Bu Cuma bir işim için Silifke’ye gittim.

İki günlük vaktimin çoğunu köyüm Yeşilovacık’ta geçirdim. Tabi köy mü yoksa şehir mi belli değil.

Sanki kendi haline büyüyor. Gelişme emaresi yok.

Elbette bir imar var ama yeni kurulan bir kentin hazırlığı ortada gözükmüyor.

Depremden sonra yapılan düzenli mahallelere bakınca buranın daha düzenli bir gelişim içinde olması gerekirken binalar var yol, su, kanalizasyon yapımı henüz hissedilmiyor. Su ve kanalizasyon konusunda çalışmalar var ama sanki yama şeklinde gibi.

Bir bütün olarak planlanmış projelendirilmiş de uygulanıyor havası hiç yok.

Bu büyümenin tetikleyicisi nükleer santral ama beklenen gelişmelere göre uyumlu bir şehirleşme yok.

Çünkü bu gelişme öngörülerek hazırlık yapılmadı.

Burada seçilmiş ve atanmış olarak hiç kimsenin bahanesi yok.

Hükümet AK Parti, Yerel Yönetimler CHP… Daha önce yerelde Silifke Belediyesi cumhur ittifakının yönetimindeydi.

İktidar veya muhalefet bahane üretmekten ileri gitmiyorlar.

Seçilmişler ve atanmışlar da olayın bütününü dikkate alarak yönetmekten yoksun. Yapılanlar var ama bölgenin potansiyelinin gelişmesine göre hak ettiği şekilde bir uygulama yok.

Oysa Silifke Kız Kalesi’nden Aydıncık’a kadar muhteşem koylar, mavi denizleri  ile muhteşem alanları var. Bütünsel bir planlama olmadığı için şehirleri taciz eden, köyleri yokluğa iten bir limanlarla ve diğer yatırımlarla büyümeye çalışıyor.

Estetikten, insana değer vermekten, doğayı ve kültürü koruyarak gelişmekten çok uzak bir büyüme.

Vahşi kapitalizmin, gücün ben yaptım oldu zihniyeti ile yapılan yatırımlar kendini yaşamın her alanında hissettiriyor.

Yatırımlara kimse karşı çıkamaz yeter ki insanı yüceltsin, insanlığa hizmet etsin onun yaşam alanını korusun, bölgenin tarihi kültürüne katkı yapsın.

Vahşi kapitalizmin güçlü maşaları bölgenin insanına iş veriyoruz diyerek insanların bu ihtiyacını üstelik emekleri ile katkı yaptıkları halde, onları bu düzensiz büyümelerini örtmek için kalkan olarak kullanıyorlar.

Yatırımlar yapılırken daha proje halinde yatırımların ihtiyacı olan insan kaynaklarını belirleyip bölge gençliğini bu talebe göre yetiştirip yönlendirip, buralarda kalifiye işlerde istihdam edebilecek iken gerek yerel yöneticiler,  meslek odaları gerekse seçilmiş ve atanmış yetkililerin pasifliği nedeniyle şimdi gençler kalifiye olmayan işlerde düşük maaşla işe yerleşmeye çalışmaktalar. Elbette kalifiye çalışan da var ama potansiyele göre çok düşük.

Yani öngörerek yönetme kapasitesi düşük yöneticiler dünya çapında bir yatırım hızla devam ederken, yeterli ve kaliteli katma değer ile bölge sakinlerinin de gelirinin artırmasının önünde engel olmuşlardır.

Benim fikrim bölgenin havza yönetimi biçiminde ele alınması. Hala büyük bir şans var.

Ekonomik büyüme toplumsal gelişmeye dönüşebilir.

Bölgenin gelişmesi, iş ve iş gücü kaynakları içinde barındırdığı fırsatlar bir bütün olarak ele alınması lazım.

Üstelik planı değerlendirirken Silifke Bölgesi olarak olaya bakmamak lazım… Sadece liman, nükleer , çimento ve turizm olarak da değerlendirmemek lazım.

Bence Konya, Karaman Silifke endüstriyel, turizm, tarım fuarcılık, uluslararası ticaret bölgesi olarak planlamak lazım. Özellikle deniz olması dolayısıyla iki bölge bir birinin tamamlayıcısı konumundadır.

Hatta bana göre Konya Silifke hattı ekonomisi bir birine daha çok bağımlı ve bir birlerine ihtiyaçları var.

Silifke sanayi odası bu konuda bir girişim yapmış mıdır?

Konya sanayi ve ticaret odaları bunu dikkate almış mıdır?

Bu konuda bir girişim var mıdır?

Görünen ele avuca gelir bir plan yok. Olsaydı somut bir proje olurdu.

Bence Silifke, Konya ve Karaman Sanayi Odaları bu konuda ortak projeler geliştirmeli.

Marmara Orta Anadolu sanayi dönüşümü konulu çalışmada konu biraz bahsedilmiş.

KOSAM adlı stratejik araştırma merkezi bölge sanayisi ile ilgili bir çalışma yapmış.

Bence çok daha etkili ve kapsamlı çalışmalar yapılabilir.

Bölge sanayi, ticaret, turizm ve tarım destinasyonu olarak planlanmalı.

Bu projenin Katma değeri çok güçlü olacaktır.

Bir bölgede büyüme gelişi güzel oluyorsa orada Sanayi ve ticaret odaları ekonominin en güçlü tarafları olarak bu büyümeye yeterli duyarlılığı göstermiyordur.

Ekonominin en güçlü temsilcisi bu odalar doğru katılımı yapmazlarsa bölgede gelişi güzel Pay hatları oluşur. Ekonomide pay hatları yoğun işliyorsa ekonomi ve sosyal fay hatlarının kırılması normaldir.

Bugün belki de istenen ekonomi ve toplumsal gelişme yaşanamıyorsa adalet ayaklar altında ise, vicdan işlemiyorsa gelir dağılımı bozuksa Pay hatlarının,  Siyasi enerjiyi kullanarak, ekonomi ve sosyal Fay hatları hatta kültürel depremlerin üzerinde aşırı baskısından kaynaklanmaktadır.

Silifke limanlarını, turizmini İç Anadolu’nun dinamizmi ile beraber planlamalıdır.

Silifke başta 23 Akdeniz ülkesi olmak üzere bütün dünya ticareti için bölge ekonomisinin çıkış kapısıdır.

Yeşilovacık Silifke yolculuğumda limanları izlerken başıboş büyümenin bölgeye neden gerekli katkıyı yapamadığını düşündüm.

Silifke sahilleri bozulmaya devam ederken Büyük ANGUS inek gemilerinin kokusunu çekerek neden bu hale geldik diye aklımdan geçirdim.

Yeşilovacık’ta sahilde demli bir çayla eşimle beraber kahvaltı yaparken serin bahar havasının zevkini bu düşünceler içinde çıkarmaya çalıştık.

Hala yapılabilecek çok şey var olduğuna inanıyorum. Yapılabilir , kolay sadece samimiyet, açıklık ve gayret lazım.  Pay hatlarını düşünmeden …

Öncelikle Memleket elden gitmiş,  buradan adam olmaz diyen boşboğaz konuşanlardan uzak duracağız. Hiçbir fikri yok, paylaşacağı projesi yok memleket elden gitti diyerek memleketi bitirecek insanların değirmenine su taşıyan insanların düşünce ve fikirlerinden uzak kalacağız.

Yapabileceklerimizi hayal edecek, düşüneceğiz….

Yapılabilecek çok iş var….