Korona sürecinin en önemli kahramanlarından birisi de tartışmasız belediyeler…

Bu cümleyi kurarken vatandaşın derdiyle dertlenen belediyelerden bahsediyorum.

AK Parti belediyeciliğini biliyoruz.

Makam aracını satarak vatandaşa yardımcı olan, öğrencilerin eğitimine katkıda bulunan başkanlar tanıyoruz.

Türkiye’de örneği çok…

Gerçek dost da korona sürecinde belli oldu. Kim vatandaşını düşünüyor, kim keyfinden ödün vermedi bunları da öğrenmiş olduk.

Yerel yöneticilerden bahsediyorum.

Konya’da da bu davranışların en güzel halini gördük. Belediye başkanlarından…

Zaman zaman haberlerimizde ve köşe yazılarımızda da bunları dile getirdik.

Getirmeye de devam edeceğiz.

Avuçlarımızın patlayıncaya kadar alkışlayacağımız belediyelerden bir tanesi de Selçuklu Belediyesi’dir.

Salgın sürecinde projelerin devam ettiğini hatırlatayım.

Devam eden yatırımlar hiç kesintiye uğramadan yapıldı.

Yapılıyor…

Bunlarla ilgili de Selçuklu Belediyesi paylaşımlar yapıyor zaten. O yüzden de ayrıntıya girmeyeceğim.

Ama birkaç başlığı da yazmadan geçmek olmaz.

Salgın sürecinde eğitimin uzaktan devam etmesi dolayısıyla öğrencilerin ihtiyaçlarının giderilmesine yönelik çalışmalar kesinlikle kayda değer çalışmalar.

Bunu hem veliler hem de öğrenciler takdir ediyor.

Teşekkür ediyorlar.

Bunun farkındayız…

Yine eğitim alanında öğrencilerin önünü açacak proje ve yarışmaların da gerek yüz yüze gerekse onlıne olarak devam ettiğini biliyoruz.

Çok güzel değil mi?

Düşünün…

668.808 nüfusuyla Konya'nın en büyük, Türkiye'de bulunan 49 ilden daha büyük nüfusa sahip bir ilçeye hizmet götürebilmek…

Öyle 46 çalışanıyla bilmem asgari ücret şu kadar havası atmak kolay…

Önemli olan 46 ilden daha büyük nüfusa sahip ve yüzlerce çalışanına hizmet eden bir belediye olabilmektir.

Selçuklu Belediye Başkanı Ahmet Pekyatırmacı tam da bunu yapıyor.

“İyi ki Selçuklu’da yaşıyorum” sloganının içini tam olarak doldurabilen bir belediye.

Aslında bu slogan da belediye tarafından geliştirilen bir slogan değil vatandaşların direkt olarak söylemi sloganlaştı.

Dedim ya…

Selçuklu Belediyesi’nin salgın döneminde yaptığı her çalışmayı yazacak değilim.

Sığmaz da zaten…

Bütün çalışmaları ayrı bir yazı başlığı…

Lakin…

Bir çalışması var ki; hem vatandaşın işini kolaylaştırdı hem de Türkiye’ye örnek oldu.

Selçuklu Vefa Sosyal Destek Grubu…

Dünyayı etkisi altına alan ve Türkiye’de de ölümlere sebep olan koronavirüs salgınında 98 bin kişinin yardımına koşarak gönüllerde taht kurdu.

100 bin kişi… Şaka değil.

Hem ihtiyaçlar gideriliyor hem de virüsün bulaşması önleniyor.

Çok önemli bir görev üstlenmiş.

Sosyal tarafını söylemiyorum.

Gönüllere giriyorlar… Bu tamam ama virüsün yayılmasını önleme konusundaki çabaları tartışılmaz alkışa değer. Hem de kendi hayatlarını riske ederek…

Kocaman alkış…

Başkan Ahmet Pekyatırmacı da bazen çağrılara cevap verip vatandaşın halini hatırını soruyor. İhtiyaçlarını soruyor ve anında gideriyor.

Maşallah…

Sorumluluk almak, vatandaşın derdiyle dertlenmek budur işte.

***

Bu şehirde yaşayıp şehre yabancı olanlar var

Bu şehirde yaşayıp şehre yabancı olanları çok gördük.

Gördükçe de üzüldük…

Yeri geldikçe ‘maneviyat şehri’ yakıştırmasını çok kolay yapıyoruz ama samimi olmadığımız kolayca ortaya çıkıyor.

Ramazan’da ayet hadislerle reklam yapanların, yılbaşına özel paketlerle Konya’nın karşısına çıkması üzücü.

Ne diyorum biliyor musunuz?

Bu şehre samimi olmak yaraşır.

Efendim…

Konya’nın yakından tanıdığı ve büyük organizasyonlar dahil çok sayıda organizasyona ev sahipliği yapan bir düğün salonu yılbaşına özel bir paket hazırlamış.

Paketin içinde nelerin olduğunu yazmayacağım.

Sadece bu şehre yakışmayan organizasyonların böyle markanın yapmasının doğru olmadığını söyleyeyim.

Açıkçası bu şehir kendine yakın olanı da bilir, kendinden uzaklaşanı da…

Lütfen, bu şehirde yaşayıp şehre yabancı olmayın.