24  KASIMIN ARDINDAN, ÖĞRETMENLİK

 

Öğretmenlik toplumumuzda, belki de üzerine haklı olarak en çok anlam yüklenen meslek. Hatta 24 kasım öğretmenler gününde, bu mesleğe verdiğimiz değer doruk noktasına çıkar. Tabii sadece bu güne bakarsak  öğretmenlik, muhteşemliği,  değeri ve  ihtişamı temsil eden bir meslek olarak  da düşünülebilir.

 

Normal zamanda öğretmenlik, çok değerli bir meslek. Bunun aksini kimse inkar etmez, edemez. Annelik makamından sonraki en değerli unvan. Başımızın tacı. Hepimizin hayatında, kalbimizden eksik etmediğimiz, öğretmenlerimiz var. Her biri farklı konularda bizleri , farklı bakış açıları ile donatmış, hayatı keşfederken ellerimizden tutmuşlardır.Çoğu zaman onları üzmemize rağmen,onlar  hatalarımızın yerine doğruları koyma çabasına, direnmiş,üzülürken öğretmenimizin bize eziyet ettiğini düşünmüşüzdür.  Ama yaşamın ilerleyen dönemlerinde, bazen keşkelerimizle, bazen de iyi ki yapmışızlarımızla, öğretmenlerimizi hep yanı başımızda hissetmişizdir.

 

Buna rağmen öğretmenlik aslında hak ettiği değeri bir türlü bulamamıştır.

 

Bazen siyasetin kirli koridorlarında, bazen makamları ayar çeken eğitim baranlarının sistem içinde sistemlerinin arasında ezilmişlerdir.

 

Bazen paralel   yapılar, ulusalcı yapılar, sosyal yapılar, aslan demokratlar,bazen ülkenin yegane kurtarıcılarının gazabına uğramaktan kendilerini kurtaramamışlardır.

 

Her gelen hükümetin kendi sistemini kurma adına, yapboz sisteminde, eski sistemin silinen tebeşirleri, ya da yeni yapının legoları olmuşlardır. Hep daha güzel bir sistem kurma adına; aslında siyasetin egemen güçlerinin tezgahlarının arasında bir ora bir buraya salınmışlardır.

 

Ya da kendi yerini koruma adına her yana şirin görünmek zorunda bırakılmışlardır.

 

Tabii bütün bunlara çanak tutan, işbirliği yapan öğretmenlerimiz de bu arada bir hayli kalabalık yekün teşkil etmektedirler.

 

Bu arada öğretmenliği, toplumumuz olarak,ailelerin  eğitemediği,  başa çıkamadığı, kendi eli ile haşarılaştırdığı, çocuklarının bakıcısı olarak kullanmaktan geri kalmıyoruz.

 

Velhasıl öğretmenlik içi boş  bir unvan olmaktan öte geçmiyor. Belki de onlara değer verirken, ihmalliklerimizi, sorumsuzluğumuzu,  24 Kasım  Öğretmenler Günü'ne indirgeyerek gizleme çabası ile avunuyoruz.

 

Evet çok doğru deyişinizi duyar gibiyim.

 

Tabii ülkenin yapısı, toplumun  yaklaşımı kadar öğretmenlerimiz de bu yapıya su taşımaktan geri kalmıyor.

 

Başta mesleği tercih ederken, idealist bir yaklaşımla  mesleği seçenler kadar, parası için, tatili için kolay olduğunu düşündüğü için, davranan öğretmenlerimizin oranının bir hayli yüksek olduğunu düşünüyorum.

 

Çocuklara  gençlere tahammül edemeyip mesleği seçenler de  başka bir vahim bir kısımı temsil ediyor.

 

Mesleğini icra ederken mesaisi dışında mesleği unutanlar,  çalışırken mesai saatini iple çekenler de bir hayli fazla.

 

Hele bir yılı hiç kitap okumadan bitiren öğretmenlerimiz olduğu gibi, bir kitap okuyup da kitap okuyorum diyenleri de tanıyorum, gözlemliyorum.

 

Fosur fosur sigarayı içerek kitaba para bulamayanlar, lokallerde zaman  geçirirken, kitap okumaya zaman bulamayan öğretmenlerimiz de mevcut.

 

Aslında hiç birimiz zorla bir mesleği saygın yapamayız. Saygı görebilmek için saygın olmak da lazım.

 

Yaşamda rastladığımız birçok başarılı, topumun  kalbinde yaşayan, unutulmayan, çoğunluktaki öğretmenlerimizin yaşamını incelersek; fedakarlık, hoşgörü,idealist, fikir insanı,mesleğine hakim, iletişim uzmanı, açık fikirli, sabırla yoğrulmuş bir ömür görürüz.

 

Toplumun en zor, en meşakkatli mesleğini hakkı ile  icra eden,öğretmenlerimizin yaşama , ülkeye yön veren önemli şahsiyetlerin yaşamlarında önemli bir pay sahibi olduklarını gurur duyarak izliyoruz, örnek alıyoruz.

 

Bir 24 Kasım daha geride kalırken, başta eşim, kardeşim arkadaşlarımı,  yaşamımda önemli yeri olan öğretmenlerim, yaşama pencereler açan, yaşamımıza ışıkları ile aydınlık sağlayan bütün öğretmenlerimizin önünde saygı ile eğiliyorum.

 

Öğretmenlerimizin başarılı olmasını istiyorsak aileler olarak, veliler onlarla işbirliğini hiçbir zaman esirgememeliyiz.Eğitimin top yekün bir faaliyet olduğunu asla akıldan çıkarmadan, kendimiz ve öğretmenlerimizle birlikte, yaşam boyu öğrenci olarak, öğrenen olarak irademizi ortaya koymalıyız.

 

En iyi öğretmen, öğrenci kalabilen öğretmendir.