile bu görevini yapmalı, eğitim-öğretim kurumları sağlıklı nesiller yetiştirmeye ağırlık vermelidir.