Herkes gücü nispetinde tesirlidir. Doğru değil mi?

Ben liseli yıllarda 57 kg. da güreştim. 100 kg da güreşen arkadaşıma kafa tutamam. Tutarsam ne olurdu?

Ne olacak denedim ve güreşi bırakmak zorunda kaldım.

Öyle ise insanları birileri kıyaslayarak o kişiyi gücü oranında değerlendirmeliyiz.

Öncesi sonrası diye kıyaslamak da yanlış olur.

Önceki kişi ile sonraki gelen kişiyi aynı oranda değerlendirebilir miyiz?

Çünkü ayrı ayrı insandırlar. Ayrı düşünce, çalışma, hizmet etme tarzı olabilir. Bunu tabi karşılamalıyız.

Hani bizden önce yaşayan atalarımızın bir sözü vardır;

“Her yiğidin kendine özgü yoğurt yiyişi vardır.” Demişler.

Şimdi yeni görev alanlara bu gözle bakmak zorundayız.

Eğer bakmazsak ne olur?

Hayal kırıklığına uğrarız. O Ali idi bu ise Mehmet’tir.

Önyargılı olmamak gerekir.

Görüntüler kalıcı değildir.

Geçici olana kıymet vermek acizliğine düşmek nedir o zaman?

Zamanının elinde tutmak dünü kötülemek, bugüne önyargı ile bakmakla olmaz.

Dünün tecrübelerinden faydalanarak gurur kibirden uzak hazmederek, azmederek yeniliklerle yeni hizmetler üreterek yarınların elinde tutabiliriz.

Kısır döngüyü öyle veya böyle bırakmalıyız.

Hazreti Mevlana’dan dem vurarak yeni bir şeyler söylemek lazım;

“Her gün bir yerden bir yere göçmek ne güzel, bulanmadan dupduru akmak ne hoş” diye başlıyor mesnevide Hz. Mevlana.

“Dün dünde kaldı cancağızım, bugün yeni şeyler söylemek lazım” diyerek devam ediyor.

Bunları okuyunca oturup düşünüyor insan.

Bir zamanlar yüzyıllar önce bu kadar derin düşünen bir tasavvuf ehlinin yanında, bugün çağdaş dünyada ben neredeyim? Diye.

Öyle ya değişmeyen tek şeyin değişim olduğu bir yüzyılda, değişime uğramamak ve değişmedim diyememek neredeyse mümkün değil…

Klasik düşünce yapısı ve muhafazakâr dünya görüşü, yerini yenilikçi düşüncelere bırakıyor artık.

Ve bu değişim artık yeni şeyler söylemeyi şart kılıyor.

Yenilmemek için yenilenmek bir anlamda bunun kısa adı.

Ya da yok olmamak için farklılaşmak.

Herkesten farklı olmak.

Değişim için bir adım önde ileriye bakmak çoğu zaman.

Ayağa kalkıp yürümek ve değişime doğru yol almak.

Zaman bu zaman artık.

Her şeyin en iyisini bilenler bile farklılaşmak ve yenilenmek zorunda artık.

Statüko değişiyor ve şimdi artık yenilenme zamanı.

Yine Hz. Mevlana;

Kum fırtınalarının önünde durulmaz. Diyor.

Biz de durmayalım. Zamanın elinden tutup önyargılı değerlendirmeyi bırakmalıyız..

Ne diyorsunuz?