Suriye'deki durum hepimizin malumu!
Baskı ve zulme karşı direniş. Hak arayışı. Özgürlük mücadelesi!
Hani insana insan olduğu için değer vermek gerekirdi? İnsan yerine koymuyor mu zulmedenler zulüm görenleri?
Suriye'deki iç karışıklık yaklaşık 3 yıldır devam ediyor. Her gün yeni bir olay, umulmadık bir anda ocaklara düşen ateş, yanan ciğerler, yetim ve öksüz kalan çocuklar, evlatlarını kaybeden anne ve babalar, şarapnel parçalarının isabet etmesiyle parçalanan vücutlar, dinmeyen ve her gün üst üste eklenen acılar!
Hemen yanı başımızda, Suriye'de yaşanıyor bu olanlar, fazla uzak değil. Hatta öyle ki, bazen sınır illerimize de sıçrayabiliyor bu iç savaşın kıvılcımları.
Birçok Suriye halkı haklı davasını savunmak için kanının son damlasına kadar, son nefesini verinceye kadar mücadeleye devam ediyor. Bazıları da çareyi Türkiye'ye sığınmakta arıyor. Suriye'den Türkiye'ye gelenlerin büyük bir bölümü de savaştan doğrudan etkilenenlerden oluşuyor. Yakınlarını kaybedenler, yaralanmış olup Türkiye'de tedavi görenler ve daha niceleri!
Türkiye'ye geldikten sonra geri dönmeyi ve aynı acıları tekrar yaşamayı istemiyorlar. İki arada bir derede kalmış durumdalar. Ne yapacaklarını bilemez bir şekilde sokaklarda dolaşıyorlar.
Konya sokakları da şimdilerde bu mustarip Suriyelilerle dolu.
Aracınızla yolda ilerlerken kırmızı ışık yanıyor ve duruyorsunuz. Bir anda kucağında çocuğu olan birisi yanınıza yaklaşıyor ve çat pat Türkçesiyle Suriye'den geldiğini belirtiyor. Yardım istiyor, 'Gönlünüzden ne koparsa' diyerek.
Sonra iş yerinize gidiyorsunuz. Yine umulmadık bir anda hal ve hareketlerine bakıldığında ne kadar mahcup, söylediklerine bakıldığında ne kadar çaresiz olduğu anlaşılan biri giriyor kapıdan.
O da Suriyeli!Yine aynı manzara. Düşmüş artık, elinden tutup kaldırmak gerekiyor.
İçimizden 'yardım dilemek yerine gidip çalışsana' demek geliyor. Ama maalesef onun da önüne geçtik. Suriyeli, Afganistanlı, Somalili, şuralı buralı fark etmez. Yabancıysa ve izni yoksa kesinlikle çalıştıramazsınız. Cezası ağır!
Bugün Konya sanayisi yana döne eleman arıyor. Eskiden vasıf ararlardı, şimdi vasfına da bakmıyorlar. Eleman olsun da nasıl olursa olsun düşüncesi! Zaten kalifiye yok. Bir dönem Konyalı sanayiciler bu zavallı Suriyelilerin elinden tutmuş. İşe alıp istihdam etmiş. Bakmayın şimdi yardım dilendiklerine. Daha düne kadar bu insanlar da Suriye'de kendi işinde gücündeydiler. Birçoğu kendi işinin patronuydu. Yani faydalı, dolu, işe yarar insanlar. Boş bırakmak, sokaklarda dilenmelerine neden (!) olmak yerine, istihdam etmek lazım gelir. Kaldı ki bu insanlar bir süre sonra illegal yollara başvurup, suça da karışabilirler.
Muhacire Ensar olabilirsek, ne mutlu bize!