Yıllardır memleketim Konya'dan ayrıyım. Ozanın deyişi ile “yolumuz gurbete düştü.”

Hazin hazin ağladığımız zamanlar oldu. Kader deyip işin içinden çıkmak kolay! Lakin ben özgür iradem ile aldığım kararların sonuçlarına katlanmak durumunda olduğumu düşünüyorum. Bir bakıma, bize tevdi edilen ve bizimde kabul ettiğimiz “emanet”in “özgür irade” olduğu anlaşılıyor. Karar alma özgürlüğümüz var ve sonuçlarına katlanma iradesi göstermek zorundayız.

Bu felsefe faslını kısa geçiyorum, zira asıl konu başka.

Uzun aradan sonra evvelki hafta Konya'da birkaç mutlu gün geçirdim. Senenin en soğuk günlerinde “dost”larımın sıcak ilgisi ziyade bahtiyarlık vesilesi oldu. Teşekkür ederim.

Bunlardan bir kaçı var ki; “takdirlerimi sunmama” sebep oldular. Onlara ayrıca teşekkürler.

Durmadan üreten, yılmadan, yorulmadan çalışan dört arkadaşımdan bahsedeceğim.  Ömrünü laf ebeliği yaparak geçiren zavallılara inat, her koşulda üretmek için çırpınan insanlar bunlar. Yakınen tanıyorum ve asla abartmıyorum.

Seyitali Coplan; duayen bir sanayici. Üretmek hayatının ayrılmaz parçası olmuş, geçen hafta Kanada'ya tezgah gönderdi! tanık oldum! tezgâhtan falan hiç anlamam. Güzelce ambalajladılar, kız gibi görünüyordu. Çok keyif aldım.

Mustafa Topcu; İstanbul'daki fabrikasını Konya'ya taşımış ve büyük mücadeleler vermiş bir Konya çocuğu. Onlarca kişiye iş veriyor. Atom karınca gibi... çok kısa sürede şahane bir tesis kurmuş. Son model tezgâhlar. Birçok şeyi robotlar yapıyor. Dünya çapında ürünler ortaya koymuşlar. Tesisi gezerken kendimi çok iyi hissettim.

Bahri Erkoç; bu adam bir zekâ küpü! çok hassas makineleri de kendisi yapar. A dan Z ye tesisi kendisi kurdu. Uzun yıllardır tanırım çocukluk arkadaşım. Başarılarından gurur duydum. Bürokratik sorunlarla  enerjısı zayi edilmezse olağanüstü işler başarabilir.

Mehmet Kazel; bence Konya'daki teknolojı devidir. Ürettiği çok hassas ürünler 50 den fazla ülkede kullanılıyor. Mehmet Bey'le uzun yıllar öncesine dayanan dostluğumuz var. Tamamen el emeği göz nuru tesisini gezerken hayranlığımı gizlemem mümkün değildi. Hayran oldum.

Üreten insanların ortak özellikleri oluyor. Üretmek bir yaşam biçimi haline geliyor. Üreterek, sadece benzer yaşam biçimine sahip olanların anlayabileceği bir mutluluk elde ediyorlar. Hepsinde gördüğüm ortak özelliklerden biri de ilk hedefe “para kazanma”yı koymamış olduklarıdır. Elbette para kazanmak önemlidir ve kazanılmalıdır ama ilk ve tek amaç bu olmamalıdır. Ben bu arkadaşlarda bunu gördüm.

Dostların başarısından kendime pay çıkardım, min gayr-i haddin! umarım hoş görürler.

Yapıp ettikleriniz için takdirlerimi sunuyorum.