Temel ürünlerdeki fiyat artışları her geçen gün vatandaşın yükünü ağırlaştırmaya devam ediyor.

Gelirinin gideri karşılamadığı günümüz koşullarında, geçinmekte gittikçe güçsüzleşiyor.

Dar gelirli insanlar doğru dürüst beslenemediği gibi, temel gıda ürünlerini artık almakta zorlanıyor. 

Emekliye, çalışana, asgari ücretliye zam yapılmasına rağmen, artan ürün fiyatlarından dolayı da satın alma gücüde zayıflıyor.

Dar gelirlinin yemeği olan Menemenin maliyeti bile bir ayda yüzde 15.78, bir yılda yüzde 88.42 artmıştır.

Ortalama 3-4 domates (400 gram), 5-6 biber (200 gram), 4 yumurta ve bir orta boy soğan (200 gram) ile hazırlanan 4 kişilik menemen için, Şubat 2022'de 17 lira harcanırken, Ocak 2023'te bu 27.68 TL'ye çıktı

Diğer taraftan Kırmızı Et Fiyatlarındaki son iki ayda meydana gelen yaklaşık yüzde 100'lük artışın kasapları ve müşterileri de olumsuz etkiliyor.

Vatandaşın en çok tükettiği temel ürünlerdeki bu artışlar, hemen hemen her kesimin bütçesini sarsmaya devam ediyor.

Resmi enflasyondaki kağıt üzerindeki düşüş sürerken, gıda fiyatlarındaki artışlar ise hız kesmiyor.

Anlaşılan, barınma, beslenme, enerji ve güvenlik gibi temel ihtiyaçların dahi karşılanamadığı ülkemiz ekonomisinde, İllüzyon'un(yanılsama) sona erdiği bir tablo ile karşı karşıyayız.

Türkiye İstatistik Kurumunun(TÜİK) açıkladığı Şubat ayı enflasyon oranı yüzde 3,15 olarak belirlendi. Yıllık oran ise yüzde 55,18 olarak açıkladı.

 Şubat ayında 12 aylık ortalamalar dikkate alındığında, tüketici fiyatları yüzde 71,83, yurt içi üretici fiyatları yüzde 120,72 arttı.

Aylık bazda TÜFE yüzde 3,15, Yİ-ÜFE yüzde 1,56 artış gösterdi. TÜFE, şubatta geçen yılın aralık ayına göre yüzde 10, Yİ-ÜFE ise 5,78 yükseldi.

Yıllık enflasyon, tüketici fiyatlarında yüzde 55,18, yurt içi üretici fiyatlarında yüzde 76,61 oldu.

Böylece yıllık enflasyon, son 12 ayın en düşük seviyesi olarak kayıtlara geçti. Söz konusu enflasyon Şubat 2022'de yüzde 54,44 seviyesinde gerçekleşmişti.

Yurt içi üretici fiyatları ise son 15 ayın en düşük seviyesinde oluştu. Söz konusu değer Aralık 2021'de 79,89 olarak kaydedilmişti.

Öte yandan, TÜİK, Türkiye'de yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremler nedeniyle şubat'ta Gaziantep, Malatya ve Hatay Bölge Müdürlüklerine bağlı illerde alan fiyatlarını derleyemedi.

Gıda ve alkolsüz içeceklerde ise kamuoyunda güveni tartışılan resmi enflasyona göre dahi yüzde 7.36 ile harcama grupları arasındaki en yüksek artış gerçekleşti.

Enflasyon Araştırma Grubu'na (ENAG) göre ise şubat ayı yıllık enflasyonu yüzde 126,91, gıda ve alkolsüz içeceklerdeki aylık artış yüzde 9.09 oldu.

Yüksek enflasyon süreci Türkiye’deki yoksulluk ve açlık riskini büyütmeye devam ediyor.

 Temel gıda fiyatlarında yaşanan yüksek oranlı artışlar dört kişilik bir ailenin açlık sınırını şubat ayında 10 bin liranın da üzerine çıkarırken, yoksulluk sınırı da 28 bin 563 lirayı buldu.

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu’nun Ar-Ge birimi KAMU-Ar’ın araştırmasına göre Açlık sınırı şubatta bir önceki aya göre 463 lira artarken, gıda dışındaki ihtiyaçlar için yapılması gereken harcama 1.106 lira artarak 18 bin 304 liraya yükseldi.

 Bir yıl öncesine göre ise açlık sınırı 5 bin 122 lira, gıda dışındaki ihtiyaçlar için yapılması gereken harcama ise 7 bin 121 lira arttı.

Yoksulluk sınırı son yılda toplam 12 bin 243 liralık artış gösterdi.

Kahramanmaraşlı merkezli depremler, seçime girilmesi ve ekonominin genel seyrinin iyi gitmediği bir süreçte, geçinmek ve temel ürünleri almakta vatandaşlar olarak hepimiz oldukça zorlanıyoruz. 

Kaldı ki temel ihtiyaç ürünlerinin artışlarının önüne geçilmesi bir kaç ay içinde de mümkün gözükmüyor.

Bu durumda iktidar, gelirin karşısında giderin artmasının önüne geçmelidir.

Pahalı olarak tükettiğimizin ürünleri vatandaşların alabileceği durumu getirilmesi için gerekenleri yapmalıdır.

Hemde hiç vakit kaybetmeden. Ne dersiniz sizce öyle yapılması gerekmez mi?