1907 yılında İstanbul Şekerci Han’ın kapısının üzerindeki levhada ; “Her türlü soruya cevap verilir soru sorulmaz. Yazısı yazılmıştı.
Her türlü soruna muhakkak çare başka deyişle çözüm üretebilirim. Diyebiliyor.
“Bunun yanında Lev Nikolevic Tolstoy’un böylesi bir soruyla karşılaşır cevabı adeta öğreti niteliğindedir.
“İnsanlardan kaçan, yalnız yasamayı tercih eden yaşlı bir adama sorarlar.
“Sürekli yalnız olmaktan bıkmıyor musun?”
Yaşlı adam cevap verir:
" Yapacak çok işim var. İki Şahin eğitmem gerekiyor.
Ve iki kartal.
İki tavşan sakinleştirmek ve yılanı eğitmek.
Eşeği motive etmek ve aslanı evcilleştirmek.”
”-Ama senin etrafında hiç hayvan göremiyoruz!”
“-Neredeler?”
“Onlar içimizde yaşayan hayvanlardır.”
"İki Şahin" gördükleri her şeye saldırıyorlar.
İyi-kötü, faydalı-zararlı onlara ayırt etmeyi öğretmeliyim. Çünkü onlar benim GÖZLERİM.
“ İki kartal" dokundukları her şeyi mahvediyor, yaralıyor, parçalıyorlar. Onlara hizmet etmeyi ve zarar vermeden yardım etmeyi öğretmeliyim. Çünkü onlar benim ELLERİM.
“Tavşanlar" her zaman korkarlar, kaçarlar ve saklanırlar. Onları sakinleştirip, zor durumlarla başa çıkmayı öğretmeliyim, beladan kaçmayı değil. Çünkü onlar benim AYAKLARIM.
En zor kısmı "yılanı" izlemek.
Sıkı bir kafeste, güvenli bir şekilde kilitli olsa da her zaman saldırmaya, sokmaya, yakın olan herkesi zehirlemeye hazır. Bu yüzden onu takip edip, disiplinli olmalıyım. Çünkü̈ bu benim DİLİM.
“Eşek" herkesin bildiği gibi çok inatçı, sonsuza kadar yorgun ve işini yapmak istemiyor. Bu yüzden ona şükretmeyi ve akışta olmayı öğretmeliyim. Çünkü bu benim VÜCUDUM.
Ve sonunda kral olmak ve herkese emretmek isteyen bir "aslanı" evcilleştirmek istiyorum. Gururlu, kibirli ve dünyanın kendi etrafında dönmesini istiyor. O aslanı terbiye etmeliyim. Çünkü bu benim EGOM.”
“Gördüğünüz gibi yapacak çok işim var”
Soru sorulan yaşlı adam, Lev Nikolevic TOLSTOY’dur.”
Evet, Tolstoy’un verdiği cevaplar hepimiz için ders niteliği taşımaktadır.