Her büyüğün mutlaka bir büyüğü vardır.

Allah, milyonlarca yıl önce dünyayı yarattığında dünyanın işleyiş sistemini de kurmuş. Kimileri emir vererek işlerin yürümesini sağlarken kimileride verilen emirleri yerine getirerek işlerin yürümesini sağlıyorlar. Kaderin bize çizmiş olduğu rolü en iyi şekilde oynama çabasındayız. 

Bazen zengin oluruz hayatta, bazen fakir. Bazen herkese emirler yağdıran bir amir oluruz, bazen de herkesin tokat vurduğu bir gariban işçi. Kavuran güneşin altında terleyerek rızkımız arayan çiftçide olmak mümkün tabi. Belki de çok acı bir rahatsızlık geçirip evden dışarıya çıkamayan bakıma muhtaç bir hastada olabiliriz. Yarına ne olacağımızı Yaradan'ımızdan başka kimse bilmez, bilemez.  

Geçmişimizi düşündüğümüzde, nerden nereye geldiğimizi anlamamız biraz zaman alır. 'vay be nerden nereye ' dediğimiz çok olmuştur. Ya çok üst makamlara cıkmış ya da çıktığımız üst makamlardan inmişizdir. Ya çok zenginlemiş ya da zenginlikten sonra fakirlik imtihanına tabi tutulmuşuzdur. Sonuçta ne yaparsak yapalım ne olursak olalım ne kadar büyürsek büyüyelim mutlaka ama mutlaka HER BÜYÜĞÜN BİR BÜYÜĞÜ VARDIR. 

Büyüklük zor iş!

Sorumlu olduğunuz kişinin ya da kişilerin dertleri sizin derdiniz olmadıktan sonra büyüklüğünüzü tamamlamış sayılmazsınız. Ne kadar yükselirseniz yükselin boş bir yükseliş olur ve günün birinde çakılırsınız. Muhtarda olsanız, Belediye başkanı da olsanız, Vali de olsanız, Başbakan hatta Cumhurbaşkanı bile olsanız oturduğunuz koltuğu dolduramadıktan sonra günün birinde mutlaka ama mutlaka çakılırsınız. 

Dedim ya büyüklük zor iş!

Geçenlerde seyrettiğim bir dizi de izlediğim bu konuya değinmek istedim bu hafta.  Kendisine verilen yetkileri, şahsi çıkarları için kullanarak zulmeden şahsın, kendisini arayan telefondaki şahsa hesap vermesi dikkatimi çekti. Telefondan önce ve telefondan sonra diye ikiye bölersek hayatını sanıyorum hata etmiş olmayız. Gerçi dizide telefon edilende telefon edende hoş karakteri canlandırmıyorlardı ama olsun. Gerek bu dünyada gerekse ahrette, iyinin de kötünün de hesap vereceği birileri var sonuçta. 

Sorumlu olduğumuz makamları hesap vereceğimiz birileri olduğunu düşünerek yönetmeliyiz. Sorumlu olduğumuz ölçüde vebal yüklüyoruz omuzlarımıza. Bu dünyada kimse hesap sormazsa bile ahrette bir soracak olan mutlaka vardır. 

Unutmayalım dostlar: bu dünyada yaşayan HER BÜYÜĞÜN MUTLAKA HESAP VERECEĞİ BİR BÜYÜĞÜ VARDIR.