TİM’den kastım, Türkiye İhracatçılar Meclisi. Öncelikle bu yazıyı, ülkemiz ihracatının aylık bazda veya geriye yönelik                 12 aylık ihracat rekorlarını kırdığı (aylık bazda 20 milyar dolar eşiği, 12 aylık bazda 200 milyar dolar) eşiğinin geçildiği ve TİM’in tüm zamanlar içerisinde en güçlü olduğu ve konfor alanı içerisinde olduğu bir dönemde yazdığımı ifade etmek isterim. Bu eleştirilerimi de güçlü olduğu bir dönemde yazarak, vurma amaçlı değil ama yol gösterici amaçlı yazdığımı da ayrıca söylemek isterim. (Yol gösterme ehliyetim var mı? Orası ayrı bir konu!)

ÖNCELİKLE

TİM, ülkemiz özelinde önemli bir yerde durmakla birlikte, ihracatçıların kendi içerisinde gerçekleştirdiği seçimle yönetime gelen bir kurum ve ihracatçıları temsilen ve haklarını korumak amacıyla faaliyetlerini sürdürmekte diyebiliriz. Bu zamana kadar ve hala önemli görevler icra etmekle birlikte artık ülkemizdeki tüm ihracat sorunlarına değinerek, çözüm önerilerini hem hükümete sunmalı hem de takipçisi olmalı.

GEÇEN HAFTA

Antalya’da gerçekleşen “ihracat ailesinden 300 milyar dolar buluşması” başlığı ile 600’dan fazla ihracatçı ile bir araya gelinerek, 300 milyar dolarlık hedefe gitmek için değerlendirmeler yapılmış. TİM’in sitesinde, bir sonuç bildirisi var mı? ya da ihracattaki olası problemler için detaylı çözüm önerileri var mı?  Göremedim. Güzel sözler var ama ihracatçı problemleri ve ülke ihracatının problemleri var mı? Var olduğu düşünülüyorsa çözüm önerileri var mı? Yine göremedim. Herhalde ülkemiz ihracatının pek problemi yokmuş gibi geldi. Öyle mi gerçekten?

İHRACATÇININ HAKKI KORUNUYOR MU?

Çok detaya girmeden ülkemizde ihracat nasıl gerçekleşir?  Kısa bir bilgi vereyim. İhracatın gerçekleşebilmesi için Gümrük Çıkış Beyannamesinin iki kurum tarafından onaylanması gerekir. Bunlardan birincisi, TİM’e bağlı ilgili İhracatçılar Birliği iken diğeri ise devletimiz. (Ticaret Bakanlığının ilgili birimi)

ŞİMDİ DESEM Kİ

Koskoca “devlet” gümrük beyannamesi tescili için ihracatçıdan para almıyor. AMA gelin görün ki ihracatçıyı koruma, kollama görevi olan ve ihracatçıyı temsil eden ilgili ihracatçılar birliği tescil (onay) için para alıyor. Nasıl oldu şimdi? (Tamam bütçeni oluşturacaksın, maliyetlerini karşılayacaksın. Anladım problem değil)

AMA

Daha ihracat gerçekleşmeden, Gümrük Beyannamesinin ilk onay makamı olarak, neden Nispi Aidatı peşin alıyorsun? Adam henüz ihracatı gerçekleştirmemiş, parasını tahsil etmemiş. Sen tescil için nispi aidatı peşin istiyorsun, peşin ödemez veya ödeyemezse beyannameyi tescil ediyor musun? Cevap hayır olsa gerek. Eğer, evetse, hemen bu hafta, ihracatçılarımıza bu müjdeyi verelim de tescil için nispi aidat paralarını sonra yatırsınlar. Devlet bile vatandaşına hizmet olarak verdiği ve karşılığında aldığı vergiyi, peşin almaz.

BU DURUM GÜVEN PROBLEMLİDİR.

Türkçe meali; ihracatçıları temsil eden TİM ve TİM’e bağlı ihracatçılar birlikleri, ihracatçımıza (kendi üyelerine) güvenmiyor ki, tahsilatı yapamayacağı veya geç yapacağı kaygısı ile nispi aidat peşin alıyor, ödenmezse, Gümrük Beyannamelerini onaylamıyorlar.  TİM olarak öncelikle, üyelerinize olan güven probleminizi çözmeniz lazım diye düşünmekteyim. Siz böyle yaparsanız bizden mal alan ithalatçı ne yapsın! (Eğer, nispi aidat peşin para alınmadan, Gümrük Beyannamesi   onaylanıyorsa, hatamı buradan yazmaktan ve ihracatçılara bu müjdeyi vermekte hiç çekinmem) 

O YÜZDENDİR Kİ

Ülkemizde bu nispi aidattaki tahsilat işi zımnen Gümrük Müşavirlerine devredilmiştir. Gümrük müşaviri ihracatçı adına nispi aidatı peşin öder ve tahsilatla kendi uğraşır. Ne yazık ki durum böyle.  Ayrıca Gümrük müşavirleri, ihracatçının en büyük paydaşı ve bazı durumlarda da (EXW ihracat ve DDP ihracatlar da ise hizmet ihracatçısıdır.)

ÜLKEMİZİN İHRACAT PROBLEMLERİNE GELİRSEK

600’den fazla ihracatçı, TİM delegelerinin söylemediği, söylediyse de benim göremediğim problemleri yetkili makamları iletmek üzere, kendi köşemden tek başıma, kendi kendime lakırdı ederek ve hatta haddimi aşarak ifade edeyim.

DENGE PROBLEMİ

Dengeyi; Ülkemiz özelinde /Pazar yapısı/ Firma bağlamında incelemek gerekir.

  1. Ülkemizdeki ihracat, 7 bölge ve 81 vilayet için büyük bir dengesizlik içerir. 2020 yılında gerçekleşen 169,6 milyar dolar ihracatın;
  • %50’ye yakınını tek bir il; İstanbul gerçekleştirmiş (82,8 milyar dolar)
  • 120,1 milyar dolarını; 5 il gerçekleştirmiş
  • 10 milyar dolar altında ihracat gerçekleştiren il sayısı; 80
  • 5 milyar dolar altında ihracat gerçekleştiren il sayısı; 75
  • 1 milyar dolar altında ihracat gerçekleştiren il sayısı; 64
  • 100 bin dolar altında ihracat gerçekleştiren il sayısı; 29
  • 50 bin dolar altında ihracat gerçekleştiren il sayısı; 18
  • 10 bin dolar altında ihracat gerçekleştiren il sayımız; 6

Ülke özelindeki ihracattaki bölgesel ve şehir bağlamındaki dengesizlik ve adaletsizliği nasıl çözebiliriz? Hükümete bir öneriniz var mı?

  1. Pazar yapısının dengesizliği

Ülkemiz ihracatının %50’ye yakınını AB’ye ihracat yaparken, geriye kalanını yaklaşık olarak 175 ülkeye yapıyorsak, bu bir problem değil midir? AB pazarındaki bir kriz, bizi ters köşe yapıp yere sermez mi? 2008 Krizi ve Pandemi kiriz bunun en büyük örneklerinden biri değil mi? Pazar çeşitlenmesini yaptık (Bunu da 2008 krizi sonrası öğrendik)

Pazar çeşitlenmesindeki oransal denge için hükümete bir öneriniz var mı?

  1. İhracat yapan firmaların ihracat değerlerindeki dengesizlik

Geçen hafta ilgili toplantı sonucundaki açıklanan şu cümleyi yorumlamakta zorlanıyorum. Mealen; Aylık olarak “20 milyar dolar ihracatı aştık. Bu tarihî ihracat rakamlarının beşte biri, TİM'in 439 delegesi tarafından gerçekleştirildi.” Bu övünülecek bir şey mi? Aklım almıyor. (Akıllara ziyan deyip algılama problemim olduğunu düşünmekteyim ve eksikliğimi kabul ediyorum) Kısaca, 20 milyar doların, 4 milyar dolarını, 100 bin ihracatçı içerisinden sadece 439 delegenin olduğu firmalar yapmış. Geri kalanı 100 binden çıkarın. Bu rakamlar ihracatta, firmalar özelinde İnanılmaz bir dengesizliktir.

Geri kalan firmalar için ihracatı oransal olarak firma bazında dengelemek için bir öneriniz var mı?

  1. Kur Dengesizliği

Döviz kurunun dengesizliği konusunda alternatif bir kur politikası önerisi veya farklı önerileriniz var mı?

GÜMRÜK BİRLİĞİ PROBLEMİ

  1. Gümrük Birliğinin, Dış ekonomi politikalarımızı esir alması ve ayağımıza pranga vurması.

İstediğimiz ülke ile serbest ticaret anlaşması yapamıyoruz çünkü GB kapsamında AB izin vermiyor diyor muyuz? Örneğin Bölge ekonomisi için Irak’la İran’la, Rusya ile serbest ticaret anlaşması yapmamız gerekmez mi? Ya da GB kapsamında AB bize bir kısım ürünlerde kota uygulamıyor mu? İşlenmemiş tarım ürünleri AB pazarında rekabetçi mi? AB’nin Demir Çelikte haksız uygulamaları için hangi politikaları üreteceğiz.  AB ülkelerinde geçişlerde kota ve geçiş ücretlerini ne yapacağız?

Gümrük Birliği güncellemesi ötesinde, AB ile sanayi ürünlerinde Serbest Ticaret Anlaşması yapalım geri kalanında ekonomi politikalarındaki özgürlüğümüzü geri alalım diyor muyuz? Ya da alternatif öneriniz nedir?

NİTELİK PREOBLEMİ

Her ay ihracatımız arttı diyoruz ve nicelik kısmını öne çıkarıyoruz ama niteliği artırmak için ne gibi önerileriniz var Hükümete ilettiniz mi?

NET İHRACAT PROBLEMİ

Ülke ihracatının, %70’e yakınının hammadde ve yarı mamul ithalatı ile gerçekleştiğini düşünürsek, %30’luk net ihracatı artırmak için hükümete hangi politikaları öneriyorsunuz? Örneğim gerçekleşen 200 milyar doları aşan ihracatın ne kadarı net ihracat. Bir çalışma yaptınız mı? Yaptıysanız kamuoyu ile paylaştınız mı?

İNSAN KAYNAĞI PROBLEMİ

Bazı bölgelerimizde bırakın yabancı dil bilen personel veya yöneticiyi,  dış ticareti bilen personelin bulunamadığını biliyor musunuz? (Doğu Anadolu, Orta Anadolu, Karadeniz vb.) Çoğu doğu ve diğer bölge illerimizde gümrük müşaviri olmadığını biliyor musunuz?

İnsan kaynağının çözümü için hükümete bir öneriniz var mı?

300 MİLYAR HEDEFİ DİYORUZ DA

Olması muhtemel AMA hala pandeminin devam etmesi, AB’de olası enerji krizi, Yunanistan problemi ve diğer jeopolitik ve ekonomik problemler olmasına rağmen, olası problemlere karşı alternatif strateji olarak, öneriniz var mı?

Örneğin TİM olarak, 2023 yılı 500 milyar dolar ihracat hedefi için hükümete sunduğunuz ve eylem politikaları doğru muydu? Doğru ise neden olmadı? Eğer yanlış ise hükümeti yanlış yönlendirdiğinizi düşünüp özeleştiri yaptınız mı?

TÜM BUNLARA RAĞMEN

TİM, ülkemizin nadide kurumlarında birisi olup, ülkemiz adına çalışmakta ve özveride bulunmaktadır. Öyle de olmalı ve olacaktır. AMA kendi pozisyonunu, vizyonunu, üye ihracatçıların durumunu tekrardan düşünüp yeri geldiğinde dış ekonomi politikalarda yanlış olduğuna inandıkları bir durum varsa hükümeti uyarmalı/yeri geldiğinde eleştirmeli, ihracatçı lehine alınan kararlar varsa hükümeti desteklemeli ve yanında durmalı, ülke ihracatçılarının temsilcileri olarak, hükümete yol gösterici görevini yapmalılardır. 

YAPTIĞIIM ELEŞTİLER

Kişilerden ve dönemlerden bağımsız, oluşmuş ya da oluşan kurum kültürüne yapılan bir eleştiri olarak algılanmalıdır. (Doğrusuyla /Yanlışıyla)

SONUÇ: İzleyip göreceğiz.