Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) bursu ile Suriye’den Konya’ya gelen lise eğitimini Uluslararası Mevlana Anadolu İmam Hatip Lisesi'nde tamamlamasının ardından Selçuk Üniversitesi (SÜ) Bilgisayar Mühendisliği birinci sınıf öğrencisi Hazım Neccar Suriye kültürü ve Konya ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Konya sadece bir şehir değil, aynı zamanda bir huzur kaynağı olduğuna dikkat çeken Hazım Neccar, üniversite eğitimin ardından Yüksek Lisans eğitimlerini de tamamlayıp ülkesinin eğitim kalitesini artırmaya çalışacağına dikkat çekti.
Öncelikle sizleri tanıyabilir miyiz?
İsmim Hazım Neccar ve 2006 yılında Halep şehrinde hayata gözlerimi açtım. İlkokul ve ortaokul yıllarımı Suriye'de tamamladım. Ardından, Türkiye'de lise eğitimine devam etme arzusuyla Türkiye Diyanet Vakfı tarafından düzenlenen sınava ve mülakata katılarak kabul edildim ve 2019 yılı Ekim ayında Türkiye'ye gelip Konya Uluslararası Mevlana Anadolu İmam Hatip Lisesi'nde 4 yıl süren lise eğitimimi tamamladım. 2023 yılında çocukluğumdan beri hayalini kurduğum bölüme giriş yaptım. Şu anda, Selçuk üniversitesinde birinci sınıf bilgisayar mühendisliği öğrencisi olarak eğitimime devam ediyorum.
Konya’yı eğitim için tercih etmenizdeki sebep nedir? Konya ile ilgili görüşleriniz nelerdir?
Selçuk devleti başkenti, Mevlana’ya ilham veren şehir ve aynı zamanda dindar bir topluluğa sahip olan Konya’da okuma isteğim vardı ve burs sunduğu seçeneklerde Konya ilk tercihimdi. Geldikten sonra beklediğim gibi Konya şehri çok muazzam bir şehirdir. Halk, dini ve İslam’ı önemseyip hiç kimseye önyargı yapmadan kardeşliği ve sevgiyi gösterirler, Türkiye Diyanet Vakfı ve Uluslararası Mevlana AIHL hocaları da ona büyük örnekti çünkü bize çok iyi baktılar ve bizi geliştirmek için hep çaba gösterdiler. Hocalarıma çok teşekkür ederim. Onun yanında da Konya, teknoloji açısından da çok hızlı ilerlemeye sahip bir şehirdir. Bu sebeplerle, Konya sadece bir şehir değil, aynı zamanda bir huzur kaynağı olduğunu hissettim.
Konya’da eğitimini tamamladıktan sonra ne gibi hedefleriniz var?
Lisans eğitimimi tamamladıktan sonra yüksek lisans okuyup alanımda uzman olmak istiyorum. Bitirdikten sonra Suriye’ye gidip yetenekli öğrencilere teknik okullar açma hayalim vardır. Çünkü imkanlar olmadığından çok büyük yetenekler kaybolduğunu gördüm. Ve ülkeler ancak eğitimle gelişebildiği için elimden geldiği kadar Suriye’deki eğitimin kalitesini arttırmaya çalışacağım inşallah.
Ülkenizin kültürü ve yaşantısı ile ilgili bilgi verir misiniz?
Şam, tarihi boyunca bilim ve kültürün önemli bir merkezi olmuş, binlerce yıldır ışık saçan bir başkenttir. Emevi döneminde İslam'ın en büyük devletinin başkenti olarak, edebiyat, şiir, bilim ve kültürde büyük bir rol oynamıştır. Suriye, farklı dini, etnik ve sosyal geçmişlere sahip birçok halkı bir araya getirir, ancak onları ortak bir tarih birleştirir. Araplar, Kürtler, Aşuriler, Süryaniler, Ermeniler ve Türkmenler gibi farklı kökenlere sahip etnik gruplar, bölgenin kültürel çeşitliliğine kendi eşsiz gelenekleri ve dilleriyle katkıda bulunur. Suriye’deki dini hoşgörü, Müslümanların oranı yüzde 70 olmasına rağmen (2011 İstatistiklerine göre), İslam, Hristiyanlık, Yahudilik, Yazidilik ve diğer inançların bir arada barış içinde yaşandığı bir atmosferi yansıtır.
Türkiye ile görüşleriniz nelerdir?
Türkiye hem din ile hem de teknolojiyle çok muazzam bir şekilde gelişmekte olan bir ülkedir. Suriye halkı da Türkleri çok sever, hiçbir ülke Suriyelilere yardım etmedi ama Türkiye, Suriyelileri çok büyük bir katliamdan kurtardı. Şehitlerin sayısı bir milyonu kat kat aşacaktı ama Türkiye, mazlum Müslümanlara ve insanlara el uzatıp hep yardım eden bir ülkedir.
Ülkenizde Ramazan’da neler yapılıyor? Ne tür hazırlıklar yapılıyor?
Suriye ve Türkiye birbirlerine sınır olduğu için çok fazla fark görmedim. Ama küçük farklılıklar bulunmaktadır. Suudi Arabistan ve birkaç ülkede yapıldığı gibi hilalin görünmesine bağlıdır; hilal görünmeden Ramazan’a ve oruca başlanmaz, Ramazan’a özel olarak ta sadece ramazanda yapılan yemekler ve içecekler var. (Sambusa) (Ma’ruk) ve (Tamır hındi) gibi çok lezzetli yiyecekler ve içecekler yapılıyor.
Ayrıca Telefonlar olmadığı zamandan başlayan gelenekler vardır. İftar topu gibi, iftar vaktinin geldiğini haber veren top ateşi. Günümüzdeki gibi ses sistemlerinin olmadığı devirlerde zaruret bugün ise gelenek olarak devam etmektedir.
