“2001-2021 arasını kapsayan son 20 yılda bin kişilik nüfus başına düşen evlenme sayısını ifade eden 'kaba evlenme hızı' yüzde 20 düşerken 'kaba boşanma hızı' ise yüzde 47 arttı.”(TUİK-2022)

Yukarıdaki TUİK verileri bize bir gerçeği haykırmaktadır. Durun kalabalıklar bu yol çıkmaz sokak.

Devlet ve toplum olarak geleceğimizle ilgili ciddi olarak düşünmeliyiz ve çözümler üretmeliyiz.

Yine verilerin bize söylediğine göre evlenme yaşı da gittikçe yükselmekte. Toplumda tek yaşayan bireylerin sayısı artmakta. Toplumumuz için tehlike çanları çalmakta.

Boşanma hayatın bir gerçeği.

Milletimiz, evlenenlere “Allah bir yastıkta kocatsın, iki cihan saadeti versin ”cümleleri  ile  dua eder.

Evliliklerimizin ölünceye kadar sürmesi için eşlere düşen görevler nelerdir?

Bugün bu soruya cevap arayacağız.

Modernizmin hayat tarzına karşı tek sığınağımız olan ailemizi güçlü kılmayı nasıl başaracağız?

Sam yeli gibi kökümüzü kurutan çağın ayartan ve uyuşturan cereyanlarına karşı nasıl tepki vereceğiz?

Belki de aşağıdaki TUİK verisi bizlere bir mesaj verecek ve çözüm için yol gösterecektir.

Boşanma oranın en yüksek olduğu yer binde 3,11 ile çağdaş hayat tarzının hâkim olduğu İzmir’dir. En düşük olduğu yer binde 0,43. geleneksel yaşam tarzının yoğun olduğu Şırnak’tır.

Çözüm önerimize geçmeden önce eski bir bakanımızın davet edildiği bir düğünde yaptığı konuşmayı bir anekdot olarak aktaralım.

Bakan Bey:” Eskiden düğünlerden sonra insanlar gerçekten birbirleriyle evleniyorlardı. Yani evli çiftlerin müstakil bir evleri oluyor ve birbirlerini tamamlıyorlar ve mutlu bir yuva kuruyorlardı. Şimdi ise çiftler birbirine katlanıyorlar. Bir kata çıkıyorlar ve birlerine tahammül ederek katlanıyorlar. Diyor.

Sözün kısası, eskiden gerçekten evleniyorduk, günümüzde ise katlanıyoruz. Nereye kadar?

El-bebek, gül –bebek büyüttüğümüz çocuklarımız evlilik müessesinde bir zorlukla karşılaştığında hemen pes etmekte, evliliğin getirdiği sorumlulukları yerine getirmeyi de özgürlüğüne bir ket vurma olarak görmekte.

Belki de en temel sorun, eşlerin evliliği yürütecek sorumluluk ve olgunluğa eriş(e)memeleri.

Uzmanlar çözüm olarak ailede bazı birlikteliklerin olması gerektiğini söylüyorlar.

Sofrada, secdede, sohbette, seyahat da, sadakat da, samimiyet de, sorumluluk da, sır saklamak ta, sözünde durmakta da, sevgide de, saygıda da, sabırda da birlikteliği becerebilenlerin gözü aydın!

İşte mutlu, huzurlu yuvanın olmazsa olmaz özellikleri. Bunlara ilave olarak şunlarda sayılabilir.

“Tebessüm,teşekkür, tevazu, teenni, tahammül,tatlı dil,tasadduk da kulağımıza küpe olmalı.”

(Ramazan Kayan, Milat Gazetesi)

Yazımızı Kulluk Kitabımız Kur’an-ı Kerim’den bir ayet-i kerime ile noktalayalım:

“Onlar sizin için günahtan koruyan bir elbise, siz de onlar için bir elbise hükmündesiniz.” (Bakara, 187)

Selam ve dua ile..