Her insanın hayatında iz bırakan anlar, zamanlar ya da sözler vardır. Süreyya yıldızı gibi size yol açar, yön verir, yol gösterir. Gün olur Anadolu irfanının imbiğinden süzülmüş bir söz sizin gönül dünyanıza ayna tutar.

       Herkesin olduğu gibi bizim de Kastamonu’da yaşadığımız yaşamımızda derin izler bırakan bir hikâyemiz var. Öğretmenliğimizin ilk yılları. Çiçeğimiz burnumuzda. Kastamonu’da Daday’da İmam-Hatip Lisesi’nde görev yapıyoruz. Bekârız. Bir hacı amcanın evinde kiracı olarak kalıyoruz. Daday küçük bir ilçe ve herkes birbirini tanır.Sela sesi duyduk. Merak ettik. “Acaba, vefat eden kim?” Hacı amcaya sorduk. Vefat eden kim? Hacı amca vefat edenin kim olduğunu söyledi. Bir soru da hacı amcaya :”Vefat eden nasıl biriydi”?

Cevap müthiş. “Hocam, kirini yıkayacak kadar sabunu vardı.” Bu hikmetli söze sadece şapka çıkarılmaz, bu sözden binlerce ders çıkarılır, belki de hakkında kitap çıkarılır.

“Hakkı gel sırrını eyleme zahir,

Olmak ister isen bu yolda mahir,

Harabat ehlini hor görme Şakir,

Defineye malik viraneler var.”

                              (Erzurumlu İbrahim Hakkı)

İbrahim Hakkı Hazretlerinin yukarıdaki dörtlüğünde dile getirdiği gibi define malik bir ev sahibimizin olduğunu bu vesile ile öğrendik. Hacı amcamıza Allah’tan rahmet niyaz ediyoruz.

Yeri geldi. Sabun ile ilgili hoş bir nükte var. Ehlince bilinir. Hacca ve umreye gidecek adaylara yolculuktan önce görevlilerce seminer verilir. İşte böyle bir seminere katılan hacı amcaya görevli kardeşimiz: ”Hacılar, umre ibadeti meşakkatli bir iş. Onun için valizine bol bol sabır doldurun ”der.

Bizim hacı sabrı”sabun” anlar. Eve gelince, hacı yengeye: “Hanım! Hoca tembih etti. Valize bol bol sabun dolduracakmışız ”diyerek bilgi verir. Hacı yenge, şaşırır. “Hacı Efendi! 1-2 kilo sabun yeter. Bu işte bir yanlışlık var. Sen hoca efendiye bir daha git sor ”diyerek yol gösterir.

Tabii, sonra iş anlaşılır.

İmtihan dünyasında temel derdimiz, kaygımız, kavgamız “sabun biriktirmek “olmalı.

“O ki, hanginizin daha güzel işler yapacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı. Kudreti dâimâ üstün gelen ve günahları çok bağışlayan yalnız o’dur.”(Mülk Suresi-2)

İmanımızı dil ile ikrar, kalb ile tasdik ve salih amel ile ispat edersek sabun biriktirmiş oluruz.

İmanımız,ihlas, izhar,istikamet ve ilke olarak  ete kemiğe bürünüyorsa sabunlarımız artıyor diyebiliriz.

Hayatımızı vahyin aydınlığında, sahih bir şekilde salihlerden olma cehdi ile yaşarsak sabunumuz birikir.

Hesap günü” bilinci ile hayatımızın her anının silinemez, değiştirilemez bir şekilde kayıt altına alındığı şuuru her davranışımıza, işimize yön veriyorsa, endişeye gerek yok. Sabun birikiyor demektir.

Eğer,“Hayy ve Kayyum ”Allah’ın kılavuz kitabı ile hayata tutuluyor ve tutunuyorsak, gözümüz aydın.

'' Eynel meferr- Kaçış nereye? ''Sorusuna “Allah’a” cevabını verebiliyorsak, bayram o bayram olur.

'' Fefirru ilallah- Allah'a kaçın… (Zariyat Suresi- 50)

Medya karşısında israf ettiğimiz zamandan daha fazlasını Mevla’ya ayıramıyorsak sabun biriktirmede sorunumuz var, diyebiliriz.

Ömürde ölümde Allah için dediğimiz zaman ölüm bizim için “Düğün Gecesi” olur. Sabunumuz çoğalır.

Ne mutlu ömründe en az günah kirlerini yıkayacak kadar sabun biriktirenlere ve “kulum” denilenlere.

Selam ve dua ile..