Günümüz dünyasında gerek yazılı basında, gerekse sosyal medyada müthiş bir  bilgi paylaşımı ile karşı karşıya kalıyoruz. Bazen ayet, hadis, Allah dostlarının, ünlü kişilerin sözleri bazen de aile ve cemiyet hayatı, siyasi olaylar, sosyal meseleler üzerinde doğruluğunu teyit etmeden, araştırmadan yapılan paylaşımlar yanlış anlaşılmalara, değerlendirmelere sebep olmaktadır. Bazen en güvendiğiniz kişiler bile bu yanlış hatalara düşebiliyorlar. 

Hucurat süresi 6.ayet bu hususta bizi açık bir şekilde uyarıyor,” Ey iman edenler! Size bir fasık bir haber getirirse, bilmeyerek bir topluluğa zarar verip yaptığınıza pişman olmamak için o haberin doğruluğunu araştırın.” 

Bu hususta Hz. Ömer (r.a) ile ilgili manidar bir hadise anlatılır.

Hz. Ömer hilafet makamına geçtikten sonra, Cuma günü camide Cuma  hutbesini okumak için yeni diktirdiği elbisesi ile kürsüye çıkar. Cemaate seslenerek:

“Ey cemaat beni dinleyin!” der. Cemaatten bir sahabe Halife Ömer’e:

“Ey Ömer! Seni dinlemiyoruz.” Diye bağırır. Ömer ona yönelerek:

“Neden dinlemiyorsunuz ” diye sorar. O sahabe:

“Herkese, savaş ganimetinden elbiselik  kumaş düştüğü ve bu kumaşları eşit olarak sen dağıttığın halde, senin  vücudun daha geniş, benim vücudum daha zayıf olmasına rağmen, ben bu ganimet kumaşından kendime bir elbise çıkartıp diktiremedim. Oysa  Sen ise iri vücutlu olduğun halde bu ganimet kumaştan elbise  diktirmişsin. Görülüyor ki sen, kendine daha fazla kumaş almışsın. Devlet malına tecavüz ettiğin için seni dinlemiyoruz” diyerek, Halife Ömer’i protesto eder. Hz. Ömer de kendisini savunmak için o sırada camide gördüğü oğlu Abdullah’a seslenerek:

“Ey Abdullah, gerçeği halka anlat” der. Abdullah ayağa kalkarak:

“Evet, Babama ganimetten düşen kumaş ile bir elbise dikilmiyordu. Bende İslam devlet başkanının eski elbiseler ile hutbeye çıkmasına gönlüm razı olmadı. Benim payıma düşen hisseyi babama verdim, bu  iki hisseyi birleştirerek kendisine bir elbise diktirdi “ der.

Bunun üzerine Hz. Ömer o sahabeye dönerek “Gördüğün doğru ama bildiğin yanlış” der.

Olayların görünen kısımları ile bilinen kısımları farklı olabilir. Bunları sormadan, araştırmadan, doğruluğunu teyit etmeden fikir beyan etmek suizanlara sebep olabilmektedir. Sosyal medyada müthiş bir bilgi kirliği var, bir Müslüman olarak daha ihtiyatlı ve tedbirli olmak durumundayız. Yoksa yalan yanlış olan bilgi ve olaylar  hakkında ahkâm kesmek, en başta kul hakkına sebep olmaktadır. 

Bazen gördüklerimizle bilinenler arasında farklılıklar olabilir. Yanlış anlaşılmalara, dedikoduya, giybete fırsat vermemek için daha titiz ve dikkatli olmak zorundayız.

Bu hususta daha titiz ve temkinli olmak her Müslümanın dikkat etmesi gereken hususların başında olması gerekir. Yoksa yanlış ve eksik bilgiler ile hesabı zor verilecek veballer altında kalabiliriz.

Bütün kardeşlerimizi bu hususta hassasiyete davet ediyorum. Cenabı Allah ahir ve akıbetimizi hayırlı eylesin. 

Ya hayır konuşalım ya da susalım…

Baki selamlar.