CHP ve MHP'nin Ekmeleddin İhsanoğlu'nu “çatı aday” olarak göstermesinin yankıları sürüyor.

Her iki partinim etkili isimlerindeki, şaşkınlık, durgunluk, isteksizlik ve zaman zaman dışa vuran rahatsızlık hallerine bakarak net olarak söyleyebiliriz ki, “çatı aday” förmülü büyük biraderlerin porjesidir.

Aylar belki yıllar öncesinden çalışmaları başlamış, ince eleyip sık dokunmuş, gerekli iş bölümü yapılmış, görevler taksim edilmiş ve zamanı gelince düğmeye basılmıştır.

Suret ve sıfatlarından birer kibir ve enaniyet abidesi olarak tanıdığımız bu çevreler; bir şeyi ihmal ediyorlar.

Kunta kinteler, marabalar, köleler, köylüler, sefiller! artık bunlar kendilerini eskisi kadar kolay kullandırmıyorlar. Ağalara, feodallere bedel ödetiyorlar. Kendi güçlerince!

Asimetrik güç karşılaştırmaları  var artık dünyada.

Dünyanın (kendilerince) efendileri olanlar hafife aldıkları unsurlardan ciddi darbeler yiyorlar.

Bu bir bakıma mutlak otoriterinin Cenab-ı Hakka ait olduğunun delilidir.

Müstezaflar Allah'ı veli edinerek hikmetli işler yapabilseler zaten zalimlere meydan kalmayacak.

İş ve eylemlerde “hikmet” eksikliği ise can yakıcı bir hakikat!

Her şeye rağmen umudumu muhafaza ediyorum.

Kendi ahvalimiz ile ilgili bu acı gerçekleri dile getiriyor olmam; esas itibariyle şeytanın hilesi zayıftır ilahi hükmüne rağmen bizim başarısız olduğumuzu ifade içindir.

Bu konuyu ayrıca ele almak gerekiyor, şimdilik bu kadar yeter.

Çatıcılara gelince; çürük binaya çatı kurmaya kalkıştılar. Daha ilk anda çatı çatladı.

Hallerine bakınca iki şey görüyorum.

Birincisi derin bir çaresizlik! hüzün içinde olmak ve agresif  davranışlar göstermek şeklinde tezahür ediyor.

İkincisi, boğazına kadar kirli bir suyun içinde keyifle sigara içen adamın durumuna benzeyen bir aymazlık.

Her iki durum da istikbal vaat etmeyen bir durumdur.

Demem o ki, çürük binaya çatı yapılmaz beyler, maazallah çatı çöker altında kalırsınız.