Yıllar önce merhum Ali Şeriati'nin İnsanın Dört Zindanı  isimli eserini okuduğumda aklımda kalan bir bölümü bugün tam yerine denk geldi  kabilinden paylaşmak istiyorum.

Merhum Şeriati, “benlik zindanı”ndan kurtulmak için yapılması gereken şeyin başkalarını düşünmek olduğunu söyler. Kadim kültürümüzdeki “digergamlık” duygusu.

Yaşadığımız  zaman diliminde  toplumumuzun çok hızlı bir değişim süreci içinde olduğunu gözlemliyoruz. Değişim doğası gereği eski ve yeni ekseni üzerinde seyrediyor. Eski gidiyor ve yeni geliyor. Bu gidiş geliş o kadar hızlı yaşanıyor ki, birey ve toplum ciddi hazım sorunlarına maruz kalabiliyor.

Üzülerek söyleyebilirim ki değişimin  lokomotifi batı  kültürüdür ve fıtri, insani değerleri korkunç bir hızla erozyona uğratmaktadır.

Felsefi açıdan bireyi öne çıkaran ve kaçınılmaz olarak “ego”ları şişiren bir değişim düşüncesinden yeryüzünde mutlu bir hayat üretmesi beklenemez diye düşünüyorum.

Ben yaşamakta olduğumuz pek çok toplumsal sorunun şişmiş egolar ve empati duygusunun yok olmasına bağlı olduğunu gözlemliyorum.

Empati hakkında sözlük bilgileri aktarıyorum.

Aslolan bu işin edebiyatını  yapmak değil, icraatını yapmaktır.

Empati veya eşduyum, bir başkasının duyguları, içinde bulunduğu durum ya da davranışlarındaki motivasyonu anlamak ve içselleştirmek demektir. Kendi duygularını başka nesnelere yansıtmak anlamında da kullanılır. Empatinin zıt anlamlısı antipatidir

Bebekler üzerinde yapılan incelemelere göre, doğuştan empati yeteneğimiz yüksek olmakla birlikte, uygun şartlarda hızla kaybedilebilen bir yetenektir. Empati yeteneğini sonradan kazanabilmenin yolu: açık uçlu sorular sormak, yavaş hareket etmek ve yorumda bulunmak, hızlı yargılara varmaktan kaçınmak, kendi davranış ve düşüncelerimizi anlamaya çalışmak, geçmişten ders almak, olayları akışına bırakmak ve kendimiz ve karşımızdakilerin davranışları için belli sınırlar oluşturmaktır.

Olumlu amaçlar için kullanıldığında işbirliği, üretkenlik, refah ve mutluluğu arttıran bu yetenek, kötü amaçlar için kullanıldığında manipülasyonculuk şeklini alır.

Empati, bir insanın, kendisini karşısındaki insanın yerine koyarak onun duygularını ve düşüncelerini doğru olarak anlamasıdır. Empati sayesinde insan ilişkileri gelişir. İnsanlar arasındaki kavgalar azalır ve zamanla yok olur. Aile içi empati ise aile bireylerinin karşısındaki insanı kendi yerine koymasıdır. Bu sayede bireyler karşındakinin ne tepki vereceğini bilir ve ona göre davranır.

Empatik toplum, sempatik toplum olacaktır.