Mevlana Kalkınma Ajansından e postama gelen bir basın bülteni ilgimi çekti.

‘’Kısa süre önce ilan ettiğimiz teknik destek programımızda ise bugüne kadar

Uyguladığımız programlardan farklı olarak ilk defa KOBİ’lerimizi de destek

Kapsamına alarak firmalarımızın ulusal ve uluslararası rekabet ortamında ihtiyaç

Duydukları danışmanlık ve raporlama çalışmalarına katkı sunmayı amaçladık.’’

Birincisi verimlilikle ilgili idi. Bu destekler de çok önemli bir o kadar katma değer sağlayan verimlilik konusunda olması çok daha özel anlam ifade ediyor.

Enerji, emek, maliyet, kayıt altına alma, bütçeleme, sistematik yönetim teknoloji keşfini sağlayan adımlar. Çünkü verimlilik sorgulandıkça, çözüm arandıkça bu yönde işletmeler sorun çözücü bakış açısına ulaştıkça üretimin ve yönetimin her aşamasında daha verimli çalışmanın kapıları aralanacaktır.

Ancak benim ilgimi çeken Aile Anayasası ile ilgi olan ikinci bölüm. Anadolu’nun kanayan yarası ilkesizliğe, dağınık çalışmaya ve sonuçta toplumsal kaynak israfının önüne geçecek bir adım.

Bülten bu konuyu şöyle ifade ediyor:

’Destek almaya hak kazanan bir diğer proje ile de bölge ve ülke ekonomimizde en

büyük paya sahip olan aile şirketleri konusunda çalışma yürütülecek. Üretim,

istihdam, ihracat ve oluşturdukları katma değer açısından ülkemizi ayakta tutan bu

şirketlerin büyümelerini sürdürmesi ve sağlıklı bir şekilde gelecek nesillere

devredilmesi adına ailenin mülkiyet ve miras dağılımı ile devrini, aile üyelerinin

birbirleriyle olan ilişkilerini, sorumluluklarını ve şirket ile aile arasındaki iş

ilişkilerini düzenleyen aile anayasalarının mutlaka olması gerekmektedir. Aile

işletmelerinin sağlıklı bir şekilde büyümeleri ve bir sonraki jenerasyona devirleri

ancak aile fertleri ve şirket ortakları arasında fikir birliğine varılarak hazırlanan bir

aile anayasası ile mümkün olabilecektir. Ajansımız desteği ile destek alan ve

kendisi de bir aile şirketi olan firmamız tarafından da aile anayasası hazırlanması

için çalışma yürütülecek. Ajansımız desteği ile hayata geçirilecek olan projelerin

destek alan firmalarımızın ihtiyaçlarına cevap vererek bölgemiz ve ülkemiz

ekonomisine katkılar sunması en büyük beklentimizdir. Kurulduğumuz günden

bugün kadar olduğu gibi bundan sonra da bölgemizde yer alan KOBİ’lerimizin ve

tüm paydaşlarımızın yanında olmaya devam edeceğimizi belirterek projelerin

hayırlı olmasını diliyorum” ifadelerini kullandı.’’

Gerçekten ülkemiz adına stratejik bir adım.

Bu adımla verimlilik de artar, teknoloji de gelişir, dışa dönük işletmeler de çoğalır, bizim de beş yüz yıllık şirketlerimiz olur.

Bütün sorunların başladığı yer tam da burası. İlkesizliği, sistemsizliğin başladığı yer. Ailenin parasal olarak büyüdüğü halde gelişmediğinin de temel sebebi bu. Aile anayasasının olmaması.

Babanın sermayeyi biriktirip evlatların damatların gelinlerin şirketleri savaş alanına çevirmelerinin de nedeni bu.

Çünkü herkesin üstünde anlaştığı ilkeler olmayınca, herkesi kendi sözünün ve davranışının şirket politikasıymış gibi görülmesini istiyor.

Olan Aile dışı çalışanlara oluyor. Kimin dediği şirket politikası bir türlü karar veremiyorlar.

Bu konuyu sadece kan bağı olan aile olarak görmemek lazım.

Çok ortaklı işletmelerde de benzer görüntüler var. Hatta Aile şirketlerinden daha vahim. Çünkü ufak büyük bütün ortaklar benim de hissem var diyerek her türlü müdahaleye kendisini yetkili görebilmekteler.

Her iki durumda da akraba ve ortak liyakati hiçe sayarak her türlü sorumluluğu onlara verip her tülü yetkiyi kendi kullanıp olumsuzlukların günah keçileri liyakat sahibi meslek erbapları olabilmektedirler.

İş tanımı genelde olmadığından ücretlendirme de çarpık bir yapı almaktadır. Ortak veya akraba yeteneksiz kişi liyakat ve meslek sahibi tecrübeli çalışanlardan çok daha yüksek ücret alabilmektedir.

Bu ortamda çalışan kariyer planı yapamamakta, sürekli bir endişe ortamında işini korumak iş yapmaktan daha önemli hale gelmektedir.

Eğer bu teşviklerle aile anayasaları yapılması konusunda tecrübeli danışmanlıklarla aileler gerçekten doğru yönlendirilir ve işletmeleri ilkelerden oluşan bir organizasyona dönüşürse o zaman etkili işletmelere dönüşüm sağlanmış olur.

Burada tehlike işveren bu teşvikleri finansal kaynak seviyesinde karşılar ve kullanırsa bu desteklerin hiç faydası olmaz.

Bu sürecin kurulduğu, işletildiği sürdürülebilir hale geldiği gözleninceye kadar bir destek olması başarıyı getirecektir.

Burada ajansın ciddiyeti her dönüşen şirketi örnek lokomotif bir şirket haline getirecektir.

Unutmamak gerekir ki bu girişim, patronlara rağmen patronun geleceğini kurtarma operasyonudur.

Patronlar dişleriyle tırnakları ile oraya geldikleri için geleceğin yönetimi yerine daha çok alışkanlıklarının kontrolü altında olduklarından değişime karşı dirençli olacaklardır.

Ayrıca firmaların çoğunluğu hesap verebilir işletmeler olmadığı için işletme sahipleri kayıt altına alınmış bir şirketi öncelikle veriye açık yani devlete açık şirket haline gelme fobisi ile karşılayacaklardır. Onun için alınan her karar modüler projeler şeklinde olmalı, projeler başarılı oldukça bir üst aşamaya geçilmeli.

Diğer bir konu işletmelerimizin büyük çoğunluğu muhasebeyi yönetim aracı olarak tam teşekküllü kullanmamakta dolayısıyla bütçe ile yönetim ile ilgili büyük bir isteksizlik ve yeteneksizlikle donatılmış oldukları için öncelikle bu tip ekiplerin aile anayasası ile beraber yetkinleştirilmesi lazım.

Eğer bir işletme bile tam anlamı ile bu dönüşümü sağlarsa eminim bütün Anadolu Organize Sanayileri bu girişimi örnek alacaklardır.

Böylelikle işletmelerin kültürü ve kişiliği de tekâmül edecektir.

Belli mi olur böylelikle zengin olup da hala toplum arsında görgü konusunda hayal kırıklığı oluşturan iş adamlarımız da bu vesile ile daha olgun şirket sahipleri olarak toplumdaki sorumlu makamlarının sahibi olurlar.

Mevlana Kalkınma ajansını kutluyorum, başarılar diliyorum.