Yaklaşık yedi yıldır Konya dışında yaşıyorum. Ben acizane hakiki Konyalı, hatta hakiki Sille'liyim. Bazı çakma Sille'liler gibi boş yere hava basanlardan değilim.)))

Merak edenler için hemen söyleyeyim bu çakma Sille'liler, hanım tarafından Sille'li olmaya çalışanlardır. Erbabı anlar!...

Konya “gez dünyayı gör Konya'yı” sözünü hak edecek kadar  güzel bir şehir.

Geçtiğimiz Cuma günü bir imza atma mecburiyetinden dolayı  kısa bir  Konya  ziyareti yaptım.

Zaman çok dar olduğu için ziyaret edip selam veremediğim dostlardan peşin özür dilerim.

Bu kısa ziyarette gözüme çarpan bazı durumları paylaşmak isterim.

Şehrin Ankara ve İstanbul/İzmir istikametinden girişleri etkileyici bir düzenlilik içinde! Başarılı bir çevre düzenlemesi yapıldığı gözlenebiliyor.

Her ne kadar ben kullanılan peyzaj malzemelerinde israf derecesinde hatalı tercihler yapıldığını düşünsem de durum bu.

Eski Adliye Sarayı'nın kaldırılmasıyla oluşan alan bir şehir meydanı olarak  düzenlenmiş. Olumlu buluyorum.

Bedesten yeniden ele alınmış, tarihi özellik öne çıkarılacak şekilde dükkânların cepheleri yenileniyor.

Çalışmalar bitince çok hoş bir alan olacağını söyleyebilirim.

Olumlu buluyorum.

Hükümet meydanında tam orta yerde bir çalışma var. Baktım baktım bir anlam veremedim. Yetkili  kimse de  olmadığı için bilgi alamadım. Nedir bilmiyorum. Ama aklıma Zafer meydanındaki gülünç yer saati uygulaması geldi. İnşallah bu da öyle gülünç bir şey değildir diye düşünüyorum.

Konya'mızın belediyecilik açısından sevinilecek bir mazisi var. Hangi partiden olursa olsun belediye başkanları başlatılan hayırlı hizmetleri devam ettirdiler ve şehir genel olarak hep ileri gitti.

Şehirde ciddi bir park ve trafik sorununun başladığını üzülerek söyleyebilirim.

Özellikle büyükşehir ve Selçuklu belediye başkanları bu konuda çok başarısız görünüyorlar.

Bunlar bir Konyalının  deyimi ile “PARKinson” hastalığına tutulmuşlar. Millet trafikte çile çekiyor Selçuklu başkanı trilyonları şehrin en uç noktasına  “kelebekler vadisi” yapacam diye harcıyor.

Maşallah her yerde pahalı malzemelerden oluşan devasa parklar. “PARKinson” hastalığının  tezahürü herhalde.

Büyükşehir ve Selçuklu Sille'mize  hizmet ediyorlar elbette bunu da  teslim ediyorum. Bunun için; artıları nedir eksileri nedir ayrı bir yazı düşünüyorum inşallah.

Bir süre birlikte olduğum sanayici dostlar, özellikle ikinci ve üçüncü Organize Sanayi bölgesinin büyük bir ulaşım sorunu ile karşı karşıya olduğunu söylediler. Büyükşehir Belediyesinden çok ama çok şikâyetçiler. Defalarca müracaat etmelerine rağmen bir çözüm  üretilemediğini ifade ediyorlar.

Binlerce işçinin çalıştığı, şehre büyük bir ekonomik değer sunan bu bölgenin ulaşım sorunu neden çözülmez bilmiyorum. Görkemli bir “Bilim Merkezi” binası yapmak belki zevahiri kurtarmaya yetebilir ama asli görev yapılmamış olarak kalır.  

Son olarak şunu da söylemeyi görev biliyorum. Birçok Konyalı son seçimlerde ülkenin içinde bulunduğu malum koşulları dikkate alarak ve Sayın Başbakan'ı desteklemenin gerekli olduğuna inanarak oy kullandıklarını belirttiler.

Bu cümleden Sayın Belediye Başkanları üzerlerine düşen mesajı alsınlar ve bu dönemi bir kuruşu dahi israf etmeden, kalıcı, faydalı eseler üreterek tamamlasınlar.

Benden söylemesi! "Elçiye zeval olmaz.”