Geçen hafta Konya ya gelen EGE Sivil Toplum Birliği(ESTOB) Dönem Başkanı, Konyalılar Birliği Federasyonu ve Konyalılar Vakfı Genel Başkanı Mehmet Aydoğan’ın Gazeteciler Cemiyetindeki basın toplantısında İzmir’deki Konyalıların ekonomide yeri ve gücü hakkında verdiği bilgiler dikkatimi çekti.

Bildiğiniz gibi, Konyalıların en çok yaşadığı illere bakarsak İzmir, İstanbul, Ankara ve Bursa olarak karşımıza çıkıyor.

  1. Aydoğan’ın anlattığına göre, İzmir’de yaşayan Konyalı sayısı 500 binin üzerinde olup, yoğunluklu olarak İzmir’de yaşayan kesim içinde de 3. Sırada yer alıyor.

Kuru kahve ve baharat sektöründe ağırlıklı olarak Konyalılar söz sahibidir. Beyşehir Gönen köylülere bu işi ağırlık olarak yapıyor.

Emlak ve gayrimenkul sektöründe de aktif olan Konyalıların, İzmir’deki gayrimenkullerin yarısına yakını elindedir.

Nakliye, tekstil, mobilya, inşaat, temizlik ve alışveriş sektörleri olmak üzere 30 sektörde de bir güç birliği içindeler.

14 tane Konyalı oda başkanın ve İzmir Ticaret Odasının meclisinde 300 tane Konyalının bulunması bize Konyalıların gücünü gösteriyor.

Sivil Toplum kuruluşları(STK) içerisinde de önemli bir yerde olan hemşerilerimiz sırasıyla, 1996 yılında İzmir Konyalılar Kültür ve Yardımlaşma Vakfı’nı ( KONVAK), 2005 yılında da Konyalılar Dernekler Birliği Konfederasyonunun(KONFED) kurarak ta, İzmir’deki STK’lar içiresinde de önemli bir yer edinmişler.

KONVAK’ın, İzmir’de yaşayan Konyalı hemşerilerimiz tarafından temeli 1985 yılında atılmış olup, 1996 yılında vakıf olarak tüzel kişiliğine kavuşturulur.

Vakfın amacı da, Konyalılar arasında maddi, manevi dayanışmayı ve yardımlaşmayı sağlamaktır

Bu vakfın en önemli özelliği ise, Konyalı olmayanlarında üye olması ve yönetimde görev almasıdır.

Hz. Mevlana’nın “Kim olursan ol gel” felsefesiyle hareket etmesidir.

Ramazan aylarında yardım kampanyaları düzenleyerek, fakir ve yardıma muhtaç insanları yarımda bulunurlarken, Konyalı olup olmadığına hiç bakılmaksızın elinden gelen yardımları yapmasıdır.

Öğrencilere burs verirken, kırtasiye ve bilgisayar ihtiyaçlarını karşılıyor. İhtiyaç olan yerlerde de camiler yaptırmıştır.

KONFED, 2005 yılında kurulmuş olup, İzmir’de faaliyet gösteren dernekleri bir çatıda toplayarak, Hz. Mevlana’nın, hoşgörü, kardeşlik, sevgi ve paylaşım felsefesini yayıp, yaşatmak ve gelecek kuşaklara aktarmak gibi bir misyonu yerine getirmeyi hedeflemiştir.

Bütün bunları Konyalı hemşerilerimiz birlikte başarmış olup, bugün ulaştıkları nokta ve hizmetleriyle Türkiye’de örneği çok az görülen bir sivil toplum örgütü yapılanmasını oluşturmuşlardır.

Yine Mehmet Aydoğan’ın verdiği en önemli bir mesajı sizlerle paylaşmak istiyorum.

Aydoğan, “İzmir de bölgecilik yapmıyoruz. Bütün siyasilerin odak noktasındayız. Ama hiç birinin arka bahçesi olmadık. İzmir halkının sevgisini ve güvenini kazandık. Bundan Konyalılar olarak onur duyduk.”

İzmir halkının Konyalılara güven duyup, sevgisini kazanması iyi bir gelişme olup, Konyalıların kardeşliğe, dostluğa ve paylaşıma verdiği değerin ve insan ayrımı yapmadığının bir kanıtı olsa gerek.

İzmir’deki Konyalıların en büyük gayesi de, “Doyduğumuz yerden doğduğumuz yere gönül bağı oluşturmak” istemeleridir.

Çünkü bugüne kadar Konya dışında yaşayan ve belli bir ekonomik ve sosyal güce kavuşan Konyalılar, bunu gönülden istemektedirler.

Doğdukları memleketi Konya’ya bir şeyler yapıp, kazandırmak gayretindeler.

Haklı olarak bir serzenişleri de vardır. Oda, “Bir ihtiyaç olduğunda Konyalıların birbirini aramasıdır. Sıkışınca İzmir’deki Konyalıların akıllarına geliyor olmasıdır.

İzmir’deki Konyalılar olarak Konya sanayicisine, esnafına ve iş yapacak bütün hemşerilerimize kapımız açıktır.

Yapacakları her işte ve projede yanlarında oluruz. Bizim bütün amacımız, Hz. Mevlana’nın hoşgörü, kardeşlik, sevgi ve paylaşım felsefesini yayıp, yaşatmaktır ” diyorlar.

Anladığım kadarıyla, Konya ile İzmir’deki Konyalılar daha sıkı bağ kurarak, birikimlerini, tecrübelerini ve ekonomik güçlerini Konya ile paylaşmak arzusundalar.

Son olarak Ege Sivil Toplum Birliği’nden(ESTOB) bahsetmek istiyorum. Bu birliğin amacı da, halkımızın mutluluğu ve kalkınmasına katkı koymak ve ulusal, bölgesel, sektörel alanda evrensel normlara ulaşmasına sivil toplum birliğini sağlayarak hizmet etmektir.

Bunun gerçekleşmesi içinde, ESTOB’ un resmi kurum çatısı altında faaliyet verilecek olmasıdır.

Bu birliğinin başkanın da Konya Beyşehirli Mehmet Aydoğan’ın yürütmesi de oldukça önem arz ediyor.

Aynı zamanda ESTOB, ülkemizdeki farklı bölgelerin kültürlerini Ülke menfaatleri doğrultusunda bir arada duracağını sembolize ediyor.

Farlı kültür miraslarının ayrıştırıcı değil, birleştirici unsur olarak birlikte bir arada yaşanmasını sağlayacak etkinlikler düzenleyecek olan ESTOB, Karadeniz’den, Urfa’ya, İzmir’den Konya ya, Balkanlardan Azerbaycan’a, Denizli’den, Gaziantep’e tüm kültürel etkinlik faaliyetlerini bir arada yürütmek hedefindedir.

Gelinen noktada Konyalılar ülke genelinde yaptıkları hizmetlerle ve STK çalışmalarıyla hep örnek olmuş ve adından bahsettirmeyi başarmıştır.

Tıpkı İzmir’deki Konyalıların örnek olduğu çalışmalar ve hizmetler de bunun bir ispatıdır.

Yeter ki bizler, Konya olarak kültürümüzü ve Hz. Mevlana’nın felsefesini yeterince benimseyip, ülkemize ve gelecek kuşaklara aktarmaya devam edelim.

Ne dersiniz sizce de böyle yapmamız gerekmez mi?