Geçtiğimiz günlerde Konya Tabip Odası Başkanı Dr. Eyüp Çetin’i canlı yayında ağırladık.

Sağlığa dair çok şey konuştuk.

Konya’daki vaka sayıları…

Ve…

Durumun yeniden ciddi hale geldiği…

Aman…

Dikkat edin…

Edelim…

Maske, mesafe ve temizlik.

Eyüp Hoca’nın yaptığı uyarıları kesinlikle dikkate almak lazım.

Ayrıntıları gazetemizden okuyacaksınız ama bir konu çok dikkatimi çekti.

‘Defansif hekimlik’

Literatüre yeni girdi belki de…

Kurumsal bir karşılığı yok.

Öyle bir uygulama var ama somut değil.

Kimse de fark edemez.

Anlatayım…

Bundan birkaç ay önce bir sendika yetkilisi bunu gündeme getirmişti.

‘Hekimler maaşları bahane ederek, gerekli performansı göstermiyorlar’

Kısacası, ‘hastaya bakmıyorlar!’ Ben demiyorum, bir sendika yetkilisi bunları söylüyor.

Haydaa…

AK Parti hükümetlerinin en başarılı olduğu alanlardan bir tanesi sağlık değil mi?

Evet…

E…

Böyle bir durum varken, ‘defansif hekimlik’ de nerden çıktı?

İş bırakma eylemi değil tabi…

Yalnız bir nevi ‘sivil itaatsizlik’ gibi.

Yanlış anlaşılmasın…

Kimseyi kastetmiyorum ya da şu hekim bu hekim demiyorum ama bunu söyleyen bir sendika temsilcisi.

Tabip Odası Başkanı Eyüp Çetin de kurumsal olmayan ‘defansif hekimlik’ten bahsedince konuyu iyice anlamış oldum.

İşin doğrusu uzun zamandır da bu konuyu takip ediyordum.

Biliyorsunuz, Türkiye’de siyasi partilerin desteklediği sendikalar var.

Bunu kimse inkâr edemez.

Yeni kurulan partiler de kendi sendikalarını kurmak için kollarını sıvamış.

Hatta sendikalaşamayan bazı temsilciler de, yeni dernekler kurarak alttan alta hükümetin en başarılı olduğu alanı kötü göstermek için gizli bir eylem başlatmışlar.

Sendikacı ‘sivil itaatsizlik’ diyor.

Tabip Odası ise ‘defansif hekimlik’

Yani türlü bahanelerle hastayı muayene etmeme…

Eyüp Çetin Hoca diyor ki; Hekim, ‘seni muayene edeceğim ama o cihaz hastanemizde yok’ dese kim, nasıl bilecek?

Cümlesi bu değil ama bunu anlıyorum.

Eyüp Hoca, ‘böyle bir çalışma var’ demiyor. Yanlış anlaşılmasın. ‘Bazı etkenler herkimi böyle bir yola itebilir’ diyor.

Ha…

Bir ayrıntı daha…

Son zamanlarda bu şikâyetler de çoğaldı.

Bunun da hatırlatılması lazım.

Hastalardan bu tür konular da bize ulaşınca ister istemez insanın aklına gelmiyor değil.

Kurumsal olmasa da ‘defansif hekimlik’ uygulanıyor mu?

Daha ilerisini söyleyeyim mi?

Konya’da bunu uygulayan hekim var mı?

Şikâyetlere bakınca…

Var gibi…

Ama hangisi?

‘Defansif hekimlik’ mi?

Yoksa…

Sivil itaatsizlik’ mi?

***

Hekimlerimize haksızlık etmeyelim

Yukarıda yazdığım iddialar hekimleri üzer, biliyorum ama öncelikle iki şeyi hatırlatayım.

Birincisi bu iddialar bana ait değil…

İkincisi de hekimlere haksızlık ettiğim falan düşünülmensin.

Zira, hekimlerin iş yoğunluğunu gündeme getiren zaten Eyüp Çetin Hoca…

Sağlık’ta şiddet, sosyal hakların eksikliği de hekimlerin yurtdışına çıkmak için can attığını da unutmamak lazım.

Hakkını da teslim etmek lazım.

İnsanlara faydalı olmak, hayatını kurtarmak için canla başla çalışan insanlara, şiddet uygulamak kadar adi bir şey olamaz.

Ve, başta Konya Tabip Odası Başkanı Eyüp Çetin olmak üzere sağlık temsilcileri bu konunun yasal düzenlemesinin ivedi yapılması gerektiğinin farkındalar.

Bunun için de çalışıyorlar.

Bir vatandaş olarak ben de, bu düzenlemenin bir an önce getirilerek hekimlerin rahat çalışmasının sağlanması gerektiğini düşünüyor ve destekliyorum.

Maaş konusu da ayrı…

İyileştirme yapıldı ama elbette hekimlerimizi daha fazlasını hak ediyorlar.

Pandemide balkonlardan alkışladığımız hekimleri, sağlık çalışanlarını da basit şeylerle üzmeyelim.

Haklarını ödeyemeyiz.