Güz de geldi ve gitmek üzere Ömür Hanım! Dünyanın o aydınlık, ışıl ışıl sabahları, renk cümbüşü olan ağaçları kendini griye teslim ediyor. İnsanın içini karartan bulutlar kol geziyor gökyüzünde! Kar ha yağdı, ha yağacak. İnce ince yağmur çisentisi onun yerini tutmaya çalışıyor.

Ömrümün atlası olan yüzümü kaldırdım gökyüzüne doğru! Düzlükleri hasret, uçurumları korku! Gözlerimi kapattım ve tüm hücrelerime yetecek kadar bir havayı derin derin teneffüs ettim içime! “Yer hazır, ben hazır! Sen neyi bekliyorsun ey arş?..” dercesine! Şu gözyaşı ülkesinde bu kadar yağış yeter, bir beyazlık sun bizlere! Kaplamalıydı her yeri kirlenmemişliği, berraklığı ile!  

Ve bir söz geldi gönlümün başköşesine oturdu ukala bir tavırla; “Hangi karanlık son bulmadı? Hangi gidişlerin dönüşü olmadı? Sen umutla bekle! Bekleyişin ümit bulacak. Sanma kaldın karanlıkta! Görünüyor bir ışık ufukta! Sabret az daha; zayi olmaz beklediğin yerde ettiğin dua!” (Mevlana)

Müşfik duygular hapsetti kalbimi! Bu kelamda bir yumuşaklık, bir kol kanat geriş vardı. Dua dua beklemek gerekti Ömür Hanım. Bekleyişlerin içinde ne hayırlar vardı.

Buruk bir gün! Hepimiz ağlayarak geldik zaten hayata! Dünyanın bütün kasvetlerinden, keşmekeşlerinden, kötülüklerinden haberdarmış gibi! Ama sözüm olsun gülümseyerek gideceğim. Sevgiyi, hayallerimi, umudumu gönül bavuluma koyup senin uzun yollarında dimdik yürüyeceğim Ömür Hanım. 

Belki bazen burun kıvırıp beni küçümseyerek önüme engeller çıkaracaksın. Saçlarını savurup, rüzgârınla beni alaşağı etmeye çalışacaksın. Ben senin merkezin olan gönlünün üzerinde yürüyeceğim. Kim duygularından okşanmak istemez ki?.. Seni şımartarak kat edeceğim bu uzun ince yolu! Hayallerimden çiçekler, umutlarımdan çikolatalar sunacağım sana! Kim “hayır” diyebilir ki bunlara?.. Olmadı, alırım sana kocaman bir umut ayıcığı! Hah ne dersin?

İflah olmaz bir inadım var benim! Hakkım olan şeyleri cüretkâr bir tavırla sahiplenirim. Yakaladığın zaman yapışman lazım yakasına öyle değil mi? Kimse mis gibi bir kokunun eşlik ettiği kahveleri önünde eğilerek sana sunmaz. Kırk yıl hatırı olmasından korkar. Binaenaleyh parmak uçlarıma çok cetvel yedim ben Ömür Hanım. Senden öğrendim kafama göre istediğimi yapmayı! Ceremesini de fazlasıyla ödedim.

Gerek yok aslında her sözü, laf ile beyana! Bir bakış neler neler anlatır anlayana! Bunu da senden öğrendim ben oysa! Yazın meydana gelen sarışınlığının bittiği anı, gizliden gizliye kış esmerliğine bırakmandan! 

Bana üzerinde göçüp konacak bir toprak sunsan, ben de her mevsimini gönlümde demlenmeye bıraksam! Sonbaharında avutsam kendimi! İçimi kasvet kapladığında, birden umudum göz kırparak aydınlatsa beni! Yeniden hayaller âlemine yolculuk yapsam! 

Sihirli bir değnek dokunmaz hayatıma biliyorum. Çünkü bunu da senden öğrendim ben Ömür Hanım. “O şeyler masallarda olur akıllım!” dediğini hatırlar gibiyim. Güzel uykumdan uyanıp şahsım için bir şeyler yapmam gerektiğini... Kendime güvenmeyi, başkalarının sözlerine itibar etmemeyi ve istediğim zaman başaramayacağım hiçbir şey olmadığını! 

Güneşini yaya yaya bana “Hiiyç Takmıycan!” diyorsun şimdi değil mi?.. Senle zıt kutuplar gibi görünsek de dost olduk çıktık baksana...Zıtlıkların birbirini çektiğini de unutmamalıyız.

Aslında çok küçük şeylere takılıp kalıyoruz. Gecenin bile karanlığı aydınlatan küçük küçük yıldızları var. Ara sıra da süper ayı ile kendine hayran hayran baktırdığı! Hangi karanlık bir beyazlığa kendini bırakmamış ki?.. Gece, gündüze! Her kış, ilkbahara! Geçmiş, geleceğe kavuşur. Ölümün bile yeniden doğuş ile sonlanacağına inanırız değil mi Ömür Hanım?.. 

Ölmedik, hayattayız işte dertlerle baş başa olsak bile! Sıkıntı olmazsa güzel günlerin kıymeti de olmaz. Doğanın ölümüne sebep olan kış, içinde ne de çok güzellik barındırır. Sobanın o gürültüsü ile tavana yansıyan ateşin dans etmesi, mis gibi kestane, patates kokuları! Üşüdüğümüz için kıyafetlerimize bile aşkla, istekle sarıldığımız günleri! 

Eee Ömür Hanım, çok yâd ettik geçmişi ve gelecekte karşımıza çıkacak olan güzellikleri! Hâlâ en güzel hikâyeleri dünyanın bir araya getirdiğini biliyoruz. İçine bak! İmkânsız hiçbir şey yoktur. Ve tüm olumsuzluklara kapat gözlerini gitsin. Kiminle gülüyorsan ona aitsin. Vesselam.