Mehmet Akif, dostu ve dava arkadaşı Sudanlı Zenci Musa’yı Safahat’ta saygıyla anar. O bir kahramandır.

Osmanlı komutanlarıyla 1911 Trablusgarp cephemizde beraber olur ve bir daha ayrılamaz. Trablusgarp cephesi İstanbul’a intikal edeceğinde Türk komutanlara yalvarır, ‘‘Siz nereye, ben oraya... Hizmet sizlerde. Beni çölde bırakmayın.’’

Balkan cephemize, Filistin cephemize, Çanakkale ve Birinci Kanal Harekâtına katılır. Efsane komutan Eşref Sencer Kuşçubaşı’nın emir eri olmuştur. Teşkilat-ı Mahsusa’nın istihbaratçılarındandır.

1919’da İstanbul’da rahmetli olur, Üsküdar’a Özbekler Dergâhına defnedilir.

39 yaşındadır…

Yegane mal varlığı olan çantasından şunlar çıkar: Kur’an-ı Kerim, ay yıldızlı Türk bayrağı, Osmanlı haritası, Eşref Sencer’in fotoğrafı ve kefen…

Zenci Musa’nın kahramanlıklarla dolu hayatında Hayber önemli bir yer tutar. Yemen cephesine götürülecek altınlar Hayber’de İngiliz ve Arap kuvvetleri tarafından çembere alınır.

1917

Komutan Eşref Sencer, yakalanma taktiği ile düşmanı meşgul ederken, Zenci Musa ve arkadaşları çemberden kurtulup Yemen’e Ali Sait Paşa’ya giden yolda mesafe almaya başlamışlardır. İngiliz ve Arap kuvvetleri altınlara el koyamamıştır.

Bu büyük hadise, İngiltere’de yankılanır. 12 Ocak 1917 tarihli London Times bu haberi, sekiz sütuna manşet olarak duyurur.

12 Temmuz 2022

105 yıl sonra, hacda gördüğümüz her iri yarı zenci kardeşimiz bize, Mehmet Akif’in Safahat’ında övgüyle bahsettiği Kahraman Zenci Musa’yı hatırlattı.  Onları gördükçe 105 yıl evvelin Zenci Musa’sına Fatihalar gönderdik.

Bitirirken…

Konya’mızdaki Zenci Musa Parkı’nda, şehrimize geçim zoru gelmiş olan zenci kardeşimizi, bir Konya pilavında bir araya getirecek ve 10 sahifelik de olsa ‘‘Zenci Musa 1880-1919’’ isimli hatıra bültenini armağan edecek bir kuruluş, şu BÜYÜK ŞEHİR ’de yok mudur?

Vardır inşallah…