6 Şubat 2023

Derin izler bırakan acımızın 2. yıl dönümü…

Tam 2 yıl önce milyonlarca insanın hayatı saniyeler içinde değişti. Yaşadığımız kayıplar kalplerimizde derin bir acı bıraktı. Yattığımız yataktan, üstümüze örttüğümüz yorgandan utandık. Yağmur bereketti ama yağmasın diye dua ettik, elimizden gelse güneşi bile yollardık. Orada değildik belki ama kalpler birdi, acı tekti.

6 Şubat sadece bir anma günü olmamalı. Dayanışmayı devam ettirdiğimiz, yeniden inşayı takip ettiğimiz ve nasıl iyileşeceğimizi konuştuğumuz bir gün de olmalı.

Travma sonrası stres bozukluğu, depresyon, anksiyete, suçluluk gibi etkiler, afet sonrası en sık karşılaşılan tepkilerin başında gelirken, hangi canımızın ne kadar etkilendiğini bilmek bizim görevimiz olmalı. “Keşke daha fazlasını yapsaydım”, “Ben yaşıyorum ama onlarsız” gibi düşünceleri sırtlanarak yaşamaya çalışan insanımıza desteğimizi sürdürmeliyiz. İlk anlardaki desteğimizi gösterme konusunda nasıl dirayetli durduysak, bugün de öyle olmalıyız. Yas ve travma etkileriyle başa çıkmanın zaman aldığını ve bunun sadece bireysel değil, toplumsal bir süreç olduğunu unutmamalıyız.

Travmadan çıkışın en önemli basamaklarından biri, duyguların bastırılmadan ifade edilmesidir. Yaşananları sansürsüz anlatmak, paylaşmak, anlaşılmak… Beden yaraları geçiyor geçmesine ama ruhumuzda hâlâ kanayan yerler var mı, bilemiyoruz. Bunu anlamanın yolu anlatmaktan geçiyor. Anlatırken fark ediyoruz nerede olduğumuzu, ne kadar hasar aldığımızı. İşte bu yüzden anlatılanları gerçekten anlamaya çalışarak dinlemek çok önemli …

Hepimizin bir yanını eksik bıraktı, yüreğini ezdi bu acı… İnsanlarımızın yaşadığı acıyı duyduğumuzda taşıyamadık ama taşıyanlara omuz vermeye çalıştık. Çoğu zaman birbirimizden şikâyet etsek de o an ‘bir’ olduk. Tüm ülke tek yürek…

6 Şubat’ın yıl dönümü sadece acılarımızı hatırlamak için değil, sorumluluklarımızı hatırlamak için de gündemimizde olmalı. Hâlâ kapanmayan yaralar var, sarılması gereken acılar, omuz vermemiz gereken insanlar... Toplumsal destek, yaralarını sarmaya çalışan insana uzatılan bir eldir. Ortak acılar, yalnız olmadığımızı hissettirir.

Sadece afet sonrası konuştuğumuz konuları öncesinde konuşmanın vakti gelmedi mi? Afet bilinci, güvenli yapılaşma, insanımıza vereceğimiz psikolojik destek mekanizmalarının güçlendirilmesi gibi konular şimdi gündemimizde olmayacaksa ne zaman olacak? Evet, bunlar felaketleri engellemeyecek belki ama etkilerini azaltmayacak mı?

Kaybettiklerimizi rahmetle anarken, hayatta kalan canlarımızın bize emanet olduğunu unutmadan, gösterdiğimiz dayanışmayı büyütelim ve iyileşme yolculuğunda birbirimize eşlik edelim. Birbirimizin yaralarını saralım.

Yazacak çok şey olsa da kelimelerin gözden aktığı günler… Affola.