Sanayici eleman arıyormuş gibi görünür ama aslında aramıyordur. Çünkü onun istediği nitelikli, işi bilen elemandır. Aradığı nitelikteki elemanı bulamayacağını bilir. Buna rağmen, 'ben eleman çalıştıracağım ama bulamıyorum' diyebilmek için kendisini işçi arıyormuş gibi gösterir.
Çünkü Konya şartları bunu gerektirir!
Adam işsizdir. Birileri her şeye rağmen kapılarını açar. 'Gel hem burada ekmeğini kazan, hem de işi öğren' der. Bu defa işçinin çıtası yükselir, gözü daha yükseklere bakar. İşçi, 'neden seninle çalışayım? Bana hangi şartları sağlayacaksın? Neden ötekini değil de seni tercih edeyim' der. Kendisine sunulan işi beğenmez, hor görür. Halbuki işsizdir, bir niteliği de yoktur. Ama kendi konumunu görmez. Talep edilen olduğu için burnu havadadır.
Çünkü Konya şartları bunu gerektirir!
İşçi ile işveren arasındaki mutabakat sağlanmış ve bir istihdam alanı oluşturulmuşsa bu defa maddi kaygılar ve çıkarlar devreye girer. İş veren en az maliyetle işçisini çalıştırmanın derdindeyken, işçi de yaptığı işe bakıp daha fazlasını hak ettiğini düşünür. Çıkar çatışmaların sorun doğurur ama bir netice alınamaz.
Çünkü Konya şartları bunu gerektirir!
Ev kiraları alır başını gider. Neden bu kadar yükselir, kira bedellerini kim neye göre belirler bilinmez. Bosna Hersek Mahallesi öğrenci mahallesidir. Bu bölgedeki ev kiralarında çifte standart uygulanır. Şayet evi kiralayacak olan öğrenciyse, kira bedeli evde kalacak kişiye göre belirlenir. Öğrenciden alınan kira bedeli, aileden alınan kira bedelinin neredeyse iki mislindedir. Ama buna kimse itiraz etmez.
Çünkü Konya şartları bunu gerektirir!
Lafa gelince mangalda kül bırakılmaz. Eğitimde Konya'nın bir marka olduğu iddia edilir. Eğitim altyapısının çok iyi olduğu söylenir durulur. Halbuki birçok bölgede sınıflar 60 kişiliktir. Tabelası ve öğrencisi olduğu halde binası olmayan eğitim kurumları bile vardır.
Çünkü Konya şartları bunu gerektirir!
Toplu ulaşımdaki sorunların ardı arkası kesilmez. Her ne kadar modernize etmeye çalışılsa da bu ancak şekilcilikten ibarettir. Altyapıdaki sorunların önüne geçilemez. Elektrik kesilir tramvay durur. Elektrik kesilmese bile, elektriğin gücünde bir düşüş yaşanmıştır, tramvaylar yine durur. Sonrasında toplu ulaşım içinden çıkılmaz bir hal alır. Neredeyse koca bir günün tamamında ulaşım rezil hale gelir. Vatandaş yollarda kalır. Evine, işine gidebilmek için yeri gelir otostop çekmek durumunda kalır. Sokaklarda sahipsiz bir şekilde gezer. Naçardır...
Çünkü Konya şartları bunu gerektirir!
Şehirler büyür ve gelişir. Büyüme ve gelişme beraberinde değişimi de getirir. Bu değişim sürecinin bir görünen mimarları vardır. Bir de arka planda olup, kendilerini hissettirmeyen büyük hissedarlar vardır. O büyük hissedarlar, hangi bölgede ne tür yatırımların yapılacağını birkaç yıl öncesinden kestirir. Veya birileri onların kulağına fısıldar ve burada yatırım yapabileceklerini ifade eder. Eski Kunduracılar, Tekstil Pazarı veya Eski Sanayi bölgesinde olduğu gibi şehrin göze batan ancak 10 sene sonrasında 'buraları eskiden harabeydi' denilecek olan yerlerinde birilerinin el altından imzası bulunur. Rantiye devreye girmiştir. Rantçılar çoktan gelişmesi muhtemel bölgelere paralarını gömmüşler ve filizlenmesini beklemektedirler.
Çünkü Konya şartları bunu gerektirir!
Konya güya maneviyat şehridir. Hoşgörü ikliminin merkezidir. Burada gayri ahlaki hiçbir şey yaşanmaz. Teşebbüs edenlere de fırsat verilmez. Ahlaksızlık bu memlekete uğramaz. Ama Konya sokaklarında, şehrin işlek caddelerinde hayat kadınlarının kartvizitleri her adımda sizi karşılar. Bununla da yetinmezler, yolda ilerlerken kendilerini arabanızın önüne atarlar. O kadar müteşebbis bir yapıya sahiptirler. Fakat bu gerçeği emniyet ve güvenlik şehri, huzur şehri Konya'nın yöneticileri görmez ya da görmezden gelir.
Çünkü Konya şartları bunu gerektirir!
Konya'nın nev-i şahsına münhasır şartlarını kim belirler, nasıl belirler, niye belirler, kimse bilmez. Konya şartlarını Konya şartları yapan şey nedir sorgulanmaz. Aslında Konya şartları değil de Konyalının şartları bunlar olsa gerektir. Ve bu yazı birilerinin sinir katsayılarını hoplatacak, ileri geri, lüzumlu lüzumsuz konuştuğum söylenecektir. Ama kimse kusura bakmasın ki:
Konya şartları bunu gerektiriyor...
Mesnevi'den:
Din ehlini, kin ehlinden ayırt et; Hak'la oturanı ara, onunla otur!