Meke gölü yeni kurumaya başlamadı. Meke gölü senelerin yanlış uygulamaları ve hatalı birikimleri sonucu ile bu hale zaman içerisinde hızla geldi. Bir zamanlar yalıtım için çevresinden kum alındı, bilinçsiz piknik alanı yapıldı ve üzerinde ve etrafında sürekli hayvan otlatıldı. Hayvan otlatılmasına da devam ediliyor. Sevgili dostlar zaman zaman yazılarımda ve konuşmalarımda söyledim, fakat dinleyenler gereğini yapmamaya devam ediyorlar. Her şey kaynağından beslenir, o halde buranın kaynağı belirli şartlar içerisindeki doğadır. Doğa kendini senelerdir koruyabilirken son yıllarda neden bu hale geliyor araştırılmalı ve ortadan kaldırılmalıdır. Bizler doğayı hoyratça kullanmaya ve hırpalamaya devam ediyoruz. Bilimsel veriler her işte bir yol haritasının olması gerektiğini, plan ve program dahilinde yapılmasının gereğini önermektedir. Meralar nasıl kullanılıyor bir bakın. İlgililere soruyorsunuz İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünce hazırlanan “ İl Otlatma Takvimine” harfiyen uyduklarını söylerler. Allah aşkına biz havalar iyi olduğu sürece yaz-kış hayvanın merada olduğunu görüyor ve “İl Otlatma Takvimine” uyulduğuna inanmıyoruz. İlçelerde dolaştığımızda çobanlarla sohbetimizde ne zaman meraya çıktıklarını sorduğumuzda her hangi bir takvime bağlı olmadıklarını, hava karlı veya yağmurlu değil ise biz meradayız diyor. Çobanlarımız mevcut uygulamayı aynaen aktarıyorlar. Bu şartlarda meralarımızın geleceği ve muhafaza ettikleri güzellikler de tehlikededir. Bu artık herkesçe bilinmeli ve gereken yapılmalıdır. Karapınar ilçesi 1960'lı yıllarda yaşadığı felaketi tekrar hatırlamalı, sebep-sonuç ilişkilerini tekraren gözden geçirmelidir. Yaşanmış felaketin nedenleri tekrarlanmamalıdır. Ders alınması gereken hususlardan günlük çıkarlarımız için hiç olmamış gibi davranmamız doğru değildir. Erozyon felaketi sadece Karapınar ilçesine has bir gelecekte değildir. Tarım alanlarında planlama ve bitki deseni iyi belirlenmeli ve gelecek için doğru adımlar atılmalıdır.

9Mayıs 2016 tarihli bir mahalli gazetemizin haber olarak verdiği 'Meke Gölü'nü kurtaralım' kampanyası başlatan vatandaşımızı kutluyorum.

“Murat Özbek isimli vatandaş tarafından change.org isimli site üzerinden "Dünyanın Nazar Boncuğu Karapınar Meke Gölü'nü Birlikte Kurtaralım" başlığıyla bir imza kampanyası başlatıldı. "Son yıllarda Konya kapalı havzasında yeraltı sularının hızla seviye kaybına uğraması sonucunda 'Dünyanın Nazar Boncuğu' olarak nitelendirilen ve bir tabiat harikası olan Karapınar Meke Krater Gölü'müz tuzlarla kaplanarak kuruma noktasına gelmiştir. Konya havzasının yeraltı suları sorununa çözüm olarak uygulamaya giren KOP kapsamında Göksu'nun suları kanalize edilerek, Karapınar-Hotamış Mahallesi depolama alanına ulaşacaktır. Hotamış'a kadar ulaştırılan bu su kaynağından Meke Krater Gölü'nün de yararlandırılması sonucunda hem Meke Gölü kısa zamanda eski doğal haline dönecek, hem de Meke Gölü'nün volkanik yapısı sebebiyle buraya akıtılan suyun yeraltı sularına karışması çok daha hızlı olacaktır. Bunlar yanında Meke Gölü yeniden turistik canlılığına kavuşacak, ülke ve ilçe tanıtımına da katkısı kaçınılmaz olacaktır. Doğa ve çevre bilincinin yükseltilmesine de ivme kazandıracaktır. Bu sebeplerle Hotamış Mahallesi'ne depolanan sudan belirli bir kısmının Meke Gölü'ne kanalize edilmesi, tabiat harikası Meke Gölü'müzün eski güzel günlerine döndürülmesi konusunda ilgi ve destekler beklediğini” belirtmektedir. 

Vatandaşımızın talebine katılmamak mümkün değil, Meke gölü kurutulmamalı ve bu durumdan kurtarılmamalıdır. Meke gölü çevresi bazı tedbirlerle mutlaka korunmalı, hayvan sokulmamalı, gezilmesine kontrollü müsaade edilmeli ve diğer tedbirlerde acilen alınmalıdır. Konya'nın güzellikleri sadece Karapınar ilçemizde kaybolmaya yüz tutmuş değil bir çok ilçemizde tabiat güzellikleri ve tarihi değerler koruma altına alınmalı (örnek; Bozkır'da “Zengibar Kalesi” Beyşehir'de ” Kubadabad Sarayı”, Yeniceoba- Kuşca'da “Peri bacaları ve benzeri Tabiat Harikaları ”!.gibi)  ve gerçekten yapılabilecek olanlar eksiksiz yapılmalıdır. 

Buradan ilgili, yetkilil ve vatandaşlarımıza tarihi ve doğal güzelliklerimize sahip çıkmamız konusunda daha duyarlı olmamız gerektiğini, ülkemiz ve ilçelerimizin menfaatine olacağından tekrar hatırlatmak ta fayda görüyorum. Bu husus belki bizim işimiz olmayabilir, ancak vatandaş olarak ve bir akademisyen olarak duyarsız kalmamamız gerektiğinden söylemek zorunda olduğumuzu düşünüyorum. İlgili ve yetkili olanlar bu tabii güzelliklerimiz için kafa yoranları, yapılması gerekenleri düşünenleri bir araya getirerek doğru ve hedefe en iyi şekilde ulaşabilecek planların yapılması için adımlar atmalı ve uygulamaya konulmalı ki bu güzelliklerimizi muhafaza etmiş olalım..