Öncelikle seçime giderken geçen seçimi bir değerlendirelim.
Hangi hayallerle seçim yaptık, hangi sonuçları elde ettik?
Yetki verdiğimiz! Yöneticiler, hedeflediğimiz! Yönetimi yapabildiler mi?
Bu soruyu sorarken tabi ters köşe yapmak istedim.
Yetki verdiğimiz yönetici var mı? Oy verirken hedefimiz var mıydı? Kendimize önce onu sormalıyız.
Yani biz bu yöneticileri bilerek isteyerek muhakeme ederek mi seçtik?
Yoksa birileri bizlerin önüne geldi de biz vatandaşlık görevi olarak oy vererek zorunlu bir tercih mi yaptık?
Başka bir açıdan soralım soruyu;
Yöneticiler aday olurken bizim katkımız ne kadar?
İrademiz ne kadar işin içinde?
Kitabımız Kuran-ı Kerim diyor ya akıl etmezler mi? Yani aklımız ne kadar işin içinde?
Adaylar ortaya nasıl çıktı?
Seçmen asil, onlar vekil olduğuna göre biz vekâleti vereceğimiz insanları nasıl aday haline getirdik?
Yoksa bize demokrasi tiyatrosunda oy verme rolü mü verdiler?
Rol değilse seçilenler neden halkın ihtiyaçlarını bir türlü çözemiyorlar?
Peki, halk olarak biz ihtiyaçlarımızı doğru tespit edebildik mi?
Onu belirleyen bir mekanizmamız var mı?
Yoksa bizim belirlemediğimiz ihtiyaçları kim neden çözsün ki?
Oy veren asıl olduğuna göre yani millet patron olduğuna bizim tespit etmediğimiz ihtiyaçlar ve çözülmesi gereken hedefleri vekillerimiz önümüze koyarsa ne kadar bizim sorunumuz çözülmüş olur?
Refah dağılımı, gençlerimizin kaygısı, adaletsizlikler bir düşünelim….
Şimdiye kadar vaatler ve sonuç olarak memnuniyetsizlikler de bunu göstermiyor mu?
Bu arada biz ne kadar şehrimize hâkimiz?
Ne kadar sorunlarımızı tanıyoruz?
Tanımadığımız şehrin bilmediğimiz sorunları ne kadar bizim için hayatlar üretebilir?
Olaya sadece başkanlar açısından bakmayalım…
Encümene gönderdiğimiz üyeler ne kadar ehil?
Oy durumuna göre insanlara verdiğimiz makamlar bizim şehrimize ne katabilir?
Katabiliyor mu? Katamıyor.
İmarlara bakın; içinde geleceğin şehirlerine dair bir gelişme görebiliyor muyuz?
Bu dönem yapılan yollar, mahalleler birkaç dönem sonra sıkışıklığın yetersizliğin kaynağı haline gelmiyor mu?
Yollar, kanalizasyonlar, parklar, sosyal alanlar, sanayiler, ulaşım her şehrimizde bir muamma…
Sonra çıkıyoruz diyoruz ki iş yapmadılar…
Neyin işini yapacaklar… isteseler de yapamazlar.. bizim vekil olarak seçtiğimiz insanları dar bakış açıları ile oraya gönderdik.
Bugün Konya; Asya, Afrika, Avrupa ve Ortadoğu ekonomik bölgesinin merkezinde birikimi olan, potansiyeli yüksek ekonomi üretmeye elverişli bir şehir.
Ama küresel bir şehir iddiasından uzak, zaman zaman büyük organizasyonlara ev sahipliği yapsa da maalesef barındırdığı potansiyelin etkinliğine ulaşabilmiş değil.
Güçlü bir organizasyon yapıldı diyelim; barındıracak sayıda oteli bile yok.
Tabii ki benim bahsettiğim yılda 3,5 milyar dolar (2022 yılı) ihracat yapan Konya değil 25-30 milyar ihracatı hedeflemiş bir Konya’dan bahsediyorum. Bu potansiyel Konya’da var.
Konya bir kumaş ise bundan çok kaliteli takım elbise yapılabilir ama biz pijama dikmekten pantolon dikmeye başladık diye başarılı olduk sanıyoruz.
Altıncı organize yapılıyor, Savunma Sanayi geldi; şehir, sanayiler havaalanı bir metro ile bağlanamadı. Gerçi temeli atıldı ama Konya’nın gelişme potansiyelinin çok altında. Her şey geç oluyor.
Konya Türkiye’nin en geniş ve modern yolarına sahipken en kötü trafiğini yaşıyoruz. Halk olarak da gelişmeye hazır değiliz.
Üniversitelerimiz ve meslek liselerimiz sanayileşmeye yakın değil. İlişkileri arzu edilen seviyede değil.
Sanayicimiz de bakış açısı olarak böyle ilişkiye hazır değil.
Seçtiğimiz meclis üyeleri bu konuda proje üretmeye hazır değil.
O zaman seçime daha zaman var.
Biz Konya’yı ülkemizin değil küresel ekonominin stratejik bir şehri olarak tasarlayalım.
Üniversite, Sanayi, Odaları, Sivil toplum örgütlerini bir araya getirebilecek birlikte çözüm üretebilecek başkan ve meclisini düşünerek tercih yapalım.
Acaba 2050 Konya ‘nasıl olmalı? Sorusunu sorsak otuz yılın, elli yılın Konya’sını hayal ederek seçimleri düşünsek çok şey kazanırız.
Yapılabilir mi?
İstersek olur. İnsansız hava araçları İHA ve SİHA’lar ile dünya savunma sitemini değiştirmiş bir ülkenin Konya’sı da çok şey yapabilir.
Kendi imarını düşünen meclis üyeleri yerine Konya’nın küresel başarısına imza atacak Başkan ve meclis üyelerini seçmek bizim elimizde.
Her parti meclise temsilci gönderirken bu hedefleri dikkate alsın.
Vatandaş olarak biraz muhakeme yapalım.
Düşünelim tartışalım.
Yerel seçimler geçtikten sonra yapacak bir şey yok.
Şimdi bizim irademizle meclis oluşturabilirsek o zaman seçimden sonra da bizim için çalışacak ekip iş başına gelir.
Biz irademizi ortaya koymazsak güçlülerden oluşan bir ekip kendi oyunlarını sergileyeceği bir tiyatro kurar ve bize de oy verme rolü verirler.
Biz irademizi akıl edip kullanmadığımız için tabi ki de..
Seçilenler halkın iradesinin harekete geçtiğini bilirse, o zaman çok daha dikkatli ve etkili yönetim yaparlar.
Ona birisi yanlış yaptırmak istediğinde; halk buna müsaade etmez deme gücünü ona vermiş oluruz.