Sizlerle seçim günü sandık başındaki gözlemlerimi paylaşmak isterim.

Sandık başında müşahit değildim ama bekledim. Neler yapılıyor, nasıl oylar sayılıyor, ömrümde ilk defa izleyecektim.

Bir köşede yer buldum, başladım izlemeye. Yaşım 57, ev hanımıyım ve de üç torunum var.

Önce kaç kişi liste de var onu açıkladılar.

Sonrasında kaç kişi oy kullanmış kaç kişi gelmemiş onu söylediler.

Sandık başkanı ve bir görevli kullanılmayan kalan zarfları saydılar ve oy pusulalarını önce bir çuvala koyup, ağzını iple bağlayıp mumla mühürlediler.

Sonra sandığın mührünü açtılar, sandık açıldı. Zarfları tek tek saydılar.

Akabinde zarfları tek tek dikkatle açtılar. Müşahitlerin elinde oy sayımı için kağıtlar bulunmakta. Hepsi açılan zarflara kartal bakışı bakıyorlar dı. Zarftan çıkan kağıtları büyük olanı bir tarafa açtılar, küçük olanları bir tarafa açtılar, önce tasnif ettiler. Sonrada bir küçük kağıdı, devamında büyük kağıdı alıp okudu. Kolay bir durum değildi.

Sabahtan itibaren sandık başında görev yapan sandık görevlileri, son zamanda hem stresli, hem de yorgunlardı. Oy pusulalarını havaya kaldırıp okumalarını istediler, müşahitlerin göreceği şekilde. Görevli kağıttaki mühür kime basıldıysa onu göstererek söylüyor, herkeste elindeki oy sayım pusulasına işaret koyuyor, oy kime çıktıysa.

Her yirmi sayımda bir kişi oyların kime nasıl dağıldığını söylüyor, diğer müşahitler de tamam diyorlar, bizde de sayı aynı diye. Oy kağıtlarının çokluğundan artık müşahitlerde dikkatli bakmayı azalttılar, ellerindeki kağıda bakmaya, söyleneni işaretlemeye başladılar.

Bu arada okuyan görevlide yoruldu ve kağıttaki ilk gördüğü şeyi okuyup, kağıdı görevliye vermeye başladı. Bir ara eli havada kağıdı kapattı ve çıkan oyu söyledi kağıdı indirirken mührün iki yere basılmış olduğunu gördüm, itiraz ettim . Herkes işaret koymuştu elindeki oy sayım pusulasına.

Baktı görevli elindeki kağıda “ha evet iki mühür basılmış farklı partilere dedi” ve oyu iptal etti. Böylece sayılan oyu, rehavetle yorgunlukla yanlışlık oldu denilerek, bir oyun geçerliliğini iptal ettirdim. Dikkatler dağılıyor insanlık hali olabiliyor ve de oylar kaçırılabiliyor.

Ben bunu gönüllü izleyici olarak gördüm ve de yaşadım. Bir oy her sandıkta böyle kaçarsa, düşünün kaç oy olacak.

Dikkatli olunmalı ve de daha yorgun olmayan şahıslar sandık başına saat dörtten sonra gelmeliler.

Türkiye'de 81 ilde yurt içi seçimlerde toplamda 191 bin 885 adet sandık kuruldu. 

Yurt dışındaki Türk vatandaşları bu seçimlerde 73 ülkedeki, 151 temsilcilik ve 16 merkezde kurulan 5 bin 114 sandıkta oy verdi. Bir oy kaçırılsa 196.999 oy gitmiş oluyor, az mı?

Sandık başındaki görevliler ve de müşahitlerin halleri gerçekten yorgun ve de bir an önce bitse de evimize gitsek havasındalardı.

Bir de oy pusulasının ardına mühür basılmamış gözden kaçmış belli ki, sandık başkanı geçersiz oy dedi. Müşahit

 İtiraz etti oy sayımı durdu. Hemen avukat çağırdı müşahit, oyun geçerliliğini ispat ettiler ve de o oyu saydırdılar. Hatanın oyu kullananın değil, görevlilerin olduğu kabul edildi ve de karşı tarafa bir oy gitti bu şekilde de.

Anında avukatla, işi bilenle bir oyu aldılar.

Kazanmak için çabalarını gördüm ama Allah fırsat vermeyecek. Oyunlarını başlarına döndürecek, duamız ayete imanımızdan geliyor. Biz gevşek olmazsak, Allah zaferi tekrar nasip edecektir. Rahata, rehavete kapılmamalı. Oy kullanmak için birinci seçimden daha çok gayret etmeliyiz.

Çok çok önemli herkes oy kullanmalı, gelmeyenleri getirmeli, uzaktan gelecek olanlara imkanlar sağlanmalı. Sandıklara sahip çıkmalı ve sayımda yorgun olmayanlar görevlendirilmeli. Bir oy hayatımızı değiştirecek. Bize düşen herhangi resmi bir görev verilmesi beklenmeden saat dörtten sonra sandık başlarına gitmeli. Kadın, erkek, yaşlı, genç fark etmeksizin. Hep birlikte sandığa sahip çıkmalı. Ne kadar çok olursak sandığımızın başında, sandık görevlilerine baskı kurmalarına mani olur, söz sahibi oluruz.

Bir oyla dünya değişir unutmayalım…Bir daha başka Türkiye’miz yok. Sahip çıkalım ülkemize ve de Başkan’ımıza!