30 Eylül-2 Ekim 2022 Tarihleri arasında Türk Un Sanayicileri “2022 Hasat Sezonu Sonrası Sektörel Bakış ve Beklentiler’’ temasıyla Konya’da buluştu. Düzenlenen bu programa Konya Valimiz Vahdettin Özkan, Toprak Mahsulleri Ofisi Yönetim Kurulu Başkanı meslektaşım Ahmet Güldal, Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu (TUSAF) Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Tezcan, Orta Anadolu Un Sanayicileri Derneği (OAUSD) Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Emre Tekbaş, Ulusal Hububat Konseyi (UHK) Başkanı Özkan Taşpınar, Konya İl Tarım ve Orman Müdürü Ali Ergin, TOBB Borsalar Konsey Başkanı ve Konya Ticaret Borsası Başkanı Hüseyin Çevik ve sektörün temsilcilerin katılmıştır.

Konuşmacı ve katılımcıların belirtikleri ortak nokta; artan girdi fiyatları, enerji Covid- 19 salgını gıdanın ne kadar önemli olduğunu ortaya koymuş ve tarım sektörüne önem verilmesi gereği olmuştur. Hastalık salgını ve Rusya- Ukrayna savaşı gıda arzındaki normal seyri değiştirdiğinden tarımda ve dolayışla gıda sektöründe günümüzü ve geleceği etkileyen önemli sorunların oluştuğu bunun un sektörünü de etkilediği belirtilmiştir.

Konya'da toplam 2.2 milyon hektar tarım arazisi mevcut olup bunun yaklaşık 700.000 hektarlık kısmında buğday yetiştiriciliği yapılmaktadır. Türkiye buğday üretiminin yaklaşık %10'unu ve sertifikalı buğday tohumluğu üretiminin ise %20'sini Konya karşılamaktadır. Yıllara göre değişmekle birlikte ekmeklik buğday üretiminde İç Anadolu Bölgesi %32'lik pay ile ilk sırada yer almaktadır. İç Anadolu bölgesi içerisinde de en fazla üretim Konya’da yıllık toplam buğday üretimi 2- 2,5 milyon ton civarında gerçekleşmektedir. Konya il olarak hem üretim miktarında hem de birim alandan aldığı verim ile de ilk sırada yer almaktadır. Buğday ekimi ile birim alandan elde edilen kazanç diğer ürünlere göre az olduğundan son yıllarda buğdaydan kaçış olmasına rağmen 2022 yılında buğday üretimi 2.2 milyon ton olduğu belirtilmektedir. Buğday ve diğer tahıllar hem üretim hem de beslenmemiz açısından vazgeçilmez bitkilerdir.

Konya tahıl üretiminde olduğu gibi un sektöründe de geçmişte olduğu gibi bu günde önemli bir potansiyele sahiptir. Konya un sanayisinde 42 un fabrikası mevcut olup bunların 36’sı faal olarak un üretmektedir. Yıllık kurulu 4 milyon ton kapasiteye sahip olan bu 36 fabrikada fiili olarak 2,5 milyon ton kapasite ile un imalatı yapılmaktadır. Atıl kapasite kullanım yolları aranmalıdır. Bu kapasitesi ile Konya un sanayisinde önemli bir yere ve potansiyele sahiptir. Konya’dan diğer tarım ürünleri ile birlikte buğdaydan elde edilen un, bulgur ve makarna da ihraç edilmektedir.

Bu bakımdan potansiyeli yüksek olan ilimizde Un Sanayicilerinin toplantısının yapılması önemli görülmektedir.

Tarım ürünlerinde birim alandan alınan verim miktarı önemli, ancak üretilen ürünün kalitesi de çok önemlidir. Miktar üreticiyi, kalite ise daha çok kullanıcıları doğrudan ilgilendirmektedir. Kullanıcıya göre kalite özellikleri de farklılık gösterdiğinden kullanıcı haklı olarak istediği kaliteli ürünü aramaktadır. Bu nedenle bölgede üretilen buğday çeşitlerinin isteğe uygun verim ve kalitede olması istenilmektedir. Yüksek verim ve kaliteye ulaşmak için üreticilerin bölgeye uygun yeni geliştirilen çeşitleri ekimde kullanmaları gerekmektedir. Bu çeşitlerin özellikleri konusunda bilgilendirme tarım teşkilatları ve özel sektör temsilcileri tarafından yapılmakta, ancak çeşitlerin üretici de yaygın kullanımı tarımda gelişmiş ülkelere göre daha uzun yıllarda olabilmekte, çeşidin yaygın kullanımı 8-10 yıl gibi bir zaman almaktadır. Üreticilerin bilgi eksikliğinden, korku, endişe ve alışkanlıklarından kaynaklanan sıkıntılarının giderilmesi için çeşit sahibi kuruluşlar ile üreticiler arasında iyi bir organizasyon sağlanmalı, buğdayı işleyenler de bu hususta devreye girmelidir.

Bölgemizde bulunan üniversiteler, özel Araştırıcı Tarım kuruluşları ve özellikle Uluslararası Bahri Dağdaş Tarımsal Araştırma Enstitüsünün geliştirmiş olduğu çeşitler yöreye uygun çeşitlerdir. Bu çeşitlerin üretimde yaygın kullanılmasıyla hem verim hem de kalite artacaktır. Türk çiftçisinin kendine has özelliklerinden birisi, yeni bir tarımsal faaliyetin sonucunu kendi arazisi dışında görmek istemesidir. Bu nedenle, yeni geliştirilen verimi yüksek ve kaliteli buğday çeşitlerinin, üreticiler tarafından benimsenmesini sağlayabilmek için çiftçilerin katıldığı “Tarla Günleri” sayısı artırılmalıdır.

Yeni çeşitlerin ekim süresini kısaltmak için çeşit tanıtımı hızlandırılmalı ve en önemlisi de tohumluk üretiminde olduğu gibi “Un Sanayicileri” de buğday üretiminde sözleşmeli üretim yaptırmalıdır.

Un sanayicilerinin istedikleri çeşitleri sözleşmeli ektirme yaygınlaştırılır ise hem işleyecekleri üründe kalite hem de miktar problemi büyük oranda halledilmiş olacaktır. Üreticiler yüksek verimli ürünlerini pazarlama sıkıntısı yaşamadan uygun fiyata satabilecek, işleyen fabrikalarda kalite yönünden istenilen kaliteli ürünü temin etmiş olacaklardır. Un fabrikaları yapacakları sözleşmelerle ürettirdikleri ürünleri ya doğrudan alarak ya da “Lisanslı Depolara” yönlendirerek üreticinin lisanslı depo desteklerinden faydalanmasını sağlamalıdır. Lisanslı depolarda depolanan ürünleri anlaşma şartlarına göre normal piyasa şartlarında satışa sunulmak suretiyle üretici de daha fazla kazanç elde edebilmelidir. Buğdayın una işlenmesi yıl boyu sürmekte olduğundan un fabrikaları sözleşmeli tohumluk üretiminde olduğu gibi kısa sürede satın alma, değerlendirme ve bedelini ödeme zorunluluğu yoktur. Tohumluk üretiminde diğer bazı problemlerin yanından Temmuz ve Ağustos ayalarında 35-45 gün süre içerisinde hasat edilen ürünün alınması ve bedelinin ödenmesi güçlüğü un sanayisinde yaşanmayacaktır.

Üreticilerin uygun fiyatla pazar garantisi Un Sanayicilerince sağlanarak üretime yardımcı olunmalıdır. Tohumluk üretiminde bölgedeki başarı Un Sanayicileri için bir model olarak alınmalı ve kısa zamanda hayata geçirilmelidir.

Tarım teşkilatının ve özel sektörün bu yönde yapmakta olduğu ve yapacağı çalışmalar, çiftçi gelirini artıracağı, ilgili sektörlerin hammadde teminini ülke içinden sağlayacağı gibi birçok faydası olacağından ülke ekonomisine de büyük katkı sağlayacaktır.

Yaşanan birçok sıkıntıya rağmen üreten çiftçimizin, ürünleri işleyen sektörün ve ilgili resmi kurumların gayretleri ile ülkemizde gıda krizi yaşanmayacağını düşünmekteyim. Belirtilen hususların gerçekleşmesi ve bereketli yıllar dileklerimle hoşça kalınız.