Yeni bir seçim arefesindeyiz. Seçim irademizi insana verilen melekelere göre kullanma becerimizin test edildiği önemli bir an. Cüz-i irade ile yaşamdaki yerimizi belirleyeceğimiz an..

Ama nasıl?

Önce, daha önceki seçimlerimize bakalım. Nelere kızmışız. Neleri alkışlamış, sonra nelere üzülmüşüz.

Seçilenleri nasıl seçmişiz.Sonra, onlar bize nasıl yabancılaşmış?

Bir an duralım, düşünelim, tefekkür edelim. Acaba önceki seçimde insani özelliğimiz;irademizi nasıl kullanmış mıyız? Düşünerek mi oy vermişiz? Yoksa kendisini iyi pazarlayana mı?

Acaba bir davamız olsa; Avukat mı bizi bulur, yoksa biz mi avukatı buluruz? Tabii ki biz avukatı. Sorarız soruştururuz sonra vekil  tayin ederiz. O kendini vekil tayin etmez.

Oysa geleceğimizi, namusumuzu, milletimizi, bağımsızlığımızı, ülkemizi, vatanımızı, çocuklarımızı, her türlü değerimizi teslim edeceğimiz vekili biz ne derece tayin ediyoruz?

Yoksa onlar gözlerimizi boyuyor,bize şirin görünenleri mi tercih ediyoruz? Kulağımıza menfaat fısıldayanları mı? Eğer böyle ise bize her şey müstahak değil mi? Yağmurdan kaçanın kuraklıktan şikayet hakkı olur mu? Peki neden şikayet ediyoruz. O zaman adamlar seçim süresince yatırım yapıyor,seçilince karşılığını alıyor.

Peki bu ne kadar ahlaki? Doğrusu için ne yapmalıyız?

Benim düşünceme göre;

Adaylar:

Bölge ve ülkesi için projelerini hazırlamalı,

Düşüncelerini fikirlerini olgunlaştırmalı,

Sonra bizlerle paylaşmalı. Tartışmalı. İstişare etmeli.

Net cümleleri ve önerileri olmalı.

Artık yuvarlak konuşan, kişiliksiz adayları elemeliyiz.

Bu arada biz de Ak parti, MHP, CHP, HDP diye kendimizi çok da kanalize etmemeliyiz. Tabii irademizi kullanmak istiyorsak. Çünkü particiliğin, grupçuluğun, ailecilik, ve aşiretçiliğin memleketi ne hale getirdiğini gördük. Görmediysek  sonucuna katlanacağız.

Projelerini talep edelim, gerekirse her partinin örgütüne müracaat edip vekillerin projelerini isteyelim.

Vekil  aday adaylarını grup grup ya da mahalle halkı ile davet edip dinleyelim,

Görüşümüzü, isteklerimizi oluşturalım onlara ve partilere bildirelim.

Çağımız bizlere sosyal Medya, iletişim araçları, fiilen partilere gidip görüş alma, mektup bırakma.Yani her nasılsa düşüncelerimiz karşı tarafa iletebilecek,  yeterli zaman, araç, gereç var.. parti Gözetmeksizin irdeler tartışırsak eminim sonuç alınır . Yeter ki ben de varım, ben de insanım, ben de sonuç doğurabilirim diyelim..

Birilerinin bizim adımıza hareket etmesine müsaade etmeyelim..Kurtarıcı beklemeyelim.

Bizden kimse daha iyi bilemez...Seçerken sorgularsak , seçilince muhakkak hesap vermek mecburiyetinde olacaklardır.

Bu  yaklaşımla hareket etmezsek bireysel irademizi daha baştan teslim etmiş oluyoruz. En insani hakkımızdan vazgeçiyoruz. Sonra onların koyunu gibi sadece sayıdan ibaret kalıyoruz. Günümüzde Vekillerin Parti liderlerinin kulu  gibi olduğunu düşünürsek, biz ne halde oluruz.

Zaman irademizi kullanma zamanı . Bakış açısı olan, milleti anlayabilen, algılayabilen, ülkemize ufuk açacak, insanları seçebilmemiz için başımızı öne koyup düşünme zamanımız.

Düşünmez isek; Vekilimiz olmaz.Onun bunun adamı olur. Düğmeye basınca harekete geçen piyondan öte olmazlar, olamaz.Çünkü onların desteği kurgusu, sponsorluğu ile geliyorlar. Onların vekili olurlar.

Bize herkesin  yanlışta direndiği zamanda, doğruyu tek başına savunabilecek vekil lazım.Tabi O vekilin arkasında durabilecek seçmen de lazım.

Adayların tespitinde en ufak bir katkımız yoksa bizim koyundan farkımız yok demek.

Haydi Cumhur, hürriyetimiz ancak irademizi kullanmakla olur.