Emekli Müftü Mehmet Emin Parlaktürk, merhum Babası Mehmet Hoca’yı anlattı. Merhum Babasının Aydoğdu Büyük Caminin ilk İmam Hatibi olduğunu belirten Parlaktürk; “Eskiden seçim sandıkları camilerde de kurulduğu için kayıtlara “Dereli Mehmet Hoca Camii” diye geçen caminin hocasıydı” dedi.

Hgdhsash

OKUMAYI ÇOK SEVİYORDU

Çocuklarının eğitimine önem veren disiplinli bir babaydı. Onlar okusun diye okula gidiş gelişlerini takip eder, öğretmenleriyle görüşür, dersleriyle yakından ilgilenirdi.

Topa meraklı büyük oğlu Hasan’ı top sahalarından yakalayıp eve getirdiği çok olmuştur. Sonradan Mülkiye’yi bitirip Kaymakam olan oğlu Hasan için: “Ben onu takip etmeseydim topçu olacaktı” demişti. Hasan gibi küçük oğlu Emin’i de İmam Hatip Okuluna vermişti. Her ikisine de Kur’an, Arapça, Osmanlıca ve dini dersler okuttu.

,Jli,Jli,J

Sofrada yemek yerken okuttuğu derslerin kontrolünü yapardı. Mesela Arapça bir kelime söyler, “maktel” ne kelime olur, hangi kökten gelir?” gibi sorular sorardı. Çocuklarına, Emsile, Bina, Maksut, Avamil… gibi Arapça sarf ve nahiv kitaplarını daha İmam Hatip Orta kısmında öğretmişti. Yemekte sorduğu sorularla öyle terletirdi ki, anneleri dayanamaz: “Bırak da yemeklerini yesin çocuklar yahu!” diyerek tepki gösterirdi.

Küçük oğlu Emin İmam Hatip Orta kısma başlayınca evin geçimi zorlaşmıştı. Büyük oğlu Hasan da “Kaymakam” olacağım diye tutturmuş, Mülkiye’yi kazanıp Ankara’ya gitmişti. Yapı ustalığı ve marangozluktan anladığı için komşuların işlerini görüyor üç-beş kuruş alıyor ama yine de geçimlerine yetmiyordu. Masraflar çoğalınca mahallenin bakkalı Tatar Hüsnü’nün teklifiyle dükkana ortak oldu. Kazandıkça borcunu ödüyor, küçük oğlu Emin de okul dışında dükkana yardım ediyordu. Onun ticarete meylini ve dersleri aksattığını görünce “Bu gidişle bu çocuk okumayıp esnaf olacak” diyerek bakkalı bıraktı.

,Ki,K,Ik,I,

Hasan, Mülkiye’yi bitirip Kaymakam olmuş, Emin de İmam Hatipten sonra Liseyi bitirerek İstanbul Edebiyat Fakültesini kazanmıştı. Babasından habersiz kayıt yaptırdı. Ancak izin vereceğinden şüpheliydi. Çünkü, her fırsatta “Hasan sözümü dinlemedi, bunu hoca yapacağım” diyordu. Odası kitaplarla doluydu. İmamlık maaşının yarısını kitaplara verirdi. Geçim sıkıntısı sebebiyle hanımından çekindiği için satın aldığı kitapları göstermez, koynunda saklayarak kitaplığına yerleştirirdi. Okumayı o denli seviyordu ki, 50 yaşından sonra dışarıdan sınavlara girerek imam-hatip okulunu bitirmişti.

İlimle bu kadar haşır neşir olan Babanın küçük oğlu Emin İstanbul’da Üniversiteyi kazanıp kayıt yaptırdığını ve orada okumak istediğini söyleyince Babası da Annesi de buna şiddetle karşı çıktılar. Tüm ısrar ve yalvarmalarına rağmen geri adım atmadılar. Hatta “Eğer gidersen hakkımızı helal etmeyiz” diyerek son noktayı koydular. Emin’in boynu bükülmüş, İstanbul’da okuma hayalleri suya düşmüştü. En kötüsü de bir senesi boşa gitmişti. Ertesi sene Yüksek İslam Enstitüsü’ne girince babasının muradı gerçekleşmişti. Çünkü en sonunda büyük oğlu Kaymakam, küçük oğlu da Müftü olmuştu.

Rıuırı6786

Konya öğrenci şehri Konya öğrenci şehri

1960 öncesinde Aydoğdu Büyük Caminin ilk İmam Hatibi olan ve eskiden seçim sandıkları camilerde de kurulduğu için kayıtlara “Dereli Mehmet Hoca Camii” diye geçen Caminin hocası bu adam, benim Babamdır. Vefat ettiği 92 yaşına kadar ağabeyi Bozkırlı Mustafa Efendi gibi hep ilimle meşgul olmuş, uzun süre emek vererek telif ettiği iki ciltlik "ruhsat ve azimet" isimli eserini ilim camiasına kazandırmıştı.

Vefat tarihi olan 10 Mart 2011 gününün 13. Sene-i devriyesinde kendisini rahmet ve minnetle anarken yetişmemizde büyük emeği olan merhum Annem dahil cümle geçmişlerimize Allah’tan mağfiret ve necat diliyorum. Mekanları cennet, dereceleri âli olsun.

Kaynak: Mehmet Emin Parlaktürk