Bundan 15-20 yıl önce “Özellikle tatil beldelerinde sadece belli dönemlerde kullanılmak üzere satın alınan ve değişik kişilerce de kullanılabilen müstakil ev veya daire” olarak tarif edilen devre mülk reklamlarını içimizde hatırlayan çoktur. Devre mülk sahibi olanlarımız da vardır. Devre mülk pazarlanırken alıcıyı ikna etmek bağlamında sarf edilen yaldızlı sözleri de işitmişsinizdir.

Bu çabanın amacı topu topu 15 gün bilemedin bir ay bir devre mülkte tatil yapabilmek içindi.

Dünya da bir devre mülk değil mi? Yunus Emre’nin ifadesi ile:

 "Mal sahibi, mülk sahibi/Hani bunun ilk sahibi?/Mal da yalan, mülk de yalan/Var biraz da sen oyalan..."

Sahip olduğumuz her şey emanettir. Emanetler de bir gün sahibine teslim edilir.

  Geçtiğimiz hafta içinde dünya sürgününü tamamlayarak vuslat yurduna intikal eden birkaç Müslümanın cenaze merasimine katıldık. Onlar için el açtık dua ettik.

Herkes hayatta rolünü oynayıp gider. Tıpkı bizden öncekilerin rolünü oynayıp veda ettikleri gibi.

Yurt dışındaki vatandaşlarımız için “gurbetçi” ifadesi kullanılır.

 Gerçekte hepimiz gurbetçiyiz. Dünyada bir yolcuyuz. Misafiriz. Misafir olan bir gün memleketine döner. Kalıcı değiliz. İstesek de kalamayız.

 Yolcular, yolculuk kurallarına uymazsa kaybedenlerden olur.

 Müslümanın, “dünya da bir yolcu gibi yaşamak” nirengi noktası olmalı.

 Azrail’in ruhumuzu kabz etmesi ve ya İsrafil’in suru üfürmesi ile değil Cebrail’in getirdiği soluk ile uyanmalıyız.

 Dünyada; “ başarılı olmanın yolları”,” mutlu olmanın sırları”, “kişisel gelişimin yöntemleri “ ve daha birçok şey öğrenirken, ölmeden önce ölmeyi bir türlü öğrenemiyoruz.

  “Mûtû kable en-temûtû”: Ölmeden evvel ölünüz.

 Soru şu: Ölümden kaçanlardan mı, ölüme koşanlardan mı olacağız?

 Kaliteli bir ölüm için kaliteli bir hayat yaşayanlar ölümsüz eserler bırakırlar ve yatırımların en hayırlısı olan ahiret âlemine yatırımlar yaparlar.

 Unvan ve üniforma dünyada kalır. Herkes teneşir tahtasında eşitlenir.

 “Hatun kişi”, “er kişi” niyetinden önce biz de niyetimizi sorgulamalıyız.

  İnsanların bir kısmı yaşarken ölüdürler. Bir kısmı da öldüğü halde yaşamaya devam ederler.

“Ölmek değildir ömrümüzün en fecî işi,

Müşkül budur ki ölmeden evvel ölür kişi.”

                                             ( Yahya Kemal Beyatlı )

 Yazımızın başlığına tekrar dönersek, dünya sadece bir devre mülktür. Eğer, dünyadaki misafirliğimizi vahyin aydınlığında Resullullah’ın izinde bir yolculukla tamamlayabilirsek, razı olunanlar arasına girersek, ikram olarak cennette devredilmeyen bir mülkün sahibi olma bahtiyarlığına kavuşuruz.

Rabbim, bizleri rızasına eren, cemalini gören ve devredilmeyen mülk sahibi olanlardan eylesin.

Aminn..

Selam ve dua ile..