Televizyon bağımlılığı ciddi bir rahatsızlık…

Eyvallah…

Maalesef televizyon kanallarının programları, dizileri, oturumları, konuştuğunu zanneden, ama gerçekte anıranları da bir o kadar rahatsız!

Akşamları eve girince, yemek faslı da bitince, ister istemez tek eğlencemiz olan televizyon karşısına geçiyor, elimizdeki zap aleti ile kanal kanal dolaşıyoruz…

Kendimize uygun bir kanalı bulduktan sonra da, o kanala sabitleniyoruz…

Bu eylemi 7’den 70’e hepimiz yapıyoruz…

Zaman zaman da kumanda aletinin kavgası bile oluyor evlerimizde…

Daha çok evde lafının üstüne laf istemeyenler, bu kumanda dalaşına son noktayı koyuyorlar…

Dolayısıyla da evdeki “ağa”nın hangi program hoşuna gidiyorsa, orada sabitleniyoruz.

xxx

Ülkemizde o kadar çok televizyon kanalı var ki, neyi izleyeceğinizi şaşırıyorsunuz…

3-4 belgesel ve 1-2 spor kanalının dışında kalanların, hemen hemen hepsinde bas bas bağıran yorumcular var…

Kimi siyasetçi, kimi gazeteci, kimi televizyoncu, kimi akademisyen, kimi topçu, kimi popçu…

Kimisi iktidarı, kimisi de muhalefeti savunuyor…

Kimisi Fenerbahçe’yi, kimisi Galatasaray’ı…

Ama ne savunma…

Resmen anırıyorlar…

Rahmetli Ahmet Özdemir’e, namı diğer “Kör Ahmet”e ismi lazım değil, bir sanatçı ile ilgili bir soru yöneltmiştim, “Ahmet amca Ş….. nasıl bir sanatçı, nasıl okuyor” diye sormuştum…

Üç kelime, evet sadece üç kelime ile özetlemişti…

“Okumuyor, eşek gibi anırıyor” diyerek orada bulunanları epeyce güldürmüştü…

Ahmet Özdemir’in dediği gibi, televizyonlar yapılan açık oturumlar, çok şey bildiğini sanan, ancak “anırmak”tan başka bir şey bilmeyenlerle dolu!

İktidarı savununlar muhalefeti savunanlara, muhalefeti savunanlar da iktidarı savunanlara avazı çıktığı kadar bağırıyor, çığırıyor…

Bizler de aval aval onların ağızlarını bakıyoruz…

Acaba, hayat pahalılığı konusunda bir şeyler diyecekler mi, ev kiralarını düşürecekler mi,  doğalgaz, yakıt, çarşı pazar konusuna değinecekler mi diye beklerken, durmaksızın birbirlerine çemkiriyorlar…

Birde dış güçler meselesi var…

Ülkenin başına ne geldiyse bu dış güçlerin getirdiğine inanmamızı istiyorlar…

Bu dış güçler meselesine kafam çok basmıyor, ama olabilir mi diye de düşünmüyor  değilim…

Valla benim derdim hayat pahalılığı…

Ne yapacağımızı bilemiyoruz…

Televizyonlardaki oturumcu abiler, siyasetçiler, bilim adamları, çarşı-pazardan bir haber olan gazeteciler, bu hayat pahalılığı konusunda sadece kem küm ediyorlar, hepsi o!

Somut bir fikir beyan etmiyorlar ya da edemiyorlar…

Bütün bu olumsuzluklardan sorumlu değiller, sanırsınız ki bütün kabahat vatandaşta, yani bizlerde!

Ne yapacağımızı da şaşırmış durumdayız...

Hangi kanalı açarsan aç, manzara aynı…

Abidik gübüdük bir sürü adam, ahkam kesiyor!

Hem de hiç alakaları olmadığı konularda.

xxx

Bir de ipe sapa gelmez diziler var…

Rezil mi rezil!

Ahlaka aykırı, edepsiz, özellikle çocukların izlememesi gereken, sözüm ona bir sürü dizi…

Ailecek oturup izleyebileceğin dizi hemen hemen yok gibi…

Örnek verecek olursam; Şener Şen ile Türkan Şoray’ın oynadığı “İkinci Bahar” gibi, Mehmet Aslantuğ ile Özgü Namal’ın oynadığı “Hanımın Çiftliği” gibi, “Bizimkiler” gibi, yapıtlar yok…

Hoş, ben belgeselciyim…

Özellikle TRT’nin tek izlenecek kanalı, TRT belgesele zamanım oldukça sabitleniyorum…

Bazen ajitasyon yapsalar da, keyifle izlenecek kanal…

Mesela İz tv var…

Harika belgeseller çekiyorlar…

Yabancı belgeselleri saymıyorum.

xxx

Konumuzu dağıtmayalım…

Bu açık oturumlar noktasında, muktedirlerin, yani RTÜK üyelerinin bir yaptırımı söz konusu olabilir mi?

Ama, adaletli bir şekilde…

Çok afedersiniz ama, seçim tarihi yaklaştıkça, bu anıranlar iyice b….nu çıkardılar…

Tabii ki spor yorumcularını da görmemezlikten gelemeyiz…

Özellikle bir kanal var ki, evlerden ırak!

Anırmaktan dolayı reyting aldıklarını ya da çok izlendiklerini sanıyorlar…

Gündüz kuşağında ise kadın programları…

Özetlersem; bu televizyonlardaki gürültü kirliliği için,  Radyo Televizyon Üst Kurulu’nu göreve davet ediyorum…

Bu anlamda milyon kereler şikayet aldığınızı tahmin ediyorum, ama kılınızı kıpırdatın artık…

RTÜK üyesi abiler, biliyorum ki sizlerin de çoluk çocuğunuz var, kendiniz için olmasa bile çocuklarınız için bir şeyler yapın…

Konuştuğunu zanneden anıranlara bir yaptırım uygulayamaz mısınız?

Lütfen…

Yanlış anlaşılmasın; benim sözlerim adabıyla konuşanlara değil.