Aynı suça eşit ceza verilmesi hukuki bir kaide olabilir. Ancak eşitlik her zaman adaleti beraberinde getirmez. Bunun son örneğini de Konyaspor-Beşiktaş maçında yaşadık.

Konyaspor, taraftarlarının Antalya'da çıkardığı olaylar sonrasında seyircisiz maç oynama cezasına çarptırıldı. Kanunlar bunu emrediyordu ve biz de uyguladık demek federasyon için bir savunma sözcüğü olabilir. Ancak bu cezanın uygulama zamanına bakılarak adil olduğu yargısına varılabilir mi?

Bütçe olarak eksilere düşmüş, borç batağında yüzen Anadolu takımları için üç büyüklerle oynayacakları maçlar altın yumurtlayan tavuklar gibidir. Normal zamanlarda tribünlerinin yarısını dolduramayan ve taraftarı stada çekmek için bilet fiyatlarını çok düşük tutan Anadolu takımları, bir sezon içinde evlerinde üç büyüklerle oynayacakları üç maçı iple çekerler.

 İple çekerler! Çünkü bu maçlar seyircinin tribünleri doldurduğu maçlardır.

 İple çekerler! Çünkü bu maçlar bilet fiyatlarının normale veya normalin üzerine çıkabildiği maçlardır. 

İple çekerler! Çünkü bu maçlar arkasına seyirci desteğini alan oyuncuların havalarını yakaladığı maçlardır.

Kısaca bu üç maç Anadolu takımlarının kasalarının para gördüğü sayılı maçlardandır. Siz seyircisiz oynama cezasını bu maçlardan birisine denk getirirseniz belki eşit davranmış olursunuz. Ancak bu eşit davranma kesinlikle adaletli bir davranış değildir.

Siz seyircisiz oynama maçını üç büyüklerle oynanacak üç maçtan birisine denk getirirseniz bu belki eşitlik adına doğru bir karardır. Ama bir sezonda üç büyükleri birer defa seyretme imkânı bulacak olan bir Anadolu şehrinin taraftarını bundan mahrum etmek kesinlikle adaletli bir davranış değildir.

Federasyonun Konyaspor'a verdiği cezayı basit bir örnekle açıklamaya çalışalım. Vereceğim örnek sonrasında ne kadar adil davranıldığına hep birlikte karar verelim.

“İki metrelik bir duvarın bir tarafında bir gösteri olsun. Duvarın diğer tarafında da 1.5 m. 1.65 m. Ve 1.80 m. boylarında üç insan bulunsun. Bunların duvarın diğer tarafında yapılan gösteriyi seyredemediklerini gören bir iyiliksever marangoz yaptığı 30 cm. boyundaki bir sehpayı bunların ayaklarının altına verse nasıl bir durum ortaya çıkar. 

Bu sehpa sadece boyu 1.80 m olan kişinin duvarın öbür tarafını görmesini sağlar. Diğer iki kişi yine gösteriyi izlemekten mahrum kalır. Marangoz 30 cm. sehpa yaparak üş kişiye de eşit davranmıştır. Ancak üç kişi arasında adil davranmamıştır. Adil davranması için ya her birisi için duvarın öbür tarafını görebilecekleri ölçüde üç ayrı sehpa yapmalı idi veya en kısa boylu olanın duvarın öbür tarafını görebileceği yükseklikte bir sehpa yapmalı idi. Demek ki her eşit davranış adaletli olmayabiliyormuş. 

Federasyonun Konyaspor'a verdiği seyircisiz oynama cezası da belki eşitlik adına doğru bir karardı. Ancak Konyaspor Kulübü ve Konyalı futbol severler için gayri adil bir ceza idi.   Bundan sonra verilecek cezalarda kulübün durumu da göz önünde bulundurulursa cezaların eşit olma yanında adil olunabileceğini de göstermiş oluruz. 

***

Bu hafta sonu Rize'ye konuk oluyoruz. Sezonun en zor maçına çıkıyor Konyaspor dersek yanlış olmaz. Rize düşme hattından çıkma mücadelesi veren bir takım. Başında da Konyaspor'u çok iyi tanıyan bir teknik direktör var. Uğur Hoca bu maçı alarak takımını biraz daha rahatlatmak isteyecektir. Bunu başarabilmek için de yeterli sebepleri var. Hlep ve Vukoviç dışında bütün futbolcuları çok yakından tanıyor ve onların oyun stillerini iyi biliyor. Bu artılar Rize'yi galibiyete yakın hale getiriyor. 

Mesut Bakkal da pes etmeyen bir teknik adam! Bu maçın değerini çok iyi biliyor. Kazanması halinde galibiyetin üç büyükler karşısında kazanılmışçasına ses getireceğini biliyor. Ne olursa olsun kazanmak isteyecektir. 

Her ne kadar galibiyete yakın olarak Rize gözüküyorsa da nihayetinde bir futbol maçından bahsediyoruz. Bu sporun sevilmesinin bir sebebi de sonucun önceden tahmin edilememesidir. Neden sürpriz olmasın. 1 puan, 3 puana denk bu maçta Konya için.