Ucuz ekmek hayal mi? Bence hayal değil gerçekleşebilir.

Her zaman ekmekte fiyat yükselmesi olunca toplumda farklı bir tepki oluşmaktadır. Çünkü ekmek temel ihtiyaç maddesi, teme gıdamız ve sofraların olmazsa olmazıdır. Birçok kişi hala yemek yiyelim demez, buyurun ekmek yiyelim demektedir.

Ekmeğe son birkaç içinde tekrar zam yapıldı. Zam gerekli miydi, elbette un ve diğer girdilere zam gelince ekmeğe de zam yapılmalıydı ve yapıldı. Her mamulün bir üretim maliyeti vardır, girdiler de ve kullanılan diğer maddeler de fiyat artarsa haliyle üretilen mamulün de fiyatı artacaktır, bu durum ekmek içinde böyle olduğundan Konya’da 200 gram ekmek 4 TL’dan satılmaya başlanıldı. Zam öncesi bir kilogram ekmek 17.5 TL idi, zamdan sonra 20 TL olmuştur. 

Yine sigara içenler bana kızacaklar biliyorum, bir paket en ucuz sigaraya 1475 gram ekmek alınabilmektedir. Tabii ki ekmeğin fiyatını çok şey ile mukayese etmek mümkündür.

Çok az kişi ekmekle ilişkisini kesmiş olabilir ancak Ekmek her hane için zaruri ihtiyaçtır. Bu nedenle ülkemizde ekmek üretimi temel gıda olarak ucuz ve temin edilebilir seviye de olmalıdır.

En doğal gıda olan ekmeğin fakirin temel gıdası olan ekmekte böylece zamlardan nasibini zaman zaman almaktadır. Yapılan zamlar haklı olarak ekmek imalinde ki kullanılan maddeler ve diğer girdilere dayandırılmaktadır.

 Ekmekte fiyat artışı, geliri az olan aileler için oldukça önemlidir. Ekmek o ailelerin olmazsa olmazıdır. Ekmeğin fiyatının yanında satın alınan ekmeğin gramajı da önemlidir. 200 gram ekmekten 4 adet tüketen bir aile 350-400 gram ağırlığındaki ekmekten 2 adet tüketmektedir. Küçük gramajlı ekmeklerde büyük gramajlı ekmeklere göre pişme payı ve işçilik fazladır. Bu nedenle ekmek fiyatı belirlenirken gramajı da artırılsaydı hamur ve işçilikten tasarruf edilir ve dolaylı olarak tasarrufa gidilmiş olurdu. Örneğin; 260 gram ekmek 5 TL gibi.

Gelişen ve geçmişe göre değişen Türkiye’de beslenme alışkanlıkları da değişmektedir. Ekmek üretim yerleri ve isimleri de değişmiş eskiden Fırın ismi ile belirtilen ekmek üretilen iş yerlerinin adı çok yerde “Unlu Mamuller” üretim yeri olmuştur.  Bu iş yerlerinde ekmek, pasta, her çeşit tatlının yanında, tuzlu, tuzsuz ve bazı una dayalı ürünlerde satılmaktadır.

Bu üretim dalındaki çeşitlilik bir gelişimin göstergesidir ve elbette olmalıdır. İş yerleri de birçok sektörde olduğu gibi modern ortamlar, albenisi güzel yerler haline gelmektedir ve olmalıdır da. Eskiden kürekçi veya ekmeği kasalara koyan kişiler ekmek satarken, günümüzde yazar kasa kullanan özel tezgâhtarlar satış yapmaktadırlar.

Gelir seviyesi düşük olan insanlarımız daha fazla ekmek tüketmektedir, bu nedenle onların bu ihtiyacı desteklenerek karşılanmalıdır. Bunun için farklı çözüm yolları önerilebilir. Bence üç öneri bu meseleyi halleder.

Birincisi: Devletin ucuz buğday vererek desteklemekte olduğu unlu mamuller sektörünü sadece halk tipi ekmek üreten fırınlara yönelterek daha ucuz ekmek üretimi sağlanabilir.

Şu anda yapılan Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) tarafından ucuz buğday verilmesi uygulaması ucuz ekmek temini amacına hizmet etmemektedir. Ekmek üreten iş yerlerinin çoğunluğu Unlu Mamuller üretimi yapmakta olduğundan ekmek dışında birçok unlu mamul satmaktadırlar. Özellikle şehrimizde ve Büyük Şehirlerin çoğunda durum böyledir. O halde bu üretim yerlerini ucuz buğday vererek ucuz un desteği ile desteklemek bu amaca tam olarak hizmet etmemektedir. Sadece ekmek üreten fırınlara un desteği yapılarak çözüm getirilebilir.

İkincisi: Devletin Belediyeler vasıtasıyla ihtiyaç sahiplerine belirli oranda desteklendiği ekmek alımında kullanacağı aylık ekmek fişi vererek halledilebilir. Bu görünüşte kolay ancak uygulanması karmaşıktır.

Üçüncüsü: Bazı illerde belediyelerin ekmek üretimi yapan işletmeleri de bu görevi üstlenebilirler. Konya belediyenin en büyük ortağı olduğu Konestaş adında modern bir ekmek fabrikasına sahipti. Bu fabrika bir saatte 6400 adet normal ekmek ve 10.000 adet küçük ekmek üretme kapasitesi vardı. Ayrıca istenilirse üretim kapasitesi artırılabilecek durumdaydı.

Maalesef döner fırınların moda olduğu 1990’lı yıllarda Konya Belediyesinin sahip çıkmaması nedeniyle bu fabrika Konya’da üretimini durdurmuş ve fabrika Ankara Belediyesine satılmıştır. Zor olacağını düşündüğüm yeniden piyasayı dengeleyecek belki böyle bir yatırıma gidilebilir. Ekmek üreten fırını olmayan belediyeler bazı fırınlarla anlaşma yaparak halk tipi ekmek üretme veya ürettirme ve dağıtım yolunu seçmelidirler.

Günümüzde ekmek yokluğu yaşanmamakta, ancak alım gücü düşük olan insanların ekmek alabilme zorluğu da yaşadıkları bir gerçektir. Bu sosyal yardımlarla veya sadece devletin un vererek desteklediği fırınlarda ekmek ürettirerek ucuz ekmek temini ile mümkün olabilir.

İnancımız gereği israf haramdır, ancak ekmekte israfın fazla olduğu da bir gerçektir. Ekmekte israf en aza indirilmeli, ekmek gramajı çok küçük tutulmamalı, özellikle toplu tüketim yerlerinde küçük veya dilimli ekmek kullanımı teşvik edilerek israf önlenmelidir.

Ekmeği temel gıda maddesi olmaktan çıkaran kişiler için değil, ekmeği halen temel gıdası olarak gören çok kişi olduğundan ekmek gramaj ve fiyatı uygun çözümle halledilmelidir.  

Sağlıklı günler dileklerimle hoşça kalınız.