Güne veda edip, yerini bırakırken geceye! Birkaç parça daha döküldük! Biraz daha savrulduk bilinmezliğe!Üzerine akşamın karanlığının kapandığı gönlüm! Dün bitti, bugün de! Bak yarınlar bizi çağırıyor. Kalk gidelim hadi,vuslat bizi bekler.

Utangaç bir gece, haylaz bir yalnızlığa metres olmuş yine! Hayallerden öteye geçemeyen heveslerin koynunda! Bir hülya denizinin koylarında! Ardı ardına acı nöbetleri geçiriyordu. Gerçeklere sığmıyordu üstelik! Cazibesi düşük yalanlarıyla!

Ve ben! Bunların ortasında, ânın içerisinde... Gönülistan'a hicret eden, sevdası ile yanan biri! Aklım “deli” der bana! O da kim ola? Kalbim var benim. Bilirim akıl insan kokar, kalp ben. Her köşe başında karşılaştığım pişmanlıklarıma yüz çevirerek, sonu belli olmayan bir sokağın girdaplarına doğru yol alıyorum.

Yaşayıp gidiyoruz işte! Bazen cümle âlem birlikte, bazen de yapayalnız, içimizde! Zaman ummadıklarını önüne seriyor. “Gün doğmadan, neler doğar.”dememiş miydi Hz. Ömer (r.a.)?..Günün geceyle olan hazin sonu tekrar bir günle aydınlanacaktı elbet!

Necip Fazıl'ın kelimelere döktüğü düşüncelerinin içinde gizli hayatın özeti! “Kapkara. Manzara: Gebeler döşeksiz. Ebeler isteksiz. Kubbeler desteksiz. Habbeler süreksiz. Türbeler meleksiz. Tövbeler gerçeksiz. Cübbeler yüreksiz. Cezbelerşimşeksiz. İzbeler emeksiz. Heğbeler ekmeksiz. Kafiye, hikâye! Dava tek; ölmelik!”

Her şey bir hikâye! Bir varmışla başlayan ve bir yokmuş ile hiç olmamış gibi kaybolan! Belki de var olmasına izin dahi verilmeyen! Bir hikâye paylaşmak isterim sizlerle; “Bir çiftçi, yerde bulduğu bir kartal yumurtasını, tavuk yumurtası sanarak, çiftliğine götürmüş. Kuluçkaya yatan tavuğun altına koymuş. Tavuk, kartal yumurtasını da kendi yumurtası sanarak kuluçka döneminde koruyucu kanatları altında tutmuş. Civcivler ve kartal yavrusu yumurtadan çıkmış. Kartal yavrusu, tavukların ve civcivlerin davranışlarını taklit ederek kanat çırpmış, eşinmiş, darı tanelerini ve solucanları yemiş. Kendisinin bir tavuk olmadığını düşünmek aklına bile gelmemiş. Bir gün küçük kartal gökyüzünde uçan kocaman bir kuş görmüş. Bu olağanüstü yaratığa hayranlıkla bakmış. En yakınındaki tavuğa bu kuşun ne olduğunu sormuş. Ona ”kartal” derler yanıtını almış. “Ben de kartal olmak istiyorum” demiş küçük kartal. Saçmalama” demiş tavuk. “Haddini bil. Sen asla kartal olamazsın. Sen bir tavuksun. Bunu kabul et.” Küçük kartal boynunu eğerek, toprağı eşelemiş. “Galiba haklısın” demiş. Küçük kartal yaşamı boyunca tavukların arasında yaşamış. Asla potansiyelini bilemeden. Asla gökyüzünde özgürce dolaşabileceğini bilemeden. Beş on santimetre yükseğe kadar kanat çırpıp daha fazlasını yapabileceğini, gökyüzüne ulaşabileceğini bilemeden. Asla tavuklardan farklı şeylerle beslenebileceğini bilemeden. Çünkü kartal olmanın imkânsız olduğuna inanmış. Ve kartal bir tavuk olarak ölmüş.”

Hayat seni senden uzaklaştırıp, kendi gibi yapmaya çalışan insanlarla dolu! Bundan dolayıdır ki çoğu kişi kendinden ve olduğu durumdan hoşnut olmadan yaşayarak hayatını sürdürüyor. Emir ve komutayı başkasının eline verip Gönülistanınıza göç etmeyi elinizin tersi ile iterseniz bulunduğunuz durumun kölesi olarak ölürsünüz.Zevk almadan, yaşamak için yaşayarak! Ben olarak değil de; o, bu, şu olarak!

Albert Einstein bir sözünde; “Aslında herkes dâhidir. Ama siz kalkıp bir balığı, ağaca tırmanma yeteneğine göre yargılarsanız, tüm hayatını aptal olduğuna inanarak geçirecektir.”Ne olduğunu düşünürsen, o olursun. Eğer, hayatınızın herhangi bir döneminde, kartal olmanın hayalini kurarsanız, tavukların söylediklerini dinlemeyin ve hayallerinizi takip edin benden söylemesi!

Düşünüyorum da, “Koyun” deyince kızan, “Koçum” deyince sevinen tuhaf bir milletiz. Sanırsın ki “Koç” koyunun erkeği değil de bilim adamı! Diyeceğim şu ki; tavrınız, tarzınız, hedefiniz, çizginiz, prensibiniz, sınırlarınız, farkınız olsun. Her şeyiniz şahsınıza münhasır olsun.

Ve şu cümleyi sizi kendine benzetmeye çalışanlara söylemekten çekinmeyin. “Canım, bir önümden çekilir misin hayata ben olarak bakmaya çalışıyorum.” Siz, ben diyebildiğinizde daha güzelsiniz yazı dostlarım. Bencillik değil, ben olma yolunda adım adım! Yolumuz açık olsun. Selametle!