“Cihân-ârâ cihân içindedür arayı bilmezler

O mâhîler ki derya içredür deryâyı bilmezler”

(Hayali)

(Cihanı süsleyen Allah, cihanın içindedir. Onu aramayı bilmezler. O balıklar ki denizin içindedir, denizi bilmezler.)

Hayali’nin yukarıdaki beytinde ifade edilen balıkların içinde yaşadıkları denizden haberleri olmadıkları gibi, bizde şehrimizde yetişmiş değerlerin tam anlamıyla farkında değiliz. Biliyoruz ki: “Marifet iltifata tabiidir.”

Konya’nın yetiştirdiği son dönem divan şairleri arasında gösterilen Pullukçu Veysel Öksüz de kıymetini takdir etmekte ”öksüz” bıraktığımız gönül ehli, musiki dostu olarak da bilinen bir değerimizdir.

Geçtiğimiz hafta Konya Aydınlar Ocağı’nın Salı Sohbeti’nde “Vefatının 30.Yılında Konya’nın Büyük Şairi Veysel Öksüz”, Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Çıpan’ın enfes sunumu ile yâd edildi.

Konya Aydınlar Ocağı Başkanı Dr. Mustafa Güçlü ‘nün; Konya’da yetişen kültür, sanat insanlarına karşı gösterdiği vefa, onları gündeme taşıma konusundaki çaba ve çalışması her türlü takdirin üzerindedir.

Şairimizin 30. Vefat Yılı anma programına oğlu Hattat Hüseyin Öksüz’ün, öğrencileriyle teşrifi de bir incelikti.

Hayatı, eserleri ve şiirlerinden söz edildiği programda özellikle daha yayınlanmayı bekleyen eserlerin bulunduğunu duymak gerçekten üzücü.

Yarma’da doğan ilkokulu Konya’da bitiren ve Sanat okulunun birinci senesinde çıraklığa ayrılan meşhur adıyla “Pullukçu Veysel Öksüz” kendini yetiştirdi ve divan şiirinin önemli bir temsilcisi konumuna geldi.

Veysel Öksüz’üz birçok divan ve şiir okuduğu gibi Elmalı tefsirini dört kez, Mesnevi’yi de on kez okuduğunu biliyoruz.

Sadece aruz değil hece ölçüsü ile de şiirler kaleme aldı. Bugün bizlerin onun hayat hikâyesinden alacağımız büyük dersler var.

Üstat Necip Fazıl Kısakürek : "Devler gibi eserler bırakmak için, karıncalar gibi çalışmak lazım.” Diyor.

“Zemberek iyice kurulursa tarih yazarsınız ”denilmiştir. Şairimiz zembereği iyice kurmuş şiirleriyle tarihe ismini altın harflerle yazdırmıştır.

Hak ettiği yeri almış mıdır? Hayır! Bu arada Prof.Dr. Emine Yeniterzi’nin şairimiz ve şiirlerini konu aldığı ve Selçuklu Belediye’nin yayınladığı “Veysel Öksüz ve Şiirleri” isimli kitabın dışında kapsamlı bir çalışmanın olmadığı ifade ediliyor.

Şairimiz hakkında Kamil Uğurlu, M. Kemal Öke, Emine Yeniterzi yazılar yazmışlar; Hayati İnanç, Ömer Demirbağ, Mustafa Çıpan ve Emrah Gökçe konuşmalar yapmıştır.

Eski şiirin rüzgârından aldığı ilhamla, Hoca Dehhani’den Fuzuli’ye, Nedim’e, Yahya Kemal’e ve daha birçok şairimizin şiirlerine nazireler yazan tahmis ve taştirler kaleme alan şairimizin henüz basılmamış eserleri vardır.

Yayınlanmayı bekleyen eserleri: Mesnevi Tercümesi, Mesnevi Şerhi.

Ne yapalım da, şairimiz layık olduğu yeri edebiyat ve kültürümüzde alsın?

  • İlk olarak ailenin de iznini alarak şairimizin yayınlanmayı bekleyen iki eserinin Konya Büyükşehir ya da ilçe belediyeler tarafından yayınlanması.
  • Şairimizin hayatı ile ilgili belgesel yapılması (yapılmamışsa), çalıştaylar,sempozyumlar ve bilimsel kongreler düzenlenmesi.
  • Doğduğu yer Yarma’da veya Konya’da açılacak bir okula adının verilmesi.
  • Konya’da bir parka ya da caddeye isminin yazılması.
  • Şiirlerinden beste yapılması.

Bu listeye daha çok ekleme yapılabilir. Özellikle kitaplar konusundan başlamak en önemli hizmet olacaktır.

Son olarak şairimize vefatının 30. Yıl dönümde bir kez daha Rabbimizden rahmet dileyelim ve onun “Kızıma” adlı şiirinden bir dörtlükle yazımızı tamamlayalım:

“Dinleme boş kelamı

Bil helali, haramı

İyi anla İslam’ı

Geçmeden devran kızım”

Selam ve dua ile..