Her sabah yeni bir başlangıçtır. Bazen rutine dalıp yaptığımız işleri farkında olmadan otomatik pilot eşliğinde yapıyoruz. Bunun farkına varabilmek ise durmayı gerektiriyor ama çoğumuzun buna vakti yok, değil mi? Böyle zamanlarda gerek fiziksel ve ruhsal sağlığımız gerekse ilişkilerimizde ki çıtırtılar durmamızı söyler aslında…

Çünkü hayatımızı anlamlandıran şeylere bakmak, umutlarımızın filizlenmesini sağlar. Sabaha umutla uyanmak, yeni günü umutla karşılamak, yaşayacağımız olumsuzlukları engellemeyecektir ama bakış açımızı değiştirecek ve bizi daha güçlü, daha dirençli kılacaktır. Peki yeni güne umutla uyanmak için neler yapabiliriz;

Yeniliklere alan açmak:

Kendimizi konforlu hissettiğimiz güvenli alanlarımız vardır. Fakat aynı yollardan yürümek bir süre sonra alışkanlığa ve farkında olmadan geçip giden zamana dönüşecektir.  İşe giderken farklı bir yoldan gitmek bile konfor alanımızdan çıkarak yeni yerler keşfetmemizi sağlayabilir. Tanımadığınız komşumuzla tanışıp selamlaşmak, alışveriş yaptığımız marketin çalışanını yüzü asık birini gördüğümüzde bunu kişiselleştirmeyip üzerimize almadan devam edebilmek...

Tüm bunlar basit gibi görünen ama yeniliğe açılan kapılardır.

Küçük hedefler belirlemek:  

Gün içinde gerçekleştirebileceğimiz hedefler belirleyebiliriz. Sevdiklerimizle bir kahve içmek, sürekli ertelediğimiz o telefon konuşmasını yapmak, gördüğümüz çöpleri toplamak, bir çiçeği sulamak, hasta olan komşumuza bir ikramda bulunmak, ‘ev halkı yemiyor’ diye yapmadığımız ama çok sevdiğimiz yemeği kendimiz için yapmak, yanımızda nefes almasını önemsediğimiz biriyle kısa bir yürüyüşe çıkmak… Hayatımızdaki dinamiklere göre sonsuz küçük hedef bulabiliriz.

Bize anlamlı gelecek küçük bir hedefi gerçekleştirdiğimizde, bu atılan küçük adımın gün içinde hem benlik saygımıza hem de öz güvenimize olumlu geri dönüşleri olacaktır.

İşinizle ilgili yapmayı planladığınız bir yenilik için araştırmaya ihtiyacınız vardı, değil mi? Bugün o araştırma için bir yarım saatinizi ayırdığınızda günün sonunda nasıl hissederdiniz? Küçük görünen bu adımlar büyük değişimlere yol açar. Başarmanın vermiş olduğu haz, hem sizin hem de sizdeki yansımayla çevrenizdeki kişilerin psikolojik sağlığı için olumlu bir adım olacaktır.

Sahip olduklarımıza odaklanmak:

Hayatta hepimizin eksikleri var. Bazı eksiklerimizi sıkı bir çalışmayla giderebiliriz, bazı kayıplarımızın ise sadece kabule ihtiyacı vardır. Penceremizi sadece yok olana açarsak göreceğimiz şey daha çok yokluk olacaktır.

İşte tam da bu yüzden sahip olduklarımıza odaklanmak ve onların değerini bilmek, umudu besler. Sabahları 1 dakika hayatımızda olan şeyleri düşünmek, bunlar için şükretmek, günün pozitif geçmesine katkıda bulunur; penceremizin hayatımızda ki tüm gerçekliğe açılmasını sağlar.

Psikolojik esnekliği ilke edinmek:

Hayat her zaman istediğimiz şartları sunmuyor. İstemediğimiz, bazen aklımızın ucuna gelmeyecek şeyler yaşıyoruz. Bu gibi durumlarda uyumlanmak psikolojik sağlığımız için önemli bir esneklik sağlıyor. Çünkü her ihtimalin başımıza gelebileceği hayatta, esnek olabilmek kırılmaların da önüne geçiyor. Evet, o olayı yaşamayı siz istemediniz ve evet, böyle bitmemeli, böyle olmamalıydı… Yaşanan olayları inkar etmeden gerçekliğiyle kabul edip, ders alabileceğimiz öğretmenlere çevirmek esnekliğin ilk adımlarından biri olabilir.

Pozitif mesaj vermek:  

Güne başlarken kendimize olumlu bir şeyler söyleyebiliriz. Sabah uyandığımız da “Bugün güzel bir gün olacak” gibi basit bir cümlenin bile zihnimizde olumlu yansımasının güne nasıl yayıldığına şahit olabiliriz.

Ben Psikolog Ayşe Albayrak.

Haftalık olarak yazılarımla siz okuyucularla buluşmaya niyet ettim. Tabi ki ‘Sözümüz sağlığa’ diyerek. Sizin de değinmemi istediğiniz bir konu  olursa [email protected] adresine mail atarak bana ulaşabilirsiniz.

Açtığınız kapıların güzelliklere çıkması dileğiyle…