Konya, barındırdığı zengin tarihi ve müzeleri ile dikkat çeken şehirler arasında yerini koruyor. İşte Konya’daki görülmeye değer müzeler.

2-19

MEVLÂNA MÜZESİ

Bugün Mevlâna Müzesi olarak bilenen, eski adıyla Mevlâna Dergâhı ve Selçuklu Sarayı'nın Gül Bahçesi, Mevlâna'nın babası Sultânü'l-Ulemâ Bâhaeddin Veled'e, Sultan Alâeddin Keykubad tarafından hediye edilmiştir. Sultânü'l-Ulemâ son yolculuğuna uğurlanınca bugünkü türbedeki yerine defnedildi. Sultânü'l-Ulemâ'nın vefatının ardından kendisini sevenler Mevlâna'ya müracaat ederek babasının mezarının üzerine bir türbe yaptırmak istediklerini söylediler. Mevlâna ise, "gök kubbeden daha iyi türbe mi olur" diyerek bu isteği kabul etmemiştir. Mevlâna vefat ettikten sonra, oğlu Sultan Veled, Mevlâna'nın mezarı üzerine türbe yaptırmak isteyenlerin isteklerini kabul etmiştir. "Kubbe-i Hadra" türbesi, kalın sütun üzerine, Mimar Tebrizli Bedrettin'e yaptırıldı. Sonrasında eklemelerle inşaat devam etmiştir. 1926 yılında "Konya Asâr-ı Atîka Müzesi" adı altında müze olarak hizmete başlayan Mevlevî Dergâhı ve Türbe,1954 yılında müzenin teşhir ve tanzimi yeniden gözden geçirilerek Mevlâna Müzesi adını almıştır. Müzenin alanı Gül Bahçesi olarak düzenlenen bölümlerle birlikte 18 bin metrekaredir.

3-22

ARKEOLOJİ MÜZESİ

Konya Arkeoloji Müzesi, 1901'de Konya'da kurulmuştur. Türkiye’nin en eski ikinci arkeoloji müzesidir. Müzede Neolitik Çağ, Erken Tunç, Orta Tunç (Asur Ticaret Kolonileri), Demir (Frig, Urartu) Klasik, Hellenistik, Roma ve Bizans Dönemine ait eserler sergilenmektedir. 1901 yılında ise küçük bir binada Müze-i Hümayun'un Konya Şubesi şeklinde bir depo olarak kuruldu. Mustafa Kemal Atatürk ise, Konya’yı ziyaret ettiğinde müze deposuna gitti. Depodaki eserler, Mevlâna Dergahı’na taşındı. Arkeolojik eserler 1953 yılında İplikçi Camii’ne, 1962 yılında bugünkü binasına taşınmıştır.

4-19

ETNOGRAFYA MÜZESİ

Müzede; Kadın giysilerinden kadife, saten, atlas gibi kumaşların üzerine sim sırma, kordon tutturma ve değişik kasnak işleme tekniklerinde bindallı, elbise, şalvar-işlik-cepken, yelek ve kaftanlar; kadın süs eşyalarından gümüş ve bafun malzemeden kemer tokaları, askı, bilezik ve küpeler, tepelikler; örme ve kumaş para, saat, mühür keseleri , yün çorap ve eldivenler; kadife, keten, atlas, saten cinsi kumaşlar üzerine kasnak işleme tekniklerinden Türk işi, sim sırma, hesap işi, çin iğnesi, tel kırma, sarma gibi tekniklerde bohça, peşkir, uçkur, yastık ve yatak takımları vardır. Selçuklu ve Osmanlı dönemine ait değişik boyutlarda madenî anahtar ve kilit örnekleri, mutfak kaplarından bakır ve pirinç malzemelerden döğme tekniğinde yapılmış kazanlar, tencereler, tas, sini, lenger, ibrik ve şifa tasları, cam ve porselen kaplar; gümüş ve pirinçten şamdanlar, buhurdanlar; ahşap ve madenî malzemelerden değirmenler, kahve tavaları, dibekler, kahve kutuları, fincan ve fincan zarflarından oluşan kahve takımları sergilenmektedir. Koka, kehribar, akik, oltu taşı, sedef, fildişi gibi malzemelerden yapılmış zengin tesbih koleksiyonu ile tütün içiminde kullanılan ağızlıklar, lüleler, tabakalar ve tütün keseleri teşhir edilmektedir. Osmanlı dönemi hat sanatı örnekleri, Kur’ân-ı Kerîm ve diğer elyazmaları; hat sanatında kullanılan malzemelerden mühreler, divitler, kağıt makasları, kalemtraş ve maktalar, yazı çekmeceleri, sedef kakmalı rahleler, konsol ve aynalar, Osmanlı dönemi ateşli silahlarından çakmaklı ve kapsüllü tabanca ve tüfekler, barutluklar, ateşsiz silahlardan kılıç, kama, hançer, yay, ok, sadak örnekler, Teşhir salonu alt katında bulunan halı bölümünde özellikle Selçuklu Dönemi'ne ait nadir halı parçaları ile birlikte Osmanlı ve Cumhuriyet devrine ait Konya bölgesi başta olmak üzere Anadolu’nun değişik halı merkezlerinde dokunmuş örnekler, bunlar arasında Anadolu’nun en eski ahşap direkli câmilerinden Beyşehir Eşrefoğlu Câmii’nde bulunan karakteristik Selçuklu halıları, Konya Alâeddin Câmii, Selimiye Câmii ve Konya Mevlâna Dergâhı’nda bulunan halılar ve Konya bölgesinden Karapınar, Sille, Ladik, Küçükmuhsine, Kavak, Karaman, Derbent halıları ile Uşak, Kula, Gördes, Mucur, Bergama gibi önemli halı merkezlerinin örnekleri müze ziyaretçileri için gözler önüne serilmiştir.

6-17

İNCE MİNARE TAŞ ESERLER MÜZESİ

İnce Minareli Medrese, adını kuzey-doğu köşesindeki minaresinden alır. Selçuklu Sultanı II. İzzeddin Keykâvus Devrinde Vezir Sâhib Atâ Fahreddin Ali tarafından, hadis ilmi okutulmak için 1264 yılında yaptırılmıştır. Yapının mimarı Keluk bin Abdullah’tır. Doğusunda yer alan taç kapı, Selçuklu Devri taş işçiliğinin en güzel ve nadîde örnekleri arasına girmeye hak kazanmıştır. İnce Minareli Medrese XIX. yüzyılın sonuna kadar faaliyetini sürdürmüş, 1876-1899 yıllarında ise yenileme çalışmaları yapılmıştır.  Cumhuriyet Devrinde 1936 yılında başlayan çeşitli onarım çalışmalarından sonra, 1956 yılında “Taş ve Ahşap Eserler Müzesi” olarak hizmete açılmıştır. Medresenin hat sanatının önemli örnekleri olarak kabul edilen yazıları büyük önem taşımaktadır. Taçkapısı, yazının yoğun olarak uygulandığı ender tasarımlardan biri olarak kabul edilir. Taçkapının ortasındaki düğümlü kitâbe bordüründe, sülüs ile Fatiha ve Yâsin sureleri yazılıdır. Medreseye adını veren minare, bitişiğindeki mescide aittir. 1901 yılında düşen bir yıldırım sonucunda, minarenin birinci şerefeye kadar olan bölümü ve medresenin kuzeydoğu köşesine dıştan eklemlenmiş mescidinin kubbesi yıkılmıştır.

7-16

İZZET KOYUNOĞLU ŞEHİR MÜZESİ

İzzet Koyunoğlu Şehir Müzesi, Konya'nın köklü ailelerinden A.R.İzzet Koyunoğlu tarafından kurulmuştur. A.İzzet Koyunoğlu 1913 yılından itibaren eski ve tipik bir Konya evinde eser toplamaya başlamış olup, Konya ve çevresinden derlenen arkeolojik eserler, kitaplar, etnoğrafik eserler ve tabiat tarihi objeler müzenin başlıca eserleri arasında yer alır. A.R.İzzet Koyunoğlu kişisel çabaları ile kurduğu müzeyi 1973 yılında Konya Belediyesi'ne bağışlamıştır. A. R. İzzet Koyunoğlu'nun evi koruma altına alınarak, çevresi kamulaştırılmış ve bugünkü modern binası yapılmıştır. Müze yeniden düzenlenerek 1984 yılında Konya Büyükşehir Belediyesi A. R. İzzet Koyunoğlu Müze ve Kütüphanesi ismi ile ikinci kez ziyarete açıldı.

8-11

KARATAY MEDRESESİ

Karatay Medresesi, II. İzzeddin Keykavus zamanında, 1250-1251 yıllarında yapılmıştır. Eyvanın solundaki kubbeli hücre Celaleddin Karatay'ın türbesi olduğundan ve Celalettin Karatay Vakfiyesine kayıtlı olduğundan dolayı, Celalettin Karatay tarafından yaptırıldığı tahmin ediliyor. Mimarının da kim olduğu bilinmemektedir. Osmanlı devrinde de kullanılan Karatay Medresesi, 19. yüzyılın sonlarında terk edildi. Medrese, Selçuklular devrinde hadis ve tefsir ilimleri okutulmak amacıyla "Kapalı Medrese" tipinde Sille taşından inşa edildi. Anadolu Selçuklu devri çini işçiliğinde öneme sahip olan Karatay Medresesi, 1955 yılında "Çini Eserler Müzesi" olarak ziyaretçilerine kapılarını açmıştır.

9-15

KONYA İL EĞİTİM TARİHİ MÜZESİ

Millî, manevi ve kültürel değerleri benimseyen, koruyan ve geliştiren; sanat eserleri, müze ve anıtlar gibi millî değerleri tanıyan bireylerin yetişmesi amacıyla Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Genel Müdürlüğü koordinesinde yürütülen çalışmalarla her ilde bir “Eğitim Tarihi Müzesi"nin açılışı gerçekleşmiştir. Konya genelinde eğitim tarihi açısından arşiv değeri taşıyan evrak, doküman, yayın, kitap, dergi, rehber, broşür, katalog, fotoğraf, video film, film şeridi, dia, eğitim araç ve gereçleri, özellikle geçmiş yıllara ait ders kitapları ve eğitim materyalleri ile objeler Konya İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından belirlenen okul ve kurumlardan toplanmış ve Konya İl Eğitim Tarihi Müzesinde koruma altına alınmıştır.

10-14

SAHİP ATA VAKIF MÜZESİ

Anadolu Selçuklu Devleti vezirlerinden Sâhib Atâ Fahreddin Ali tarafından 1277 yılında yaptırılan külliyenin mimarı Keluk b. Abdullah’tır. Giriş kapısını çevreleyen pervazın üzerinde Besmele ve Fâtiha suresi yazılıdır. İçinde Fahreddin Ali, eşi ve çocuklarının kabirleri bulunan türbe de câminin mihrap duvarına bitişik inşâ edilmiştir. Külliyenin hânkâh (dergâh) kısmı Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından Sâhib Atâ Vakıf Müzesi olarak düzenlenmiş ve ziyarete açılmıştır.

11-18

KONYASPOR MÜZESİ

Konyaspor Müzesi’nde, 1922 yılından bu yana Konyaspor’un yaşadığı gelişimine; fotoğraflar, şiltler ve kazanılan kupalarla tarihe tanıklık edilmektedir. Türkiye Kupası ve Süper Kupa’nın yanı sıra müzede özellikle 1923 ve sonrasında peş peşe 4 yıl boyunca alınan “Mıntıka Birincilikleri Mükâfatları” halkın ziyaretine açılmıştır.

15-8

TANTAVİ AMBARI

Demiryolunun 1896 yılında Konya’ya ulaşmasıyla istasyon çevresinde ihtiyaç duyulan yapı gruplarından birisi de ihraç ya da ithal edilen malların depolandığı ambarlardır. Tantavi Ambarı Mısır’ın Tanta şehrinde Kur’an tahsili gören Nazilli müftüsünün oğlu Hafız Ragıp Efendi tarafından 1903 tarihinde inşa ettirilmiştir. Tarihi yapı, sanat galerisi olarak işlevlendirilmiş ve atıl durumdaki yapı kent yaşantısına kazandırılmıştır.

16-5

AYA ELENİ KİLİSESİ MÜZESİ

İsa’nın doğumundan 327 sene sonra Bizans imparatoru Costantin’in annesi Helana bir gün hac için Kudüs'e giderken Konya’ya uğramıştır. Buradaki ilk Hıristiyanlık çağlarına ait oyma mabetler görüp Hıristiyanlara Sille'de bir mabet yaptırmaya karar vermiştir. Kilise asırlar boyunca onarımlar görerek günümüze kadar yerini korumuştur. Kilisenin iç kapısının üstünde Yunan harfleriyle yazılmış Türkçe bir tamir kitabesi kilisenin tarihi hakkında bilgi vermektedir. Bu kitabe 1833 tarihlidir. Aynı kitabenin üzerinde ise kilisenin 4. Tamiratını Sultan Abdülmecit döneminde gördüğünü belirten üç satırlık bir kitabe daha yer almaktadır.

KONYANÜMA PANAROMA

Konyanüma Panaroma, Türkiye'nin en büyük üç panoramik müzesinden birisidir. Müze, 13. yüzyıl Konya'sının sosyal yaşamını ve Mevlevi kültürünü barındırır. Geleneksel Türk İslam sanatına uygun olarak inşa edilen bu kompleks, Mevlâna Celaleddin Rumi'nin hayatını anlatan yağlı boya tabloları ve dünyadaki Mevlevi evleri örneklerinin maketlerle sergilendiği açık hava müzesi ile ziyaretçileri, 13. yüzyıla adeta ışınlıyor.

İSTİKLAL HARBİ ŞEHİTLİK ABİDESİ

Kurtuluş ve Çanakkale Zaferi’nin yaşandığı dönemde Anadolu’da yaşananları minyatürler ile anlatmaya çalışan müzedeki görseller oldukça zengin ve dikkat çekecek şekilde tasarlanmıştır. Vatan için yapılan bu önemli savaşlarda hayatını kaybedenlerin anısını yaşatmak ve gelecek nesillere örnek olmasını sağlamak amacıyla yapılan abide, Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından gerçekleştirilmiş olup, 2008 yılından beri aktif şekilde ziyaretçi kabul etmektedir.

12-15

OLİMPİYAT VE FAİR PLAY MÜZESİ

Olimpiyat Parkı'nda, Türkiye'nin ilk Fair Play Müzesi, Konya’da Karatay Belediyesi tarafından oluşturulmuştur. Müzede olimpiyatla ilgili birçok şeyin bulunup, parktaki havuzlar olimpiyat halkaları şeklinde dizayn edilmiştir. Parkta mini futbol sahası, basketbol sahası, cimnastik aletleri, geçici aktivite alanı, farklı bahçe kültürü dizaynlarını yansıtan Osmanlı Bahçesi, Japon Bahçesi, Batı Bahçesi, go-kart pisti ve otopark bulunmaktadır. Fiziki altyapısı tamamlanan müzede, güreş, halter, okçuluk, judo ve atletizm branşlarında, olimpiyatlarda madalya kazanmış ve fair-play ödülü almış sporcuların fotoğrafları ile başarı öykülerinin yer aldığı kürsüler sergilenmektedir.

GAZEZLER KÜLTÜR KONAĞI

Gazezler Kültür Konağı, Meram’da kültürel ve sanatsal etkinliklerin yapılabileceği önemli bir mekân olarak halka hizmet vermektedir.

SIRÇALI MEDRESE MÜZESİ

Sırçalı Medrese, 1242 yılında Bedreddin Muslih tarafından fıkıh ilmi okutulmak amacıyla yaptırılmıştır. Sırçalı Medrese çinileri, çini sanatı bakımından önemli bir yer tutmaktadır.

13-12

ATATÜRK EVİ MÜZESİ

Tasarruf ve dönüşüm şart! Tasarruf ve dönüşüm şart!

1923 yılında hazine adına tescil edilen ev, Vali Konağı olarak kullanılmış, Atatürk'ün Konya'ya gelişlerinde de kendisine tahsis edilmiştir. 1927 yılında hazineden Konya Belediyesi'nce satın alınan ev,1928 yılında Konyalıların Atatürk'e şükranlarının bir ifadesi olarak Atatürk adına tescil edilmiş ve tapusuna "Reisicumhur Gazi Mustafa Kemal Paşa'ya Konyalıların hediyesidir" kaydı konulmuştur. 1940 yılında Konya Özel İdaresi'nce sembolik bir bedel karşılığında satın alınan ev, tekrar Vali Konağı haline getirilmiş ve 1963 yılına kadar Vali Konağı olarak kullanılmıştır. 1963 yılında bina Milli Eğitim Bakanlığı'na devredilerek onarılmış ve bir yıl sonra 17 Aralık 1964 tarihinde "Atatürk Evi-Kültür Müzesi" adıyla ziyarete açılmıştır. Atatürk Müzesi, Atatürk'ün doğumunun 100.yılında İl Kutlama Komitesi Başkanlığı'nın talepleri üzerine, Kültür ve Turizm Bakanlığı Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü'nce restore edilerek, sergileme ve düzenlemesi de yeniden yapılmış ve 17 Nisan 1982 tarihinde "Atatürk Müzesi" olarak ziyarete açılmıştır. Müzenin düzenlenmesinde, yapının ev olarak kullanılma özelliği göz önünde tutulmuş olup, bu nedenle mimari özelliğini bozacak bir değişikliğe gidilmemiştir. Müzede, Kurtuluş Savaşı'nda Konya ve Konyalının yeri belge ve fotoğraflarla anlatılmaya çalışılmıştır. Müzenin alt ve üst salonlarındaki sergilemede pano ve vitrinle bütünlük sağlanmaya çalışılmış, zemin katta Cumhuriyet öncesine ait belge ve fotoğraflarla Atatürk'ün Konya ziyaretleri anlatılmıştır. Panolarda, Atatürk'ün Konya'ya gelişlerini, şehirde yaptığı ziyaretleri, bu evde tuttuğu günlük notları gösteren belgeler, fotoğraflar ve gazete kupürleri sergilenmektedir. Vitrinlerde ise Atatürk'e ait bazı elbiseler ile bu evde kullandığı muhtelif eşyalar sergilenmektedir.

14-16

ABDULLAH BAŞYEMENİCİ

Editör: Birkan Bakay