Hepimiz zor anlarda birine danışma, farklı bir bakış açısı duyma ihtiyacı hissederiz. Fakat bazı insanlar için hemen her kararın arkasında başka birine danışma ve onay alma davranışı gözlenir. Bu, yalnızca o anki yaşanan süreçle sınırlı kalmayıp adeta bir yaşam biçimi haline gelir. Bu durum ise psikolojide bağımlı kişilik yapısının habercisi olabilir.

Peki bağımlı kişilik nedir?

Bağımlı kişilik, bireyin kendi başına karar almakta zorlandığı, sürekli olarak başka birine güvenme ihtiyacı duyduğu ve bağımsızlık konusunda ciddi zorluklar yaşadığı bir kişilik yapısıdır. Tek başına kaldığında çaresiz ve yetersiz hisseden birey, sosyal ilişkilerinde ise “Eğer bana ihtiyaç duyulmazsa , kendi varlığımı devam ettiremem” kalıbı içerisinde sıkışabilir. Bu düşünce, haddinden fazla verme eğilimini de beraberinde getirir.Böyle bir durumda , ilişkilerde alma verme dengesi bozulabilir.Birine bağlı olmadan hareket etmek ya da karar almak, bu kişiler için oldukça korkutucudur.

Bağımlı kişilik nasıl gelişir?

Bağımlı kişilik yapısının gelişiminde erken çocukluk dönemi önemli bir yere sahiptir. Bu dönemde bakım veren kişilerin aşırı koruyucu davranması, bireyin bağımsızlık gelişimini engelleyebilir. İnsan, doğduğu andan itibaren belirli gelişim aşamalarından geçer. Bir bebek hayatta kalabilmek için bakım verene ihtiyaç duyarken, yaş ilerledikçe bu bağımlılık yavaş yavaş azalır.

Kendi ihtiyaçlarını karşılamak, özerklik geliştirmek ve hata yaparak öğrenmek bireyin bağımsızlık sürecinin doğal parçalarıdır. Ancak aşırı koruyucu ebeveynler, çocuğun bu davranışları sergilemesine engel olabilir veya müdahalelerle çocuğun bu davranışları göstermesine fırsat tanımama yolunda davranışlar sergiler. Bu durum, bireye “Sen tek başına bir şey yapamazsın, dışarıdan desteğe ihtiyacın var ” mesajını verir.

Dolayısıyla birey yetişkinlik dönemine geldiğinde, karar alırken sürekli risk almama ve hata yapmamak için kaçınma eğilimi geliştirebilir. Bu da bireyin başkalarına aşırı bağımlı hale gelmesine yol açar.

Burada sosyal öğrenme ve mizaç etkisinin de olduğunu belirtmek gerekir.

Bağımlı kişiliğin belirtileri

Bağımlı kişilik yapısının belirtileri arasında şunlar yer alır:

• Karar almakta zorlanma ve başkalarına sürekli danışma ihtiyacı,

• Yalnız kaldığında yoğun bir kaygı veya boşluk hissi yaşama,

• Kendini yetersiz ve değersiz hissetme eğilimi,

• Eleştiriye karşı aşırı duyarlılık ve çatışmalardan kaçınma.

Bağımlı kişilik yapısının gündelik hayata etkileri

Bağımlı kişiliğe sahip bireyler için bağımsız bir yaşam sürmek oldukça zor ve sarsıcıdır. Kaygı ve korku, bu bireylerin hayatındaki merkez duygulardır.

Bu durum, hayatın tüm alanında  inisiyatif almayı zorlaştırabilir.Romantik ilişkiler kısmında ise birey, ayrılma sürecini yönetemeyeceği korkusuyla zarar verici ilişkilere katlanmaya devam edebilir. Bu süreç, bireyin kendine olan güvenini ve özsaygısını zamanla zedeleyerek yaşam kalitesini olumsuz etkiler.

Bağımlı kişilikten bağımsızlığın ilanı

Bağımlı bir kişilik yapısına sahipseniz, bunu törpülemenin meşakkatli bir yol olduğunu kabul etmek önemlidir. Ancak bu durumun üstesinden gelmenin mümkün olduğu gerçeği unutulmamalıdır.

Bu süreçte profesyonel bir destek almak, bağımlı düşünce kalıplarınızı fark etmenize ve sağlıklı bir bağımsızlık geliştirme sürecine girmenize yardımcı olur. Özellikle Bilişsel Davranışçı Terapi yöntemi, bağımlı düşüncelerinizi ve otomatik düşünce kalıplarınızı fark etmenizi sağlar. Bu kalıpları değiştirerek, yerlerine daha sağlıklı ve bağımsız düşünce alternatifleri geliştirilebilir.

Burada en önemli adım, kendi ihtiyaç ve isteklerinizi keşfetmektir. Bunu keşfettikten sonra, bunlara yönelik adımlar atmak kendi ayakları üzerinde duran bir birey olma yolunda size destek olur. Ayrıca, bağımlılıktan arınmış bir birey, ilişkilerini bağlılık çerçevesinde, daha sağlıklı bir şekilde yürütebilir.Kişinin gerçekçi bir şekilde yapabileceği , yetkin olduğu alanları bilmesi kıymetlidir.

Son olarak bağımlı kişilik yapısı, özgürleşme yolunda bir engel gibi görünebilir. Ancak doğru destekle bu engel aşılabilir. Kişinin kendi gücünü keşfetmesi ve yapabilecekleri ile yapamayacaklarının farkında olması, içsel bağımsızlığı kazanması için büyük bir adımdır.

Birbirimize bağlı olduğumuz, ancak bağımlı olmadığımız bir hayat dileğiyle…