Babamın Konya’da adeta ziyaretgâhı olan Gazyağcı Furun kebabcısı! Astım hastası olan rahmetli babam ile her ay mutat olarak Konya’ya muayene için doktora giderdik.   O zaman Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Meram Tıp Fakültesinde idi dâhiliye kürsüsünden Prof. Dr. Şamil Ecirli doktorumuzdu. Şamil Hoca ile hasta doktor ilişkisinden çok sanki arkadaş gibi sohbet ederlerdi.

Prof. Şamil Ecirli babama;

--- Eşref Amca nasıl gidiyor?

--- Nasıl olalım Şamil Hocam, sizin verdiğiniz ilaçları kullanıyor, yasaklarınıza uyuyor, dediklerinize dikkat ederek hastalıkla iyi geçinmeye gayret ediyoruz.

--- Eşref Amca hekimin dediklerine uyarsan sen rahat edersin. Ancak, sen Konya’ya madem geldim perhiz bozalım diyor muşsun, doğru mu?

--- Ben de yalan olmaz Şamil Hocam uzun yılların alışkanlığı bazen perhiz bozduğum oluyor. Çocukluk ve gençlik yıllarım Konya Kapu Cami ve Aziziye Cami arasında geçti. Konya Fırın Kebabına dayanamıyorum, tadımlık da olsa yerim.

---- Eşref Amca senin böylesi içtenlikle yalansız riyasız konuşmanı çok hoş buluyorum. Ancak, ne kadar çok dikkat edersek o kadar huzurlu rahat yaşarız öyle değil mi?

--- Ondan şüphe yok, Allah sizlerden razı olsun hocam. Kul kula vesile elbette herkes üzerine düşeni yapmak durumundadır. Doktor doktorluğunu, hasta da hasta olduğunu bilerek ona göre yaşantısını ayarlamak disipline etmek durumundadır. İşte o zaman herkes huzurlu olur.

--- Eyvallah Eşref Amca biz sebebini işleyeceğiz şifa veren Cenabı Allah’tır. Haydi, geçmiş olsun!

Babam ile hastane haneden çıktıktan sonra Konya merkeze doğru gelirken babam;

--- Hacı Ahmet arabayı Gazyağcının oraya çek de bir perhiz bozalım! Derdi. Arabayı eski Buğday Pazarının orada bulunan Gazyağcı Fırın Kebapçısının yakınında uygun bir yere arabayı park edip lokantaya girerdik. Lokanta sahipleri ve çalışanları babamı tanırdı;

--- Buyur Eşref Amca sizi şu masaya alalım, ne buyurursunuz? Babam;

---  Hacı Ahmet’e bir buçuk bana tek verin. Benimki döküntülü olsun. Diye tembih edince ben;

--- Baba tamam perhiz bozuyoruz da bari yağsız yerinden kebap olamaz mı?

--- Hacı Ahmet tabancası varsa atsın. Adı üstünde ayda bir kere perhiz bozacağız ki, ağzımızın tadıyla yiyelim. Derdi.

Geçen hafta babam rahmetli ile fırın kebabı yediğimiz Gazyağcı kebapçı dükkânının olduğu yerde nalbur dükkânı açılmış çivi, kilit, menteşe, balta, kazma kürek, su tesisatı yapı malzemesi satılan dükkan olmuş. Tabi ben Gazyağcı Furun kebabcısını aradı gözlerim bir an taa o günlere gittim.

Bildiğim kadarı ile Gazyağcı Furun Kebapcısı 1891 de yani 131 yıl önce Konya’mızda ateşlenen fırın kendilerinin de ifade ettiği üzere ; “Anadolu’nun beşiğinde, bu toprakların ilk Furun Kebabını pişirdi. Gazyağcı Furun kebabının hikâyesi böyle başladı. Ki, atadan evlada toruna miras damak tadı ile bugünlere geldik.”

Babam benim Hatuna; kızım sana mutlaka Gazyağcının dükkanında furun kebabı ısmarlayacağım. Derdi. Nasip olursa babamın sözünü oğlu olarak ben yerine getireceğim. Gazyağcı Furun Kebabcısına ailecek gideceğiz.

Şimdi Meram’da aynı adla Gazyağcı Furun Kebabcısı  Aşkan Mahallesi Yeni Meram Caddesi No:222/A ‘da çok nezih ortamda bütün Konya’lıların olduğu gibi aynı zamanda Konya dışından şehrimize gelen konukların dahası turist kafilelerinin ağırlandığı, iş yemeklerinin verildiği Geleneksel Gazyağcı Furun Kebabcısında 4. Kuşak Ali Çınalı ve 5. Kuşak Hüseyin Çınalı’nın maheretli ellerinden iki asra varan geçmişi ile Konya geleneğinden gelen Konya Furun Kebabı damak tadını günümüzde böylesi nezih ortamda yaşatmaları Konya’mız için kazançtır. Cenabı Allah işlerini güçleri rast getirsin ki, daha nice yılar kuşaktan kuşağa hizmet etmeye devam etsinler. Öyle değil mi?