İnsanlar eşi, dostu, arkadaşları ve çevresi ile bir bütündür. İnsan doğası gereği yalnız yaşayamaz, toplum içinde diğer insanlarla etkileşim halinde bulunmaktadır. İnsan bu etkileşim içerisinde karşılıklı olarak diğer insanlarla her anlamda alışverişte bulunur. Paylaşmak da bu alışverişlerden bir parçadır.

Paylaşmak dünyanın en güzel davranışlarından birisidir. Cömertliğin, yardımseverliğin ilk adımı ve göstergesidir.İnsanlar sosyal hayatlarındamaddi varlıklarını ve manevi duygularını aktif olarak paylaşırlar! Paylaşmak toplum fertlerinin sahip olması gereken en önemli özelliklerden birisidir. 

Her insan kardeştir. Kardeşler arasında paylaşma duygusunun olması kadar güzel bir şey yoktur. Tüm insanlarda bu duygu mevcut olsa, belki şuan dünya üzerinde aç, sefil yaşayan kimse kalmazdı. Paralarını bankada saklayanlar, biraz da ihtiyacı olanlarla paylaşsaydı herkes eşit seviyede olurdu.

Dinimiz de her daim yardımlaşmayı ve paylaşmayı önemsemiştir. Cenab-ı Hak Bakara suresinde; “O muttakiler (erdem sahipleri) öyle kimseler ki gayba iman ederler, namazlarını dosdoğru kılarlar ve Allah'ın kendilerine verdiklerinden infak ederler (onları muhtaçlarla paylaşır ve onlara yardım ederler)” buyurmuştur.

Dünyada herkes eşit bir şekilde yaşamamaktadır. Bazı insanlar bolluk ve rahatlık içinde hayatlarını sürdürürken bazıları zor durumda kıt kanat geçinirler. Toplumda adaletin sağlanması için zenginlerin mallarını fakirlerle paylaşması gerekmektedir. Bu sayede toplumda gelir sıkıntısına bağlı problemler çıkmayacaktır. Walter Scot bir sözünde şöyle der; “İnsanlar, birbirlerine yardımdan el çektikleri gün, insanlık yok olur. Karşılıklı dayanışma olmazsa toplumlar olmaz.”

İslam dini zekât gibi paylaşma yöntemini farz kılmış ve böylece toplumda eşitliğin sağlanması ve aşırılığa gidilmemesi için bir set koymuştur. Peygamber Efendimiz bu hususta; “Kim bir Müslüman'ı bir sıkıntısından kurtarırsa, bu sebeple Allah da onu kıyamet günü sıkıntılarının birinden kurtarır.”(Buharî) buyurmuştur. Kısacası ne verirsen elinle, o gelir seninle!

Paylaşmak sadece bir malı veya eşyayı değil, duyguları da kapsar. İnsanlar iyi günlerinde mutluluklarını, kötü günlerinde ise üzüntülerini paylaştıkça sorunların üstesinden birlikte gelirler. Mutluluğun en kısa yolu paylaşmaktır. Byron; “Mutluluğu tatmanın tek çaresi, onu paylaşmaktır.” demiş ve mutluluğu bulmanın en güzel yolunu gözler önüne sermiştir. Paylaşarak her şeyin daha iyi bir hâl alacağını Çiçero şöyle tanımlamıştır; “Paylaşılan bir sevinç iki kat olur. Paylaşılan bir acı yarıya iner.”

Paylaşmak muhabbeti, gönül huzurunu artırır! İnsanlar paylaştıkça kendini daha rahat hisseder. Atalarımız boşuna dememiş; “Birlikten kuvvet doğar.” diye. Paylaşarak, acıları kalkan gibi karşılar ve üstesinden geliriz. İnsanın hayatta en zorlandığı ve kendisinin halledemeyeceği şey, sıkıntılarını kendi terazisinde tartması sanırım! En zorlanılan ve acı veren bu! İçinden bir türlü çıkılamayan! Büyük düşünür Mevlana da hiçbir sözünü öylesine söylemediği gibi; “Bir mum diğer bir mumu tutuşturmakla bir şey kaybetmez.” diyerek dealelade konuşmamıştır.

İnsanların yaratılışından gelen bir duygudur paylaşmak! H. Ziya Uşaklıgil bu konuda; “İnsan keder ve sevinç zamanlarında kalbinin tahammülden fazlasını diğer hassas bir kalp ile taksim etmek ister.” İnsan ilk günden itibaren her şeyini fark etmeden çevresiyle paylaşır. Tebessümü bile tanımadığın bir kişiye sunduğunda sonrasında sevgi tohumlarının yeşermesini sağlar. Aynı zamanda bu küçücük paylaşım sadakadır. Her güzelliği en ince ipliklerle dokuyan Allah hiçbir ayrıntıyı atlamamıştır. Teselsüle halinde birbirini takip ederek her defasında birinin gönlüne değen mutluluk alışverişi, herkesin kârınadır. Bu hayatta herkes kendi çıkarını düşündüğü için bunu da belirtmek istedim.

Paylaşmak kendine aynada bakmak gibidir. Sen nasıl bakar üzerine hangi güzelliği giyersen aynada da aynısını görürsün. Üzerine sevgiyi, muhabbeti, iyiliği, yardımseverliği giyer ve kötü olan şeylerden kendini arındırırsan, aynan yani çevren de sana öyle görünür ve öyle muamelede bulunur. Paylaşmanın yeri zamanı ve yaşı yoktur. Hayat paylaşmaktır!