Ali Taşoluk 1970’li, 80’li yıllarda Konya’da “Arsacı” namıyla ün yapmış, hayırsever bir insandı. Derbent’in Aylıdere yaylasında hüzünle başlayıp elemle devam eden hayatını Konya’da sürdürmeye karar verdiğinde, öksüz kalmış evlatlarına ana şefkati arayışındaydı ve geleceğini de inşa ediyordu. Kovanağzı mahallesine bir ilkokul ve cami yaptırmadan önce onu, “Osman amca” diye biliyorduk ama nüfusta “Ali” olarak kayıtlıymış. Hayırsever Ali Taşoluk’un hayat hikâyesini, oğlu Adnan Taşoluk ve yeğeni Ali Çayır ile konuştuk.

 

Ali amca, nerede ne zaman dünyaya gelmiş ve ismi Osman iken nasıl Ali olmuş, anlatır mısınız?

ADNAN TAŞOLUK: Babam, 1923 yılında Derbent’e bağlı Aylıdere yaylasında dünyaya gelmiş.  Abisinin ismi Ali, babamın ismi Osman olarak konulmuş ama nüfus kâğıtları sonradan çıkarılmış. Ali amcamız askerde hastalanıp vefat edince dedem buna çok üzülmüş ve askerlik çağı yaklaşan babamı nüfusa kaydettirirken, ölen oğlunun adının hatırası olarak, “Ali” diye yazdırmış. Bilhassa köylülerimizin Osman diye bildiği babam, resmi kayıtlarda Ali idi.

O zaman Aylıdere’de okul olmayınca babam da okula gidememiş. Okuma yazmayı İstanbul’da askerlik yaparken, öğrenmiş. Yani asker deyimiyle, “Ali Okulu” mezunuydu.

 

Konya’ya ne zaman taşınmışlar?

ADNAN TAŞOLUK: Babam ilk evliliğini Aylıdere’de yapmış. Ali Osman ve Yaşar abilerimle Hatice ve Ayşe ablalarımız dünyaya geldikten sonra anneleri vefat etmiş. Dört çocukla kalan babamı ikinci defa evlendirmek istemişler. Konya’nın Alavardı semtinde oturan ve kızına talip oldukları Kazım Kalkancı, Konya’ya taşınmasını şart koşunca babam, 1962 yılında dört çocuğu ile göç etmiş. Keziban annemizden de Adem, Zeki, Musa ve Durgül kardeşlerimiz var.

 

Kalabalık bir aileydiniz, sizin dünya sıranız ne zaman geldi?

Babam üçüncü evliliğini Ümmügülsüm annem ile yaptı ve kardeşim Ali ile ben dünyaya geldik. Önce hep birlikte Aşağı Kovanağzı’nda yaşadık. Sonra babam Selbasan cihetinde bahçe içine iki ev yaptırdı ve beraber yaşamaya devam ettik.

 

Siz Ali amcanın hayatına dair neler biliyorsunuz?

ALİ ÇAYIR: Köyde yaşadığı yıllarda bizim köylülerin ekseriyeti gibi dayım da Ege illerinde tuğla ocaklarında çalışmış. Askerliğini İstanbul’da yapmış. Dört çocuktan dünyaya getiren ilk hanımı vefat edince, tekrar evlenmek üzere Konya’ya taşındı ve ilk evini Alavardı’ya kendisi yaptı. Aynı zamanda iyi inşaat ustasıydı. İyi kerpiç ve ot tuğlası keserdi. Konya’ya taşındığında geçimini sağlamak için kim zaman omzuna baltayı alıp odun pazarında odun kırmış, kimi zaman inşaat ustalığı yapmış. Bu sırada bir talibi çıkınca Alavardı’daki evini, ticaret yapmak için satarak Aşağı Kovanağzı Caddesinde aldığı arsaya ev yapıp oraya taşındı. O zamandan itibaren de Kovanağzı ve çevresinde arsa alıp satmaya başladı. Uzun yıllar bu işi yaptı, “Parselci ve Arsacı” diye nam saldı.

Ticari prensiplerinden bahseder misiniz?

ALİ ÇAYIR: Alım satım yaptığı bölge daha çok Meram’da, Kovanağzı civarıydı. Senetli sebepli işler yapmaz, bakkal defterine yazar gibi kayıt düşer, parayı da taksitler halinde alırdı. Durumu sıkışık olanları zorlamaz, hatta bazı alacaklarından vazgeçtiği de olurdu.

 

Mahalle muhtarlığı yaptığını da hatırlıyorum, hangi yıllardı acaba?

ALİ ÇAYIR: Doğru, 1980’li yılların başından itibaren yanılmıyorsam iki dönem Küçük Kovanağzı muhtarlığı yaptı.

Sessiz kahramanlar! Sessiz kahramanlar!

 

Ömrünü geçirdiği ve hemen hemen herkesi toprak sahibi yaptığı Kovanağzı’nda bir okul ve bir cami inşa ettirdi. Başka hayır hasenat işleri de var mıydı?

ALİ ÇAYIR: Kovanağzı’nın evveliyatı bağ evleri ve tarım arazisi olduğundan yakın bölgede okul yoktu. Bağ sahipleri güz mevsiminde şehir evlerine taşındığı için okula ihtiyaç olmamış. Ama yaz-kış yerleşimi arttıkça çocuklar uzak okullara gitmek zorunda kaldı. Bir kısmı Alparslan İlkokuluna, bir kısmı Selçuk İlkokuluna yürüyerek gidip geliyordu. Karda kışta her gün dört-beş kilometre yürüyen çocukları bu eziyetten kurtarmak için, şimdi Ali Taşoluk Okulu’nun olduğu araziyi, hisse sahibi bazı komşular bağışladı. Ali Taşoluk da Çakılharmanlar Caddesindeki bu yere beş derslikli Ali Taşoluk İlkokulunu yaptırıp Milli Eğitime hediye etti. İnşaatına 1980 yılında başlanan okul 1981’de eğitim öğretime açıldı. Okulun açılış törenine dönemin Konya Valisi ve Belediye Başkanı Lütfi Fikret Tuncel ile 2. Ordu Komutanı Bedrettin Demirel ile şehrin diğer protokol üyeleri de katıldı. Vali Lütfi Tuncel ile Orgeneral Demirel, kendisine bir teşekkür belgesi takdim etti. Ali Taşoluk, Kovanağzı’nda açılan ilk ilkokul oldu. Geniş bahçesi olan okula daha sonra ek bina yapıldı, ikinci kat çıkıldı. Bu sene de eski bina yıkılıp dört katlı bir bina inşa edildi.

 

Okulun karşı yakasında da onun yaptırdığı cami var. Bu iki eser sayesinde o bölge mahallenin merkezi oldu, değil mi?

ALİ ÇAYIR: Mahalle büyümekte olduğu için bağ aralarındaki eski camiler yetersiz kalıyordu. Hem; bir mahallenin merkezinde mühür gibi bir cami de olmalıdır. Dayım da, Çakılharmanlar Caddesi ile Babalan Caddesi kavşağına iki katı bir cami yaptırdı. 1978 yılında inşaata başlandı ve hızlı bir şekilde tamamlandı. Zemin kat yaz kursu olarak düzenledi. Caminin giderlerini karşılamak için de cadde üzerine beş tane dükkân inşa ettirip derneğe verdi. Yaptırdığı okula kendi adı verildiği için Camiye “Çakılharmanlar Cami” adının verilmesini istedi. Hayır-hasenatının dile gelmesini pek istemezdi. Üç aylar geldiği zaman, bütün kandil günlerinde Çakılharmanlar Camiininde mevlid okutur, şerbet ve naneli şeker ikram ederdi. Ali Taşoluk’un vefatından sonra mahallede bu geleneği yaşatan olmadı. Bir de; Meram’da bir mezarlığın ihata duvarını yaptırmıştı. Uzun yıllar önce yapıldığı için günümüze ulaşmamış olabilir. Yanılmıyorsam, Anasultan Mezarlığına duvar yaptırmıştı. Cami, Kur’an kursu inşaatına yardım için gelenleri boş çevirmezdi.

Amcazadesi Osman Taşoluk Derbent’te bir külliye inşaatına başlamıştı. Ali Taşoluk da bu inşaata maddi yönden destek verdi. 1990'lı yıllarda 28 Şubat sürecinde o inşaat amacına ulaşmadı, yarım kaldı. Fakat sonraki yıllarda İmam Hatip Lisesi olarak hizmete açıldı ve emekler boşa gitmemiş oldu.

 

Babanızın vefatını anlatır mısınız?

ADNAN TAŞOLUK: Babam 2000 yılının şubat ayında bronşite tutuldu. Hastanede biraz tedavi oldu ama nefes darlığı sorunu düzelmedi. 19 Şubat günü 77 yaşındayken vefat etti. Cenazesini, o yıllarda mahallemizin tek kabristanı olan, Lalebahçe Karakolunun arkasındaki Bedir Mezarlığına defnettik.

Allah rahmet eylesin.

Editör: Samet Aktaş