Aslında mülteciler veya göçmenler Avrupa'nın yıllardır uğraştığı büyük bir sorun. Yıllardır diyorum çünkü artık sorunu öyle benimsemişler ki, birçok Avrupa ülkesinde göçmenler bakanlığı gibi kurumlar söz konusu. Tabi bununla beraber üniversitelerinde göçmen uzmanı yetiştiren bölümler ve enstitüler de cabası.  

Avrupa da bu kurumlar ne kadar işlevseldir tartışılır. Fakat Avrupa'daki göçmen veya mülteci vasfındaki insanların topluma entegre olmalarını sağlayan bu kurumlardır. Bu kurumlar sayesinde çeşitli sivil toplum kuruluşları seslerini yükseltebiliyor.

Birileri gibi biz neden Suriyeli insanları aldık demiyorum. Çünkü bu her şeyden önce bir insanlık gereğiydi ve biz bize yakışanı yaparak komşu açken tok yatmadık. İnsan olmanın gereğini yerine getirerek sınırlarımızı sonuna kadar bu masum insanlara ayırt etmeden açtık.

Biz olması gerekeni yaptık, fakat ya doğru yaptığımız yanlışa dönüşürse? Bizim ülkemizde mülteciler için bakanlık düzeyinde bir kurum yok..! Üniversitelerimizde göçmen uzmanı yetiştirecek bir bölüm de yok..! Hali hazırda yetişmiş uzmanımız da yok..! Hal böyle olunca sorunlar kartopu gibi olmaya başlayacak. Dedim ya ayırt etmeden aldık, şimdi de ayıkla pirincin taşını der gibi sesler duymaya başlıyoruz. Sorun aslında anlatılamayacak kadar büyük. Sosyo-ekonomik sorunlar başlayacak, hatta başladı bile. Ev kiralarındaki artıştan tutun, ucuz iş gücü piyasasına kadar. Genel de belli bölgelerde toplanıyorlar, aynı mahalle, aynı gezinti alanı gibi. Yani şuan Suriyeli mülteciler kendilerini içgüdüsel olarak koruma altına almış durumdalar. İster istemez bunu yapmak zorundalar, çünkü başka bir ülkedeler. Ayrıca Konyalılar hayırsever insanlardır çok yardımcı oluyorlar Allah hepsinden razı olsun.

Orta doğu da sorun önümüzdeki on yıl boyunca çözülmeyeceğe benziyor. Ayrıca yaşanan bazı gelişmeler gösteriyor ki bütün uluslararası ilişkiler teorileri alt üst olmuş durumda. Doğrular, yanlışlar, teoriler hepsi birbirine giriyor. Terörist gruplar (IŞID) ve terörist gruplara karşı, başka bir terörist grubu (YPG,PKK) desteklemeler. Yani hallaç pamuğu deriz ya ta kendisi oldu bu durum.

Bunu neden mi söyledim?

Yukarıdaki yazmış olduğum toplumsal sorunlar hızla artacak. Bugün fark etmediğimiz şeyler yarın tahammül edemeyeceğimiz hale gelecek. Onun için bu sorunların analizinin yapılması gerekiyor. Belki yapılmıştır bu çalışmalar, ama belediye meclisinden dışarı çıkmıyor. Üniversitelerimizde enstitüler kurulmalı ve acilen uzmanlar yetiştirilerek göreve başlatılmalı. Başbakanlık KPSS puanı ile “Göçmen Uzmanı” alımı yapıyor...! Yetişmiş elemanınız olmaz ise mecburen bir çözüm üretilir, buda ancak KPSS puanı ile olur. Konya da mevcut üniversiteler bu sorun üzerine odaklanmalı, belediye ve valilikle beraber çeşitli çalıştay ve seminerler ile çözüm önerileri tartışılmalı. Yoksa belediye meclisinde üstünkörü konuyu geçiştirmek çok yanlıştır. Hem bugünümüz hem de yarınımız için bunu yapmamız gerekiyor. Suriye sınırlarında bir tampon bölge oluşturulup, Suriyeli mülteciler oraya çıkarılana kadar burada beraberiz. Ve beraber yaşamanın inceliklerini (zorluklarını) öğrenmemiz veya birilerinin öğretmesi gerekiyor. Yoksa küçük münferit olayların, büyük toplumsal olaylara gebe olduğunu bilmemiz gerekiyor. Biz ümmeti Muhammed(iz). Fakat bu durum başka. Lütfen bilimsel ve geleceğe yönelik çalışmalar yapalım. Günü geçiştirmeyle iyilik yapmış olmuyoruz. Bayramınız mübarek olsun. İyi bayramlar!