Çocuklarımızın feryatları derin ve çok sessiz, duyabiliyor muyuz?

Gözlerinin içinin gülmesi gereken çocuklarımız gel gör ki yaşadıkları birçok kötülüğün arasında kaybolup gidiyorlar. Güçleri yetmiyor maruz kaldıklarıyla baş etmeye.

Aile yapısı, kültür, gelenek ve görenekler çocuk istismarlarının hasıraltı edilmesine neden oluyor. Tehdit ediliyor, korkutuluyor, ya o masumlar daha çok utanıyorlar!

İletişim araçlarının artmasıyla birlikte, kolayca ulaşabildiğimiz ve bir tık kadar zamanda duyurabildiğimiz, çocuk istismarları, en çok tepki gösterilen, son yıllarda sıkça okuduğumuz ve daha fazla konuştuğumuz konular arasında. Bu konuda bir bilinç de ortaya çıkmaya başladı. Kurumlar oluşmaya, konuştukça yeni önlemler de gündeme gelmeye başladı.

Çocuk İzlem Merkezleri desem?

2012 yılında Resmi Gazete'de yayımlanan Başbakanlık Genelgesi ile ilk olarak Ankara'da açılan ve şu anda yirmiye yakın ilde faaliyet gösteren Çocuk İzlem Merkezleri(ÇİM) ile istismara uğrayan çocukların adli ve tıbbi işlemlerin tek seferde gerçekleştirilmesi amaçlanıyor. Bu şekilde çocukların defalarca muayene edilmelerinin, yaşadıkları travmanın derinleşmesinin ve ifşa olmalarının ve önüne geçilmiş olunuyor!

Konya'da ise Beyhekim Devlet Hastanesi bünyesinde bulunan merkez 1,5 yıldır faaliyet göstermektedir.  Merkezde çalışanlar öncelikle çocuk psikolojisi üzerine özel bir eğitim alıyorlar. Büyük bir titizlikle istismara uğrayan çocuk bulunduğu yerden sivil araçla merkeze getiriliyor. Burada çocuk hekimi, çocuk psikiyatri ve adli tıp uzmanı, çocuğu muayene ettikten sonra ifade, uzman tarafından aynalı bir odada ses ve görüntü kaydı yapılarak alınıyor. Uzman kişilerce ifade alınırken, camın diğer tarafında da savcı, polis, avukat ve doktorlar var. Savcı böylece ifade sürecini birebir takip ediyor. Sorularını ya mikrofonla uzmanların kulaklıklarına ya da ara verip yanına çağırarak iletiyor. Süreç tamamlandığında çocuk bir daha ifade vermek zorunda kalmıyor.

Camilerde, karakollarda ve daha pek çok yerde Çocuk İzlem Merkezleriyle ilgili bilgilendirmeler yapılsa da ne yazık ki bu yeterli olmuyor. Merkez ihbar yapıldıktan sonra devreye giriyor. Tam da bu sebepten böyle bir hadiseye şahit olduğunuzda emniyet müdürlüğü çocuk büro amirliğine bildirmeliyiz.

İstismarı ihbar etmemek kanunen suç sayılmaktadır.

Toplum içindeki en korumasız durumda olan ve birçok kez en yakınları tarafından istismar edilen çocuklara, kurumlar ve vicdan sahipleri üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmeli.

Çocuklarımız geleceğimiz ve bir gün gelecekler. Unutmayalım, çocuklarımız ile devam edeceğiz ve bu tür istismarlarla geleceğimizi de öldürmüş oluyoruz.

Onlar bize emanet

Onlar günahsız

Onlar sadece ÇOCUK