Cumhuriyet tarihinin tartışmasız en çekişmeli yerel seçimleri “şamar” gibi sonuçlarıyla uzun süre  konuşulmayı hakedecek durumdadır.

17 Aralık girişiminin gölgesinde adeta kıran kırana bir  propaganda  süreci sonucunda ortaya çıkan oy oranları Cemaat/Halk Partisine tarihi bir ders niteliğindedir.

Benim açımdan üzerinde durulması gereken husus, halkın onca manüplasyona, onca algı yönetimine  rağmen iradesine sahip çıkabilmesi hususudur.

Gözlemleyebildiğim kadarıyla halkımız, iktidar karşıtı cephenin  kendi iradesine ve geleceğine tehdit oluşturduğunu düşünerek hareket etmiştir.

Şunun altını önemle çizmem gerekir ki, oluşturulan iktidar karşıtı cephe yakın tarihin en  büyük cephe oluşumudur.

Şaşırtıcı bir şekilde bizim ayrı dünyaların insanları diye gördüğümüz kesimler taarruz  hattında buyuk bir senkranizasyon ile buluşmuşlardır.

CHP nin Ankara Büyükşehir başkan adayı, “ömrümde ilk defa CHP ye oy verdim” diyen biri.. çok ilginç değil mi? Bu kokuşmuş pragmatizmi CHP nin  ilkeli tabanı  nasıl içine sindirebiliyor..

Nasıl bir şaşkınlıktır ki, İstanbul gibi bir metropole YOLSUZLUK nedeniyle partinizden ihraç ettiğiniz şahsı aday yapıyorsunuz.

Sermayesi, medyası ve bürokratik örgütlenmesi ile üzerinde çokca  çalışıldığı anlaşılan cephe var gücüyle ve ölümüne mücadeleye girişmiş bulunmaktadır.

Yaşadığımız  süreçte bir şey daha anlaşılmış oluyor; bu güç odağı yıllarca ülkede istediği herşeyi kolayca elde edebilmekteydi. Bugün ortaya koymaya çalıştıkları mücadeleden ve çabadan çok daha azı ile sonuca rahatlıkla ulaşabilen bir  güçten sözediyoruz.

İlginç olan, yolsuzluk ve rüşvet gibi çok etkili bir argüman üzerinden ve hukuki kısmını da içine katarak yapılan  bir propagandanın ters tepmesidir.

Muhtemel iki nedene işaret edebiliriz;

Birincisi, halk  bu iddiaları inandırıcı bulmamıştır.

İkincisi, bu iddiaları ortaya atanları dürüst bulmamış, bu propaganda da kendi iradesine ve geleceğine yönelik bir tehdit algılamıştır.

Ortaya çıkan sonuç, ikinci ihtimalin seçmen davranışlarında etkili olduğunu göstermektedir.

Hangi açıdan bakarsanız bakın, bu seçim bir yerel seçim olmanın çok ötesinde anlamlar ve mesajlar üretmiştir.

Kendini herkesten akıllı, herkesten zeki ve herkesten üstün gören “kibirli seçkinler” halktan esaslı bir “şamar” yemişlerdir.

Halkın “şamar”ından kadirbilmez ve vefa duygusu gelişmemiş siyaset erbabına da bir pay vardır diye düşünüyuorum.

Bu kesimin biz hakkı söylüyoruz ama halk anlamıyor gibi bahaneleri terk etmeleri arzulanır.

Müsrif yöneticiler ise halkın verdiği oyları kendi israflarını ve beceriksiz yönetimlerini onayladığı şeklinde anlamamalıdırlar.

Kamunun malını büyük bir titizlikle korumaları beklenir.

Tarihin en önemli yerel seçimleri üzerine  söylenecek daha çok söz var elbette.

Sıcağı sıcağına  bu kadar..

Hayırlı olsun.. herkese..