Tarım arazileri yerleşim yerlerinin genişlemesi, sanayi ve diğer yatırımlar ve farklı amaçlarla kullanım nedeniyle her yıl bir miktar kayıp edilmektedir. İstatistiki verilere göre Türkiye'de 2005- 2021 yılları arasında toplamda 3,16 milyon hektar tarım alanı yok olmuştur. Bu alan, Konya’da ki ekilen araziden büyüklüğünden fazladır. Tarım alanları azalırken yapılaşma hızla artmaktadır.

Türkiye son 10 yılda (2006-2016) ekilen ve dikilen tarım arazilerinin yüzde 8,2’sini, toplam tarım alanlarının yüzde 5,22’sini kaybetti. Bu 10 yılda yitirilen 2 milyon 113 bin hektarlık arazi birçok ülkenin ve adanın toplam alanından daha büyüktür. Yukarıda verilen rakamla mukayese edildiğinde yaklaşık 1 milyon hektarı 2005 yılı ve 2016- 2021 yılları arasında olduğu anlaşılmaktadır.

Tarım alanlarında ki kayıp en fazla tahıllar ve diğer bitkisel ürün alanlarında gerçekleşmiştir. Bu alanlar esas gıda ihtiyacımızın üretildiği alanlardır. 2006 yılında 17 milyon 440 bin hektar olan tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerin alanı yaklaşık yüzde 11 azalarak geçen yıl (2021) 15 milyon 574 bin hektara gerilemiştir. TUİK verilerine göre 2021 yılında Bitkisel Üretim İstatistikleri Tahıllar ve diğer bitkisel ürünler bir önceki yıla göre azalmıştır.

Üretim miktarları, 2021 yılında bir önceki yıla göre tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerde %13,4 azalırken, sebzelerde %1,8,  meyveler, içecek ve baharat bitkilerinde %5,4 oranında artış göstermiştir.  Buna göre Türkiye’de üretim miktarları 2021 yılında yaklaşık olarak tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerde 61,7 milyon ton, sebzelerde 31,8 milyon ton, meyveler, içecek ve baharat bitkilerinde 24,9 milyon ton olarak gerçekleşmiştir.

Ülkemizde akim alanlarının daralması ve diğer bazı nedenlerle önemli besin kaynağımız olan ürünlerin üretiminde de azalmaya sebep olmaktadır. Bu nedenle arazi kayıplarının önüne geçilmelidir. Yanlış işlemler tarım alanlarını yok etmekte, tarımsal üretimde verim ve kalite azalmaktadır.

Hızlı nüfus artışı, kırsaldan kente göçler, yerleşim yerlerinin içinden veya yakınından geçen karayollarının dışarıya alınması ve genişletilmesi, yerleşim yerleri çevresinde ve her ilçede kurulan sanayi ve organize sanayi bölgeleri, madencilik faaliyetleri, enerji yatırımları, turizm ve kamu yatırımlarının Türkiye'de tarım topraklarının azalmasına yol açmaktadır. Bunlardan bazıları mutlak gereklidir, ancak yer seçimi daha dikkatli yapılarak tarım arazileri korunmalıdır.

Çok yerde "Alternatif marjinal tarım arazileri mevcutken verimli tarım arazilerini tarım dışı amaçlarla kullanılması anlaşılmaz bir büyük savurganlıktır. Birinci ve ikinci sınıf tarım arazilerimizin imara açılmasına ve diğer amaçlarla kullanılmalarına asla izin verilmemelidir. Bu konuda valiler ve özellikle belediye başkanlarının hassasiyetle hareket etmesi gerekmektedir.

Günümüzde Büyükşehir Tarım Müdürlükleri (Daire Başkanlıkları) öncelikle bu yerleşim yeri seçimi meselesinde tarım arazilerini koruyacak planlar yapmalı ve uygulatmalıdır.

Kamulaştırmada “Kamu Yararı” kavramı bu araziler için öncelikli sığınma maddesi olmaktan çıkarılmalıdır. Gerekirse marijinal tarım arazileri üzerinde uydu kentler yaparak verimli tarım arazileri tarım dışına çıkarılmaktan kurtarılmalıdır.

Yapılacak yatırımlarda tarım arazilerinin dönüşümünde gösterilen proje maliyeti esas alınmamalı, Tarım arazilerinin geleceği dikkate alınmalıdır.

Tarım işletmelerinin sahip olduğu tarım arazilerinde parça büyüklüğü toplulaştırma ile artırılmalı ve işletmelerde ki parça sayısı azaltılmalıdır.

Tarım arazilerinde erozyonun olumsuz etkilerinden korunacak şekilde tarım yapılmalıdır. Özellikle bölgemizde ve ilimizde erozyon etkisini azaltıcı planlama yapılmalıdır.

Konya’da Naile KARAMAN, Sude AKSOY, Feride CESUR ve Fikret SAYGIN tarafından Uzaktan Algılama ve Coğrafi Bilgi Sistemi Teknikleri Kullanılarak Kentleşmenin Tarım Arazileri Üzerindeki Etkisinin Belirlenmesi” konulu araştırma yapılmıştır (Yıl 2022, Cilt 9, Sayı 3, 385 - 394, 31.10.2022, https://doi.org/10.19159/tutad.1172835). Yapılan bu araştırmada; yıldan yıla tarımsal arazi varlığında önemli derecede daralma meydana gelen Türkiye’de; Konya ili Selçuklu ilçesinde, Uzaktan Algılama (UA) yöntemleri ve Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) kullanılarak, kentleşmenin farklı yıllardaki alansal değişimi ve bu değişimin tarım arazileri üzerindeki etkisini belirlenmeye çalışılmıştır. Çalışmada, Landsat 5-8 uydu görüntülerinde, CBS tabanlı olarak, NDVI ve NDBI indeksleri hesaplanmış; 2001, 2014 ve 2021 yıllarına ait, kentsel ve tarımsal alanlardaki değişimin görselleştirilmesi amacıyla dağılım haritaları hazırlanmıştır.

Buna göre, 2001 yılında 79300.63 hektar olan tarımsal alanlarının, 2021 yılında 50167.97 hektara gerilediği, 2001 yılında 9265.19 hektar olan kentsel alanların 2021 yılında 15690.5 hektarlık alana yayıldığı tespit edilmiştir. Ayrıca çalışma alanına ait arazi yetenek sınıfları ve toprak dağılım haritaları oluşturularak, yerleşime uygun olmayan alanlar tespit edilmiştir. Sonuç olarak; sektörel anlamda bir tarafta kazanımlar var iken, diğer tarafta kayıplar söz konusudur. Bu nedenle kentsel alanlardaki genişlemenin, özellikle tarım alanlarının daralması anlamına geldiği, son 20 yıl içinde kentsel alanların % 3.35 oranında büyüdüğü, tarım alanlarında da % 15.18 oranında bir kayıp yaşandığı belirlenmiştir. Ayrıca alüvyal arazilerin ve tarımsal üretim yapılan arazilerin üzerinde yerleşim yerlerinin ve diğer yapay alanların yayıldığı tespit edilmiştir. Ayrıca bu alüvyal araziler depreme hassas araziler olduğu da unutulmamalıdır.

Örnek olarak verdiğimiz bu bilimsel çalışma sonuçlarında da tespit edildiği gibi yerleşim yerleri giderek büyümekte ve tarım arazileri ise küçülmektedir.

Her yerleşim yerinin büyüyebileceği mutlak marijinal araziler vardır, gelişmenin bu yönlerde olmasına çalışılmalıdır. Konya’da bu hususa dikkat edilmelidir.

Tarım arazilerinin korunması amacıyla güç birliği oluşturulmalıdır.

Marijinal genişleme alanlarının olmadığı ve şehirlere çok yakın olan ilçelerde organize sanayi bölgeleri kurulmasından vazgeçilerek tarım arazileri korunmalıdır.

Tarım bizim en temel gıdamızın temin edildiği alan olduğu unutulmamalıdır. Tarım doğru planlanıp uygulanırsa eninde sonunda gerçek servete, iyi ahlaki değerlere, siyasi istikrara ve mutluluğa katkıda bulunacaktır. Bir çiftçiyi tarlasından koparmak büyük problemler oluşturduğuna göre doğrusu onu tarımdan koparmamak için gerekli olan bütün tedbirler alınmalıdır.

Sağlıkla kalınız.