Maarifimizin öncü, önder ve örnek isimlerinden biride hiç şüphesiz Mahir İz’dir.O, soyadı gibi iz bırakmıştır. Hoca: “Dünyaya tekrar gelsem yine öğretmen olmak isterdim”, diyor.

Mahir İz ’in öğretmenlik mesleğine duyduğu aşk, meslek seçimi yapacaklar için dikkate alınması gereken bir ölçü.

Konumuz günümüz lise çağlarında ilgilerinin ve yeteneklerinin farkında olmadan “bahtının rüzgârına kapılıp” meslek seçen gençlerimiz.

Çevremizde her gün bu gençlerimizden birileri ile bir yerlerde karşılaşmak mümkün. Söz gelimi, Bosna’dan Konya’ya ziyarete gelen lise öğrencisi Kasım. Kasım, yaptığı spor dalını çok sevmesinden ötürü Karma Dövüş Sporu Şampiyonu Habib Nurmagomedov gibi ünlü bir sporcu olmak istiyor. Hâlbuki yaptığı meslek seçimi anketinde Kasım için başka alternatifler öneriliyor.

Başka bir örnek, bir yakınımın cenazesinde tanıştığımız, lise son sınıf öğrencisi Mustafa Salih’ de babasının büfesindeki işine zaman zaman keyifle yardımcı oluyor. Hani derler ya, iş de eline yakışıyor. Meslek seçimi anketi bu öğrencimize de yeni ufuklar açmaktadır.

Diğer bir misal, Maraş’ta bir berber dükkânında karşılaştığım Battal’ın hikâyesi. Çevresinin hitabıyla Battal Gazi’nin meslek seçiminde yaşadığı ikilem.

Lise son sınıfa devam eden, boyu-posu yerinde, kibar ve içten birisi izlenimi uyandıran Battal Gazi’nin çevresinden diğer öğrenciler gibi çok etkilendiği görülüyor.

Doktorluk, askerlik gibi bazı meslekler toplum nezdinde kredisi yüksek  “havalı” olarak göründüğünden birçok genç için ulaşılması yüksek bir hedef olarak görünüyor.

Bir de aileler olarak, çocuklarımızın özgür iradesine ipotek koyma gibi bir hastalığımız var. Çocuğumuz adına her kararı biz vermeliyiz, anlayışını bir türlü aşamadık.

Hayat sevmediğimiz bir mesleği yapmak ve sonra değiştirmek için çok kısa.

İnsanlarımız; doktorsa hastanın bir birey olduğunu, bir güvenlik görevlisi ise, karşısındakini bir vatandaş olduğunu, bir öğretmen ise öğrencinin bir emanet olduğu farkındalığını yakaladığında doğru bir meslek seçtiklerini ancak o zaman söyleyebilirler.

Hangi mesleği yaparsak yapalım, elbette işin para veya itibar boyutu olacak.

 Eğer içinde aşk yoksa tutku yoksa çıkmaz yoldayız, demektir.

Bu durumda hem kendimize hem de başkalarına eziyet çektirmiş oluruz.

Bazı yerlerde karşımıza çıkar, yöresel lezzetler olarak meşhur mekânlar vardır. Söz konusu iş yerlerinin sahiplerinden bazıları yaptığı işten o kadar zevk alıyorlar ki, “Allah ömür verse de 10-15 yıl daha bu mesleği keyifle yapsam” diye dua ediyorlar.

Geçenlerde vefat eden Tahta Kaşık Ustası Mustafa Sami Onay da 55 yıl yaptığı işine sevgi ve aşk ile tutulmuş ve tutunmuştur.

Örnekleri çoğaltabiliriz.

Yazımıza son vermeden önce, meslek seçimi yapacak gençlere birkaç tavsiyede bulunalım.

*Kişisel özelliklerinizi göz önünde bulundurun.

*Yeteneklerinizi dikkate alın.

*İlgi alanlarınızı aklınızda tutun.

* Meslek hakkında bilgi toplayın.

*Karar verin.

* Kapasitenizin altında bir işte çalışmayın, size bol ya da dar gelen bir gömleği giymekten kaçının.

Bir de hangi mesleği yaparsak yapalım, gayemiz topluma ve insanlığa faydalı olmak olmalıdır.

Selam ve dua ile..